Son sözleri oğlum saklan oldu!
Abone olŞırnak'ta oğlunun şehit oluşunu telefonda yaşayan anne Hatice Parpaloğlu, o anı anlattı: "Şehit olacağım. Hakkını helal ediyor musun?" diye sordu. İşte ayrıntılar?
ANNENİN SON ÇIĞLIĞI: Oğlum, saklan
Şırnak'ta oğlunun şehit oluşunu telefonda yaşayan anne Hatice
Parpaloğlu, o anı şöyle anlattı: "Şehit olacağım. Hakkını helal
ediyor musun?" diye sordu. "Ediyorum oğlum, dedim. Silah seslerini
dinledik. 'Oğlum, saklan' diye bağırdım."
Şırnak'ta iki askerin şehit olduğu gece çatışması sırasında
ailesini arayarak, "Arkadaşlarım öldü. Birazdan şehit olacağım.
Hakkınızı helal edin" diyen ve bu sözleriyle tüm Türkiye'yi yasa
boğan şehit er Oğuz Parpaloğlu'nun evinde bu bayram yas var.
Anne Hatice Parpaloğlu, oğlunun, çatışma sırasında arkadaşının
telefonundan aradığını, "Şehit olacağım. Yaralıyım. Hakkını helal
ediyor musun annem" diye sorduğunu anlatıyor. Gözü yaşlı anne,
"Ediyorum oğlum, dedim. Birkaç dakika konuşabildik. Sonra takatı
kalmadı. Silah sesleri geliyordu. Oğlumun sesi kesildi. Birkaç
dakika silah seslerini dinledik. 'Oğlum, bir delik bul, saklan'
diye bağırdım. Artık sesi gelmiyordu. Sonra telefon da kesildi"
diyor.
Baba Vedat Parpaloğlu da, oğlunun kendi telefonu olmadığını, Avni
adlı bir arkadaşının telefonundan ara sıra aradığını söyledi. Baba
Parpaloğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"O gece de Avni'nin telefonundan aradı. Avni de (Bekaroğlu)
yaralıymış. Onun da annesi ölmüştü askerdeyken. Çok dertli diye,
ramazandan önce izinde Avni'yi bize getirmişti. İnşallah o çocuk
iyidir."
"Sen dinlen anne"
Bunları anlatırken, çok değil, ramazanın ilk haftasını hatırlıyor
anne Hatice Parpaloğlu hıçkırıklar içinde:
"15 gün izne geldi, bu sürede çorap atölyemizde çalıştı oğlum. 'Sen
dinlen anne' dedi. Bir hafta beni dinlendirdi, bir hafta babasını.
15 gün sabah 5'te kalktı, dükkân açtı. Gelirken asker arkadaşı
Avni'yi de getirmişti. İki gün kaldı Avni de. İkisini karşılıklı
divanlara yatırdım. Ben de kıyamadım ayrılmaya. Yorgan serdim yere.
Aynı odada yattım onlarla. Sohbet ede ede uyuduk."
Oğuz, ilk çocukları Hatice-Vedat Parpaloğlu çiftinin.
Evlendiklerinden 9 ay sonra dünyaya gelmiş. Öyle mutlu olmuş ki
baba Vedat Parpaloğlu, kışa kömür almak için ayrılan bütün parayı
arkadaşlarıyla oğlunun doğumunu kutlamak için harcamış.
"Aslanlar gibi yaparım"
"O zaman gelir miydi oğlumuzun şehit olacağı aklımıza" diye
anlatıyor Hatice Parpaloğlu:
"Hiç düşünmedik. Yakınlarımız, 'Komutanlarının adını versin, buraya
bir yere aldıralım' dediler. Aradık Oğuz'u. Kabul etmedi. Yemin
ederim kabul etmedi. 'Ben torpilli askerlik yapmam. Aslanlar gibi
yaparım askerliğimi' dedi. Aslanlar gibi şehit oldu. Bizde asker
bitmez. Daha çok evladımız var ailemizde asker olacak, şehit
olacak. Kimse kalmasa biz kendimiz gideriz. Tek tek
çarpışırız."
