Son seçim anketi sonuçlarını KONDA açıkladı
Abone olEn son seçim anketi sonuçlarını açıklayan KONDA Yönetim Kurulu Başkanı Tarhan Erdem, HDP'nin barajı geçip geçmemesiyle ilgili çarpıcı bir iddiada bulundu.
2015 seçim anketi son
olarak araştırma şirketi KONDA'dan geldi. KONDA Yönetim Kurulu
Başkanı Tarhan Erdem, 2015 genel seçimlerine ilişkin yaptıkları
anketlerin sonuçlarını "HDP bence barajı geçecek ama burada HDP
seçilmeyecek, Ak Parti cezalandırılacak" diye
yorumladı.
"HDP BARAJI GEÇECEK AMA SEÇİLMEYECEK..."
Erdem, 'koalisyon ihtimali'ne ilişkin, "Olabilir ama
koalisyona kadar gideceğini sanmıyorum" diye konuştu.
SEÇİM SONUCU NE OLACAK?
Erdem, seçim sonuçları üzerine yaptığı analizde, "2015 seçiminde
önemli bir krize gidiyor Türkiye. İktidar çoğunluğunu almış olsalar
dahi az bir ekseriyetle alacaklar. 276, 290, 300 de olsa aynı şey.
Düşününüz ki yüce divan oylamasında en az 45 fire vardı. Bu demekki
gelecek aritmetik zor bir aritmetiktir. Bu düşüş ne zaman başladı?
Bana göre geçtiğimiz kasım ayında bu karar verilmişti. O karar
nedir; HDP. Halk ne yapacak, bu kararı bir partiye oy vererek
gösterecek, mesaj taşıyıcı oy verilen bir parti olacak. O parti
hangi parti olacak? Halk şunu gördü, CHP veya MHP’nin oyunu yüzde
iki üç arttırarak bu dersi veremez, ama HDP’yi barajı geçirirse 50
milletvekili farkeder ve barajı geçirmek için de dört puan kâfidir.
Bunu halk gördü ve Kasım Aralık ayında bu karar verildi." dedi.
İşte Erdem'in 2015 genel seçim anketleri üzerinden yaptığı seçim değerlendirmeleri:
"AK PARTİ'YE CİDDİ BİR DERS VERİLMEK
ÜZEREDİR"
AKP, 2010 yılına kadar başlangıçta söylediğini destekleyen ve
onları gerçekleştirmek isteyen bir yolda yürüdü. 2010 yılından
sonra da çok farklı, Türkiye’de çok alışılmış, iktidarını bırakmak
istemeyen bir parti havasıyla ifade özgürlüğü, demokraside
gerilemeler başladı maalesef. Benim yorumlayabildiğim Ak Parti’nin
2010’dan sonra kendisine çok haksızlık ettiğidir. Ak Parti eğer
söylediğimi yapabilmiş olsaydı bugün 330 falan söz konusu değildi
hepsini geçmişti. Çok ileri bir noktadaydı. Ama bugün çok ciddi bir
ders verilmek üzeredir Ak Parti’ye.
"İKTİDARINI BIRAKMAK İSTEMİYOR"
İktidarını bırakmak istemiyor. Türkiye’de 1908 meşrutiyetinden sonra, bir meclise dayalı ilk hükümet denebilir buna, halk değişim istiyor, heyecanlı, ama maalesef İttihat ve Terakki iki yıl sonra Türkiye’yi kendilerinin aldıkları dönemden daha bir korkunç hükümet terörü yapan bir duruma getirdiler. Harpler nedeniyle gördüler ki iktidarı seçimle devam ettiremeyecekler, başka bir yol buldular. Maalesef meşrutiyetten sonraki bütün iktidarlarda iktidarlarını muhafaza etmek için benzer bazı tedbirler almıştır.
"BİZ BUNU BECEREMİYORUZ"
2012’den itibaren Türkiye bir siyasi tıkanıklığa girdi ve bunun
şimdiki idarecilerin umdukları tasarladıkları gibi bitmeyeceğinden
eminim, bu hepimiz için çok ağır bir durumdur. Düşününüz ki, 12
sene bir memleketi idare etmiş, milli gelirini çok iyi halletmiş,
ekonomisini pek çok olaya karşı büyütmeye devam etmiş, fiziki ve
demokratik olarak çok iyi şeyler başlatmış bir siyasi partinin bu
hale gelmesi, yalnız kendileri için değil hepimizin de kusuru olan
bir şeydi. Biz bunu beceremiyoruz, demokrasiyi ve o hale geliyoruz.
Bu hale gelmemizin nedeni netice itibariyle üç beş kişinin
iktidarını muhafaza etme endişesidir.
"DELİKANLILIK PSİKOLOJİSİ"
Önemli olan ilk geldiklerinde iyi idare ediyorlar, sonraki
dönemlerde çok farklı nedenlerle yollarını şaşırıyorlar. Şu mu oldu
bu mu oldu değil, mesele çok basit. Ben o adam değilim, ben
verdiğim sözü tutarım, üç dönem kuralını muhafaza edeceğim dedi,
dedi ama sanıyorum ki sonradan biz ne yaptık da dedi. Bu kuralı
muhafaza etmek demek milletvekilliğinden ve dolayısı ile
başbakanlıktan ayrılmak demektir. Ne yapacak o zaman, 2011
seçimleri geliyor, 2015’te milletvekilliği bitecek. 2015’te
iktidarını muhafaza etmek için birşey düşünmek lazım. İki şey
yapabilirdi; üçüncü dönemi kaldırırdı kural olarak ve çok da yanlış
bir kural bana göre ya da Cumhurbaşkanı olabilirdi, o ikincisini
seçti. İşte delikanlılık psikolojisi ile üç dönem kuralını
değiştirmemeye karar verdi, sonra bütün hareketleri, kararları,
düşünceleri 2015 sonrası iktidarı nasıl muhafaza edeceğine
yöneliktir.
"KENDİ PSİKOLOJİSİNİ ESİR ALDI"
Her gün sabah kalktığında ne olacak bu 2015 diye düşünüyordu
artık. O kendi psikolojisini esir aldı. Bizim için hepimiz için
hüsran. Kendisi için ne olduğunu bilemiyorum. Ben rahatsız oluyorum
bu konudan. Çok önemli bir siyaset adamı olmak üzereyken kendi
kararının neticesinde bu hale gelmiş bir insandan bahsediyoruz.
Onun için kendisine yazık, kendisine karşı diye söylüyorum. Çok acı
birşey.