Soma'da rezaleti ortaya çıkaran ifadeler
Abone olSoma’da 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasıyla ilgili soruşturmanın adliye ayağında çok ilginç gelişmeler yaşandı.
Tutuklanan şüpheliler, ifadelerinde, birbirlerini
suçladı. Patronun oğlu Can Gürkan, ifadesinde
yetki belgesini sunup Genel Müdür Ramazan Doğru'yu suçladı. Doğru
ise 'Belgedeki imza benim değil' dedi. İki isim de
tutuklandı.
Sorguda İşletme Müdürü Akın Çelik gaz ölçümlerinden teknik nezaretçi Ertan Ersoy’un sorumlu olduğunu söylerken, tutuklanan Ersoy ise sorumluluğu iş sağlığı ve güvenlik ekibine attı.
Milliyet si tutuklanan şüphelilerin tutanaklarına ulaştı. Meriç Tafolar ve Türker Karapınar imzalı haberde çarpıcı ifadeler yer alıyor.
Soma’da görevli 5 savcı tarafından yürütülen soruşturmada önceki
gün sorgulanan şüphelilerden Soma Maden İşletme Müdürü Akın Çelik,
mühendisler Yalçın Erdoğan, Ertan Ersoy, Emniyet Vardiya Amirleri
Yasin Kurnaz ve Hilmi Kazık tutuklanarak, Yeni Şakran Cezaevi’ne
gönderilmişti.
Soma Holding’in sahibi Alp Gürkan’ın oğlu, Soma Kömür İşletmeleri
Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan’ın da aralarında bulunduğu 6
şüpheli ise dün adliyeye çıkarıldı. Şüpheliler, 5 savcı tarafından
sorgulandı. Gürkan’ın, savcılık ifadesinde, şirketin yönetim kurul
başkanı olduğunu ancak kendisinin şirketin yapılan işleriyle ilgili
bir sorumluluğunun bulunmadığını ileri sürerek, tüm yetkinin Genel
Müdür Ramazan Doğru’da olduğunu iddia ettiği öğrenildi. Gürkan,
delil olarak Ticaret Sicil Gazetesi’ni de savcılara verdi.
Savcılar, 5 şüpheliyi tutuklamaya sevkederken, Gürkan’ı denetimli
serbestlik uyarınca serbest bırakılması için mahkemeye gönderdi.
Şüphelilerden emniyetten sorumlu vardiya amiri Mehmet Ali Günay
tutuklanırken, 4 şüpheli ise mahkemeden serbest kaldı.
DOĞRU 'İMZA SAHTE' DEDİ
Gürkan mahkemedeyken ifadesinde tüm yetkinin kendisinde olduğunu
iddia ettiği Genel Müdür Ramazan Doğru gözaltına alınarak, adliyeye
getirildi. Doğru, savcılık sorgusu sırasında patronu Gürkan’ın
kendisiyle ilgili verdiği ifadeyi reddetti. Doğru, yetki belgesinde
kendisine ait olduğu ileri sürülen imzanın sahte olduğunu, şirket
yönetim kurulu toplantılarına katıldığını ancak kendisine böyle bir
yetkinin verildiğinden haberdar olmadığını öne sürdü. Doğru’nun
şirketin kendisini savunması için gönderdiği avukatı reddettiği ve
İzmir barosundan bir avukat tarafından savunulduğu öğrenildi.
Doğru, ifadesinin ardından mahkeme tarafından tutuklanarak,
cezaevine gönderildi.
GÜRKAN'A TUTUKLAMA TALEBİ
Böylece soruşturmadaki tutuklu sayısı 7’ye yükselirken savcılar,
yetki belgesindeki imzanın sahte olduğunu iddia eden Doğru’nun
ifadesi üzerine denetimli serbestlikle serbest bırakılması için
mahkemeye gönderilen Gürkan hakkında ek gözaltı süresi aldı.
Gürkan, ikinci kez savcılar tarafından sorgulandıktan sonra
tutuklanması istemiyle yeniden mahkemeye gönderildi. Mahkeme
Gürkan’ın tutuklanmasına karar verdi.
ÖN RAPOR ESAS ALINDI
Savcılar ve mahkeme hakiminin, sorguda, bilirkişi ön raporlarını
esas aldığı anlaşıldı. Raporlarda, ocakta gaz ölçümü yapan
sensörlerin log kayıtlarına göre karbonmonoksit ölçümlerinin belli
dönemlerde yükseldiği, olayın meydana geldiği gün yapılan
ölçümlerde yine bu ölçüm değerlerinin yüksek gösterdiği, bazı
günlerde 50 birimin üstüne çıktığının tespit edildiği, buna rağmen
şirketin önlem almamak ve üretimi sürdürmek için bir önlem almadığı
gibi nezaretçi defterine de işlemediği belirtildi.
