Sondaj krizi AB'yi harekete geçirdi
Abone olAvrupa Komisyonu, Akdeniz'deki sondaj krizinden doğan gerginlikte hem Türkiye'ye hem de Kıbrıs Rum yönetimine itidal çağrısında bulundu.
AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton'ın sözcüsü Maja Kocijancic tarafından yapılan açıklamada, Kıbrıs Rum kesiminin birkaç gün içinde Akdeniz'de doğalgaz arama faaliyetlerine başlayacağını duyurmasının ardından yükselen gerginlikte "herkesin itidallı davranması gerektiği" ifade edildi.
Kocijancic, "AB tüm taraflara mümkün olan en kısa sürede kapsamlı bir anlaşmaya varmaları için tüm çabaları göstermeleri çağrısında bulunuyor" dedi.
Kocijancic, "Tüm taraflar itidallı davranıp, bu sürecin başarıyla tamamlanması için elinden geleni yapmalıdır" ifadesini kullandı.
AFP haber ajansının bildirdiğine göre Kocijancic, "Türkiye'ye, iyi komşuluk ilişkilerini ve sınır anlaşmazlıklarının barışçıl çözümünü olumsuz etkiyetecek her türlü tehdit, sürtüşme kaynağı ya da eylemden kaçınmasını tavsiye ediyoruz" dedi.
KARŞILIKLI SERT AÇIKLAMALAR
Enerji Bakanı Taner Yıldız, bugün yaptığı açıklamada, Kıbrıslı Rumların Doğu Akdeniz'de doğalgaz sondaj çalışmalarına başlamaları halinde, Türkiye'nin de önümüzdeki hafta bölgede petrol aramaya başlayacağını söyledi. Yıldız, sismik araştırma gemilerine donanma gemilerinin de eşlik edeceğini belirtti.
Yıldız, Kıbrıs Rum yönetiminin ABD'li şirketlerle doğalgaz arama çalışmalarına başladığının hatırlatılması üzerine, "Rumların bu hareketi uluslararası hukuka uymuyor. Münhasır ekonomik sahanın sınırları belirlenmiş değil. İsrail ya da başka bir ülkeyle yapılan bu çalışma provokatiftir" dedi.
TÜRKİYE'NİN HAKKI YOK
Rum lider Dimitris Hristofyas ise dün Londra'da katıldığı bir etkinlikte Türkiye'nin, Kıbrıs Rum yönetimini, "hidrokarbon yatakları saptama araştırmaları dolayısıyla protesto ve gerginlik yaratma hakkı olmadığını" söyledi.
Rum basınında yer alan haberlere göre, Rum lider, "Ankara nihayet neyin çıkarına olduğunu anlasın ve gerginlik yaratmak ve bölgede karıştırıcı gibi davranmak yerine, Kıbrıs sorununun çözümünde işbirliği yapsın" dedi.
Hristofyas, Rumların ve Türklerin birlikte yöneteceği 'Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti'nin, doğal zenginliklerinden istifade edeceğini ve ortaya çıkacak menfaatlerden iki toplumun da faydalanacağını savundu.