Son haftalarda Erdoğan’ın yüz ifadesi değişti Erdoğan'ı yakından tanıyan Aydın Ünal'dan bomba yazı
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan'ın son haftalarda yüz ifadesinin değiştiğini yazan Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, "Şahsen bu ifadeyi “kadere teslimiyet” olarak okumayı yeğliyorum." dedi.
14 Mayıs seçimlerine sayımı günler kala Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın
yüz ifadesiyle ilgili çarpıcı tespitler geldi.
Bir dönem Erdoğan'ın metin yazarlığını yapan yakınındaki isimlerden biri olan eski AK Parti milletvekili ve Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal, "Erdoğan’ın yüzü ne anlatıyor?" başlıklı yazısında dikkat çeken değerlendirmelerde bulundu.
Önceki seçim dönemlerinde kararlı, kendinden emin, cesur bir yüzle meydanlarda olduğuna değinen Ünal, bu kez Erdoğan'ın yüzünde farklı bir ifade olduğu görüşünde.
Umursamazlık değil "kadere teslimiyet"
Son haftalarda Erdoğan’ın yüzünde okunması zor bir ifade olduğunu yazan Ünal, "14 Mayıs seçimlerini kazanacak olmanın verdiği rahatlık mı? Hayır, bunun ötesi. Zira o kadar çok seçime girdi ki Erdoğan, seçim öncesi yüzüne yansıyan o rahatlığı, o kendinden eminliği çok iyi tanıyoruz. Bu yeni ifadede fazlası var. Çevremde kimileri bunu “umursamazlık”, “aldırmazlık” olarak tanımladılar. Öyle mi? Sanmam. Şahsen bu ifadeyi “kadere teslimiyet” olarak okumayı yeğliyorum." ifadelerine yer verdi.
“Ne yazıldıysa o” diyor Erdoğan
Erdoğan'ın adını çoktan tarihe yazdırdığını şimdiden efsaneye
dönüştüğünü belirten Ünal, son haftalardaki farklı Erdoğan'ın
farklı yüz ifadesini bu sözlerle değerlendirdi:
"Benim okumam o ki; son haftalarda yüzüne yansıyan o ifadeyle Erdoğan “ben yapacağımı yaptım. Sorumluluğumu yerine getirdim. Hayatımı ülkem ve milletim için feda ettim. Eğer tekrar seçilirsem daha fazlasını da yaparım. Durmam, duraklamam, dinlenmem. Tecrübemi ve enerjimi son damlasına kadar yine ülkem ve milletim için feda ederim” diyor. Bunun rahatlığı içinde. Kadere ve milletin takdirine teslim olmanın verdiği bir rahatlık, bir eminlik, bir sükûnet hali yansıyor yüzüne.
“İster gol at, istersen tribünlere fırlat” diyor
“Biz bu yola kefenimizi giyerek çıktık” dedi defalarca. Bu sözünde ne kadar samimi olduğu tekrar tekrar test edildi. Ölümü öldürmüş bir mü’mini korkutamazsınız, kaygılandıramazsınız. Onun yüzünde stres, bunalım, tedirginlik göremezsiniz.
“Ben yapacağımı yaptım” diyor
“Ne yazıldıysa o” diyor Erdoğan. “Kahrın da hoş, lütfun da” rahatlığını sergiliyor. Aslında yüzündeki bu ifadeyle, bu teslimiyetle, sorumluluğu üzerinden atıyor, “ben yapacağımı yaptım” diyor ve bütün sorumluluğu millete yüklüyor. Topu penaltı noktasına koyup kenara çekiliyor; “ister gol at, istersen tribünlere fırlat” diyor.
“Ne halin varsa gör, umurumda değil” tavrı asla değil bu. Bu metanet, bu dirayet, bu teslimiyet. Bu, vazifesini hakkıyla yapmış olmanın, yetki verilirse aynen devam etmenin, verilmezse takdire boyun eğmenin verdiği rehavet."