Son seçim anketinden çarpıcı sonuçlar
Abone olÇözüm süreci hangi partilere yaradı, kimin oyu düştü? ANAR'ın araştırması çarpıcı sonuçlar içeriyor.
ANAR Araştırma Şirketi'nin Genel Müdürü İbrahim Uslu'ya
göre süreçte AK Parti ve BDP'nin oyları etkilenmedi, CHP 23 bandına
geriledi, MHP yüzde 14'e yükseldi.
Süreç ümit edildiği gibi yürürse, 2014 şu ana kadar AK
Parti'nin gireceği en sorunsuz yerel seçimler olur... Bu ifade ANAR
Araştırma Şirketinin Genel Müdürü İbrahim Uslu'ya ait. Uslu,
seçmenin CHP'den uzaklaşarak MHP'ye yöneldiğini
vurguladı.
Akşam gazetesi kamuoyu araştırma şirketlerinin tepe isimleriyle
görüştü. Nebahat Koç imzalı ANAR Genel Müdürü Uslu'nun
açıklamalarından bazı başlıklar şöyle oldu:
AK PARTİ YÜZDE 50-53 BANDINDA
Sürecin kısa vadeli etkilerine bakacak olursak, AK Parti'nin yüzde
50-53 bandında olan desteğinin devam ettiğini görüyoruz. CHP yüzde
22-23 bandına geriledi, MHP ise 2009'dan bu yana ilk kez yüzde 14'e
ulaştı. BDP geçen yaz şiddetlenen çatışmalarla birlikte yüzde 7'ye
ulaşmıştı ve halen bu pozisyonunu koruyor. Kısaca belirtmek
gerekirse süreçten AK Parti ve BDP'nin oyları etkilenmezken, CHP oy
kaybetti ve bu partiden uzaklaşanlar MHP'ye yöneldi.
BU YAZ KRİTİK
Sürecİn yerel seçimlere etkisi açısından değerlendirildiğinde bu
yaz ve sonbaharın nasıl geçeceği kritik bir önem taşıyor. Malum
iklim koşulları nedeniyle PKK eylemlerini kış aylarında durdurup
ilkbahar-sonbahar arasında ise şiddetlendiriyordu. Yerel seçimler
ilkbaharın başında olacağı için kış ayları zaten hep daha az
riskliydi. Dolayısıyla süreç aksasa bile seçim öncesi dönemde
terörün yeniden tırmanmasını beklemek için bir gerekçe yok. Bu
nedenle bu yaz ve sonbahar aylarının kritik olduğunu düşünüyorum.
Eğer süreç öngörüldüğü ve ümit edildiği gibi yürür, PKK önce
tamamen sınır dışına çekilir ve bütünüyle silah bırakma
çalışmalarının sürdüğü bir atmosferde seçimlere gidilecek olursa,
2014'ün şu ana kadar AK Parti'nin gireceği en sorunsuz yerel
seçimler olacağını söyleyebiliriz.
MHP VE CHP KAPIŞACAK
Ama yaşanan çözüm sürecinin şu ana kadarki en belirgin sonucu
CHP-MHP arasındaki rekabetin kızışması oldu. Sayın Bahçeli de
"CHP'yi geçtik şimdi AK Parti ile rekabet ediyoruz" şeklindeki
açıklamasıyla bu gerilimi iyice pekiştirdi.
Tüm koşullar AK Parti'nin lehine görünüyor ve eğer AK Parti 2011
genel seçimleri civarında bir oyla yerel seçimleri tamamlarsa,
cumhurbaşkanlığı seçiminin, galibi önceden belli bir formaliteden
ibaret hale geleceğini söylemek çok ileri bir iddia olmaz. Diğer
partiler aday bulmakta bile zorlanacaklardır. Ve eminim hiçbir
partinin genel başkanı cumhurbaşkanlığına aday olmaya cesaret
edemeyecektir.
SÜREÇ RİSK TAŞIYOR
Açılım süreci aslında daha önce 2010 referandumu ve 2011 genel
seçimlerinde toplum tarafından iki kere üst üste akredite edildi.
Her iki seçimde de özellikle MHP şimdi ileri sürdüğü "bölünme"
tehdidini zaten kampanyasının temel argümanı olarak kullandı. MHP
kadar yoğun olmasa bile CHP de Habur ve Oslo üzerinden AK Parti'ye
saldırdı ama neticeler herkesin malumu. Anti-açılımcı politikaların
CHP ve MHP'ye ne kazandırdığını hepimiz biliyoruz. Son seçimde iki
partinin toplam oyu bile yüzde 40'a ulaşamadı.
AK Parti çözüm süreci ile ilgili bugünkü cesaretini buradan alıyor.
2009'da açılım ilk olarak topluma sunulduğunda AK Parti biraz oy
kaybetti ama süreç içerisinde bu politikanın gerekliliğini
seçmenlere iyi anlatmayı başardı. Neticede referandum sonrası
yaptığımız çalışmada "evet" oyu vermeyi etkileyen en önemli
faktörlerden birinin de açılım olduğunu bulguladık. Dolayısıyla
toplum psikolojik olarak zaten çözüm sürecine hazırdı. Bu nedenle
aralık ayı başında Öcalan'la görüşmeler yapıldığı topluma
duyurulduğunda biraz tereddüt yaşadı ama sonra sürece verilen
destek hızla yükseldi. Mart başına geldiğinde ise destek oranı
yüzde 58'e ulaşmıştı. Artık sürecin seçmen boyutunda AK Parti
açısından herhangi bir risk yok. Ama sürecin kendisi şüphesiz ki
bazı riskler taşıyor.
İNTERNET HABER'İN
POLİTİKA HABERLERİ KATEGORİSİ DOPDOLU.
POLİTİKAYA DAİR TÜM HABERLERİ OKUMAK İÇİN
TIKLAYIN