Telefon çalınca sevinmişlerdi
Zeytinburnu'nda bir yakınlarının evinde taziyeleri kabul eden
Parpaloğlu Ailesi, perişan halde. Pazartesi gecesi çorap
imalathanelerinde kalırlar. 22.00'ye doğru cep telefonu çalar.
Numara tanıdıktır. Büyük bir sevinçle açarlar telefonu. Çatışmanın
seslerini dinlemekten fazlası gelmez ellerinden.
Oğuz, kardeşleri Filiz ve Elif'le de çok yakınmış. Abisinin
cenazesi başında gözyaşı döken 12 yaşındaki Elif de bir şeyler
söylemek istiyor: "Abim bana hep 'Su getir, yemeğimi koy' derdi.
Ben de 'Kalk, kendin al' diye kızardım. Ama yine kıyamaz
getirirdim. Semra Hanım'ın oğluna şehit dediler. Ben şimdi
üzülüyorum. Asıl şehit benim abim. Şimdi beni duysaydı, 'Seni çok
seviyorum' diye bağırmak isterdim." Anne Hatice Parpaloğlu, "Ben
artık Elif'i hem Elif, hem Oğuz diye seveceğim" diyor.
Hayali ev almaktı
Oğuz'un askere gidişinde bazı pürüzler çıkmış. Ortaokula kadar
okumuş. Bir an evvel askerliği bitirip hayatını kurmak istemiş.
Nüfus kütükleri Adapazarı'nda olduğundan defalarca gidip gelmesi
gerekmiş. Annesine, "Anne ben gitmek istiyorum, bunlar beni askere
almıyor" diye yakınmış. Ancak sonunda asker olmuş. İki ay kalmış
askerliğinin bitmesine. Ve annesi şimdiden kız bakıyormuş oğluna.
Babasının çorap imalathanesini de o işletecekmiş tezkereden sonra.
Çok çalışacak ve ailesine bir ev satın alacakmış. Tek hayali
buymuş.
Çatışmanın tanığı anlatıyor
'Oğuz'u kurtarmak için herkes koştu'
Şehit er Oğuz Parpaloğlu'nun ölmeden önce ailesiyle son kez
görüştüğü telefonun sahibi yaralı er Avni Bekaroğlu da Şırnak
Askeri Hastanesi'nde tedavi görüyor. Bekaroğlu, yaşananları şöyle
anlattı:
"Telefon Oğuz'daydı. Arayan olursa bana getiriyordu. Ona çok
güveniyordum. Saat 22.00 gibiydi. Mevzide duruyorduk. Alt taraftan
dere yatağından el bombası attılar. Sonra çatışma başladı.
İçlerinden birini vurduk. Biz o sırada yan yanaydık. Bomba beni
aşağıya savurdu. O sırada Oğuz yaralanmış. Telefon üstünde olduğu
için annesini babasını aramış. Komutanlar, herkes koştu Oğuz'u
kurtarmak için. 'Oğuz nasıl?' dedim. Bana 'iyi' dediler. Hastaneye
gelince söylediler öldüğünü. Diğer şehidimiz Ümit de o sırada
mevzidekilere çay dağıtıyordu. Ben de ayağımdan yaralandım. Sonra
baygınlık geçirmişim. İyiyim şimdi ama Oğuz'u unutamıyorum."
Arkadaşımı kaybettim
Kendisinin de Oğuz gibi Adapazarılı olduğunu ifade eden Bekaroğlu,
"Ailemi hastaneden aradım. 'Gelmeyin' dedim. Şimdi bayram, yollar
kalabalık. Gelmediler. Annemi askerdeyken kaybettim. Oğuz'la evine
de gitmiştim. 2 - 3 gün kaldık. Annesi annem, babası babam gibi.
İyileşir iyileşmez ziyarete gideceğim. Şehit olmadan ailesiyle
konuşabildiğini öğrendim. Çok üzgünüm. En yakın arkadaşımı
kaybettim" diye konuştu.
Kaynak: Milliyet
Haber: Elif Korap Aygün