ANORMALLİK GÖRMEMİŞ
Savcılar, Soma Maden İşletme Müdürü Akın Çelik’e, “Mevzuat gereği
bu durumun teknik nezaretçi defterinde kayıt altına alınması, sizin
de bu deftere imza atarak alınan önlemleri yine deftere yazmanız
gerekiyor. Ancak, defterde imzanız yer almıyor. Bunun gerekçesi
nedir” sorusunu yöneltti. Çelik, şunları söyledi:
“Olay günü, saat 15.00 sıralarında madendeki arkadaşlardan biri
telefonla aradı. U3 bölgesi olarak tanımlanan yerden Duman
çıktığını söyledi. Çocuğumun rahatsızlığı nedeniyle madene 1 saat
sonra gittim. Kömür kızışması doğal bir olaydır, kendiliğinden
gerçekleşir. Olayın sebebini ben de bilmiyorum. Çalıştığım süre
boyunca söz konusu maden ocağında herhangi bir anormallik görmedim.
Görseydim de, özellikle olay günü hiç kimseyi ocağa sokmazdım. S
panosunun yukarısında 340 doğrusu diye tabir ettiğimiz yerüstüne
bağlantı ocak içinden hariç ve temiz havanın olduğu yer üstüne 300
metre sonra çıkabilecek bir kaçış yolumuz mevcuttur. Bu yaşam
odasından daha öncelikli ve faydalı bir yerdir. A panosunda da
yaşam odasının yapılması konusunda çalışmalara başlanmıştı. Görevim
gereği teknik nezaretçi defterine teknik nezaretçinin yazmış olduğu
aksaklıklara ilişkin tutanakta belirtilen varsa aksaklıkları
düzeltmek ile görevliyim. Maden içindeki gaz değişimine ilişkin
ölçümleri yapan sensörler ve bu sensörlerin ölçümlerini takip eden
görevliler bulunmaktadır. Kaza sırasında madene girerek işçilerin
kurtarılması çalışmasına bizzat katıldım. Bu nedenle ölüm tehlikesi
geçirdim. Şu anda psikolojik olarak ifade verecek durumda
değilim.”
AKSAKLIK YOK
Çelik’in işaret ettiği ve tutuklananlar arasında bulunan teknik
nezaretçi Ertan Ersoy ise şunları anlattı:
“Ben teknik nezaretçi olarak görev yapıyorum. Nezaretçi defterine
madende ortaya çıkan madenin fiziki şartlarına yönelik olarak
aksaklıkları tutanak halinde işliyorum. Ancak gaz ölçüm
sensörlerinin olması gerekenden yüksek ölçüm yaptığında bu durumdan
sorumlu olan ekip, iş sağlığı güvenliği ekibidir. Olayın çıkış
sebebinde görevime ilişkin herhangi bir aksaklığın olmadığı
kanaatindeyim.”
KRİTİK DEĞERLER DEFTERLERE GEÇİRİLMEDİ
Mahkeme, tutuklama kararında, “Gaz ölçüm sensörlerine ait çıktılar
incelendiğinde karbonmonoksit değerinin soruşturmaya konu olaydan
önce ve olay sırasında olması gerekenden yüksek olduğu, yine
karbonmonoksit değerinin ani yükselmiş olduğu, ancak bu durumun
teknik nezaretçi defteri gibi maden içerisindeki aksaklıkların
yazılması gereken defterlere ve tutanaklara geçirilmediği”
ifadelerine yer verildi.
TEHLİKELİ YERİN ÜZERİNİ KÜLLE KAPATMIŞLAR
Sorgusunun ardından serbest bırakılan vardiya amirlerinden Halil
Sarı’nın ise ifadesinde, “Geçen sene hatırlamadığım bir tarihte
karbonmonoksit yoğunlaşması nedeniyle H2 yarı mekanize üretim durdu
ayak külle doldurulmuştu. 6 ay sonra tekrar faaliyete başlandı.
Yaklaşık 6-8 ay önce S panosunda benzer şekilde karbonmonoksit
yoğunlaşması olmuştu. Kül basılarak iki ay üretim durdurulmuştu. Bu
kararlar iş güvenliği ile ilgili defterlerden görülebilir diye
düşünüyorum. Bunlar sadece benim hatırladıklarım” dediği
öğrenildi.