Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "İstanbul seçimini ya Sisi ya
da Binali Yıldırım kazanacak" sözleri herkesin diline
düştü.
Sosyal medya, bu ve buna benzer yayınlar üzerine birbirine girdi.
Cumhurbaşkanı'nın olayı abarttığını söyleyenler de oldu, yedi
sülalesine küfredenler de...
Peki Cumhurbaşkanı bu cümleyi durup dururken ve yok yere mi
kullandı?
Bu sorunun cevabını almak için Mısır'ın seçilmiş Cumhurbaşkanı
Muhammed Mursi'nin mahkeme salonunda can çekişerek öldüğüne dair
haberin geldiği güne gidelim.
Bütün sosyal medya kullanıcıları ve internet sitelerinin
yorumcuları şahittir. O gün Muhammed Mursi'nin fotoğrafının altına
kan dondurucu mesajlar yazıldı.
Bakın abartmıyorum.
Sayıları on binleri bulan bir ucube topluluğu, Mursi'nin ölümü
üzerinden Erdoğan'a demediğini bırakmadı. En sıradan yorumda bile,
"Darısı bizimkinin başına" temennisi vardı.
O paylaşımlar sosyal medyada olduğu şekliyle duruyor. Bakın,
tekraren söylüyorum. Paylaşımların altında bir değil, bin değil
onbinlerce kişinin intikam yorumları var.
Her biri Erdoğan'a bir ölüm şekli uygun görmüş.
Kimi Mursi'nin fotoğrafıyla yetinmemiş olacak ki Irak'ta asılan
Saddam'ın kuyudan çıkarılış fotoğrafını paylaşmış. Kimi Libya'da
linç edilen Kaddafi'nin kanlar içindeki halini...
Kimi, bir Yunan gazetesinin, dar ağacında sallanan Erdoğan konulu
kapağını kullanmış, kimi merhum Adnan Menderes'in ipin ucunda
sallandığı o kahredici anı paylaşmış.
Kimi, Sultan ll. Abdulhamid'in fotoğrafını, kimi dağın yamacında
şehit düşen merhum Muhsin Yazıcıoğlu'nun ayaklarının fotoğrafını
kullanmış.
Kimi Erdoğan'ın Hitler'e benzetilen montaj resmini paylaşmış, kimi
ise Romanya'nın diktatörü Çavuşesku'nun kurşuna dizildiği anı
anımsatmış.
Ve bütün bu paylaşımların altında benzer cümleler var:
Ağız birliği etmişcesine hepsi, "Erdoğan'a Mursi gibi ölme şansı
vermeyiz. Onun sonu bunlar gibi olmalı" diye intikam narası
atıyor.
Ayrıca merhum annesine, çocuklarına ve Cumhurbaşkanı'nın şahsına
yöneltilen öyle küfürler, öyle hakaretler var ki..
Tek kelimeyle kan dondurucu...
Ben yaptım, lütfen siz de yapın. Bu mesajı yazanların sayfalarına
lütfen şöyle bir göz atın.
Pek çoğunun profil fotoğrafını Ekrem İmamoğlu'un süslediğini
göreceksiniz. Neredeyse tamamının sayfasında Ekrem İmamoğlu'na
destek mesajlarını okuyacaksınız. "Her şey çok güzel
olacak" sloganlarına rastlayacaksınız.
Erdoğan, "Pazar günü ya Sisi'ye ya da Binali'ye oy
vereceksiniz" derken işte bu ucubelere dikkat
çekiyor, "Zulüm 1453'te başladı" diyen
kahpelere cevap veriyor.
"İmamoğlu'na verilen her oy, AK Partililer için kefen
niteliği taşıyor" diyen alçaklara...
Ekranlara çıkıp, "Bu devlet parti devleti olmuştur. Bu
devlet Erdoğan'ın devleti olmuştur. Bu devlet bizim devletimiz
değildir, yıkılmasında da bir mahsur yoktur" diyen
profesör bozuntularına...
"Demokrasi geldiğinde lideri ya mahzenlerde ayaklarından
asarlar ya da zehirler ortadan kaldırırlar" diyen sanatçı
kılıklı soytarılara..
"Sizi geçmişte mağdur ettiğimiz gibi yine mağdur edeceğiz.
Durun hele durun, onun da zamanı gelecek" diyen küfür
suratlı yazar müsveddelerine...
"AK Parti dönemi sona eriyor, hepinizin sonu
yaklaşıyor" diyen namert oğlu namertlere sesleniyor
Cumhurbaşkanı Erdoğan...
Ve yalnız değil.
Allah şahittir ki yalnız değil.
İstanbul'u bunlar gibi sütü bozuk, tohumu bozuk ve kanı bozuk
olanlara teslim etmek istemeyen milyonlarca insan aynı düşünceyi
paylaşıyor, aynı sözleri tüm yüreğiyle haykırıyor.
Onlar adına...
Türlü ölümlere, ölümlere olmasa bile zulümlere uğratmayı hayal
ettiğiniz sessiz milyonlar adına söylüyorum.
Be hey kahpeler!
Biz, buradayız.
Kalu beladan beri buradaydık, Allah nasip ederse haşre kadar,
mahşere kadar burada olacağız.
Biz birkaç belediye ile yıkılmayız. Bizler, hak davasında
yenilgilerin dahi imtihan olduğuna inanmış bir topluluğuz. Boş yere
üfürüp rüzgar yapmayın. Çünkü biz bir üfürükle, bir rüzgarla
tutuşanlardanız.
Sizin intikam naralaranız bizim ise Allah'ın ve tarihin huzurunda
verilmiş sözümüz, edilmiş yeminimiz var.
Biz, bu ülkenin çakıl taşına, biz bu ülkenin lideri olan
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tırnağına zarar gelmesine izin
vermeyiz.
Tıpkı 15 Temmuz'da olduğu gibi...
O günü hatırlayın ve aşağılık planlarınızı ona göre yapın!
İNTERNETHABER'İN YOUTUBE KANALINA HALA ABONE
OLMADIYSANIZ;
https://www.youtube.com/channel/UC1uz19Qdhs5LP7UAWpJRgrQ