Somalı işçinin eşinden şok eden istek!
Abone olSoma maden kazasında ölen eşiyle resmi nikahı olmayan Emine Elibol'un bu istediği herkesi şaşırttı.
Soma’daki maden faciasında eşlerini kaybeden imam nikahlı
kadınlar, ölüm aylığı, maddi yardım ve tazminat haklarından
yararlanamıyor. İmam nikahlı eşler, resmi nikahlı kadınlarla aynı
haklardan yararlanabilmek için yargı yoluna gidiyor.
Al Jazeera, Soma’da ölen işçilerin imam nikahlı eşleriyle
görüştü.
İşte o görüşmeden çarpıcı bölümler:
Soma'da yaşayan 39 yaşındaki Emine Elibol’un 11 aydır imam
nikahıyla evli olduğu Ramazan Sökmen, madende ölen 301 işçiden
biriydi. İlk evliliklerini sonlandıran çift birlikte yeni bir
hayata başlamışlardı ki, facia geldi. Elibol, eşinin son kez
giydiği kıyafetlere sarılıp gözyaşı döküyor, bir yandan da ölüm
aylığı ve tazminata hak kazanmanın mücadelesini veriyor.
Elibol, avukatı Vedat Mermer aracılığıyla "destekten yoksun
kaldığı" gerekçesiyle şirket, işveren ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanlığı aleyhine, 6 bin lirası maddi olmak üzere 650 bin liralık
tazminat davası açtı.
RESMİ İŞLEMLERE BAŞLAMIŞTIK
Davanın sonuçlanmasını bekleyen Elibol, ailelerinin rıza
göstermediği birlikteliğin ardından ilçeye gelip yerleştiklerini
anlatıyor:
“İkimiz de ilk eşlerimizden boşandık. Benim iki, onun da bir çocuğu
vardı. Ailelerimiz, birlikte olmamızı istemedi ve bizi dışladı.
Biz de, Soma’ya gelip yeni bir hayata başladık. Hiçbir
tecrübesi olmamasına rağmen işsizlikten madende çalışmaya
başladı.
İmam nikahıyla yaşıyorduk. Olaydan önce muhtarlığa gidip resmi
nikah işlemlerine başladık. Eşim, resmi nikahla evlenmemizi çok
istiyordu. Ancak, kendi boşanmasıyla ilgili karar geç kesinleşti ve
bir türlü resmi nikah işlemlerimiz olmadı. Ölümüyle birlikte
bürokrasiye takıldığımız için resmi nikamızı bir türlü
kıyamadık.
Bu bizim tercihimiz değildi. Eşimi geri versinler o zaman. Eşimi
mezardan çıkarın evleneyim.”
PARA YARDIMI YETMİYOR
Emine Elibol, evlerinin kirasını ödemekte zorlandığını ve iki
çocuğuna bakmak zorunda olduğunu anlatıyor. Kaymakamlık tarafından
iki kez verilen para yardımının da yetmediğini söylüyor. Elibol,
“Biz, kaçak yaşamıyorduk. Herkes evli olduğumuzu biliyordu. Devamlı
böyle yaşamayı düşünmüyorduk. Şu an devletin resmi nikahlı eşlere
tanıdığı ölüm aylığı ve tazminata ihtiyacım var. Bunun için dava
açtım. Eşimin bizlere baktığını, birlikte olduğumuzu ispatlamak
için tanıklar bulup, uğraşıyorum. Şu anki yasaya göre, hiçbir
hakkım yok. Tüm haklar, eşimin boşandığı eşinden olan, velayetide
annesinde olan 15 yaşındaki oğluna ait. Dolayısıyla annesi de
yararlanacak. Ya bizim durumumuz ne olacak? Acımızla başbaşa ortada
mı kalacağız” diyor.
Elibol’un bir başka isteği ise, bir ev ve iş sahibi olabilmek.
Kaymakamlığın iş bulunması konusunda yardımcı olduğunu belirten
Elibol, “İş bulunacağı sözünü verdiler ve çaba
gösteriyorlar. İş bulurken eşim ama aylık ve tazminata gelince eş
değilim. Bu nasıl adalet anlayamadım. Bağışlanan evlerde benim de
hakkım var. Neden benimde diğer madenci eşleri gibi bir evim
olmasın” dedi.
CEZA DAVASINA DAHİ GİREMİYORUZ
Elibol’un avukatı Vedat Mermer, müvekkilinin yasal mirasçı
olmadığını ama ortada bir evlilik gerçeğinin olduğunu söylüyor.
Mermer’in anlatımlarına göre, işyeri veya devletin kusurlu olduğu
yerlerde meydana gelen iş kazalarında ölenler için ölüm aylığı
bağlanıyor. Bu maaş resmi nikahlı eşlere ve onların yetim
çocuklarına veriliyor. Soma’da ise ölen maden işçileri arasında
imam nikahlı olanlar da var. Bu eşlerin çocukları, babalarının
nüfusuna kayıtlı ise ölüm ve yetim aylığı alabiliyor. Ancak imam
nikahlı eş için bu hak yok. Bu durumuyla sorumluluğu olan kişiler
hakkında açılacak ceza davasına bile birinci derece yakını olmadığı
gerekçesiyle imam nikahlı eş için müdahil olamıyorlar.
Mermer, “İmam nikahlı eş, mirascı değil. Aylık ve tazminat
hakkı yok. Sadece destekten yoksun kaldığını iddia edebiliyoruz.
Ama ortada bir gerçek var. Boşanmışlar, bir aile oluşturmuşlar.
Benim müvekkilim de diğer dini nikahlı kadınlar da bu haklardan
yararlanmalı ve bu konuda düzenleme yapılmalı” diye
konuştu.
KARNIMDA BEBEĞİM...
Henüz 18 yaşındaki, 4 aylık hamile Songül Merdim de aynı sorunu
yaşıyor. Merdim’in imam nikahlı eşi Serkan Buran da ölen maden
işçilerinden. Merdim ile Buran, faciadan 40 gün önce imam nikahı
kıyıp düğün yapmış, resmi nikah içinse gün sayıyorlardı. 18 yaşına
girmesine sekiz gün kala facianın yaşandığını söyleyen Merdim,
torba yasada, imam nikahlı eşlere yer verilmemesine tepkili
RESMİ NİKAHIMIZ YOKTU AMA...
“Resmi nikahımız yoktu ama biz evliydik. Yaşım tutunca
resmi nikahımızı da kıyacaktık. Zaten evliliğimiz, ailelerimizden
kabul gördü. Ancak ben, şimdi onun eşi değil miyim?
Karnımda eşimin bebeğini taşıyorum. Benim ve bebeğimizin geleceği
ne olacak? Olayın hemen ardından ziyarete gelen devlet büyükleri
oldu. Defalarca söyledim, sıkıntımı anlattım. İlgileneceklerini
söylediler. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç,
bizimle ilgili,’Hak sahipliği kavramının içine alamıyorsak çözeriz’
demişti. Ama hani nerede, torba yasada bizle ilgili hiçbir şey yok,
gelişme de, kapımı çalan da. Elim, kolum bağlı devletimin benide
görmesini bekliyorum. Elimden başka bir şey gelmiyor