Soma’da Kadınlar ve Çocuklar Çözüm Bekliyor
Abone olCHP Manisa Milletvekili Sakine Öz, Meclis’te Soma maden faciasının ardından işçilerin ve ailelerin çözüm bekleyen talepleri üzerine söz aldı.
Kadın ve çocuk yoksulluğuna, evlerde yaşanan travmalara dikkat çeken Sakine Öz, sosyal güvencesi kesilen madenci ailelerinin sorunlarının, yaşadıkları travmayı daha derin kıldığını belirtti, esnafın ve taşeron çalışanların sorunlarını paylaştı. Soma ile ilgili kanun düzenlemesinin gecikmesinin acıları büyüttüğünü kaydetti ve tasarı maddelerinden örnekler Verdi.
Tasarıda Çok ilgisiz Maddeler Var
Milletvekili Öz, kanun tasarısı maddelerinin çok büyük bölümünün Soma ile ilgisiz düzenlemeler içerdiğini örneklerle aktardı ve Soma’nın hakkının tasarıda ufaldıkça ufaldığını savundu.
Sağ Kurtulan Sayısı Gerçekdışı
Sakine Öz, 486 olarak açıklanan sağ kurtulmuş madenci sayısının gerçekdışı olduğunu belirtti, bu sayının çok daha fazlasını ilettikleri halde, Kaymakamlık ve Bakanlığın şirket açıklamasını esas aldığını, sağ kurtulmuş madencilerin sosyal yardımlardan yararlanamadığını belirtti.
Facia Öncesi 13 Uyarı
Milletvekili Öz, “13 Mayıs’taki faciadan sonra 13 kez uyardık” dediği AKP sıralarına “her konuya "Ben bilirim dinlemem, ne söylesen kabul etmem." tepkisini gösteren Hükûmetin açıkça meydan verdiği bu facia, üzerinden otuz altı gün geçmesine karşın kalıcı çözüme ulaşmamıştır. Madencilerimizin maaşları, kömür paketleme tesisinde birikmiş alacakları, esnafın ve nakliyecilerin durumu, ölüm aylıkları, eşini oğlunu yitiren ailelerimizin yaşadığı derin travma, devletin ilgisizliği ve çareden uzak duran tutumu nedeniyle daha da derinleşmiştir.” dedi
Bakanlık verileri, gerçek acıyı yansıtmıyor
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının il müdürlüklerinin açıkladıkları sayıların hepsi elimizde. Ancak bu sayılar, oğlu faciada vefat eden bakıma muhtaç annelerin ve erken doğum yapan kadınların sosyal güvencesinin kesilmesini, hastane kapısından eli böğründe bekleyerek dışarı edilmesini, devlet ayıbını asla örtemiyor. Acısını çocuklarının buruk karne gününe katan annelerimizin birçoğu geleceğe umutsuz gözlerle bakarken, istihdam ve çocuklarının gelecek kaygısını taşırken kadınların yaşadığı travmanın en yakın dert ortaklarından biri olarak şunu görüyorum: Devletin sadece soğuk yüzü Soma'ya hâkim olmuş. Oyalayan ama net konuşmayan, travmayı ve yas sürecini hatalı adımlarla uzatan kötü bir yönetim var karşımızda. Bakanlık 30 ailenin psikolojik desteğe muhtaç olduğunu açıklamakla birlikte, vardığımız evlerin, paylaştığımız sorunların çok büyük bölümünde ekonomik sorunlarla iç içe geçmiş, geçim ve gelecek derdiyle birleşmiş yüzlerce derin öykü var.
Madenci Eşleri ve Çocukları Tedirgin
Devleti yönetenler kadınların ve çocukların Soma'da yaşadıkları büyük sorunları aşmak adına, acıyı bir nebze dindirmek amacıyla hâlâ somut bir adım atamadı. Önümüze getirdikleri kanun tasarısıyla Soma'yı açıkça büyük şirketlerin taşeron hevesine, alacakları yeni işçiden kesilecek İşsizlik Sigortası Fonu'na terk etti. 61 maddeyle önümüze gelen tasarı 106 maddeyi aştı. Soma bu koca tasarının içinde ufaldıkça ufaldı. Madencilerin eş ve çocuklarının, ailelerinin bakımı için önerdiğimiz olumlu, sorun çözmeye odaklanmış adımlar alt komisyonlarda çoğunlukla reddedildi.
Tasarıda Ne Var, Ne Yok?
Acıyı birlikte aşmayı reddedenler bugün, yukarıda, komisyon masasına getirdikleri ek maddelerle Soma'ya çözüm değil, bambaşka konularda yandaşlarına arpalık dağıtmanın, cemaatle 17 Aralık hesaplaşmasına devam etmenin, taşeronu her alana yaymanın derdine düşmüştür. Biz, Soma'daki alacakların, devlet ve şirket sorumlularının peşine düşmüşken AKP sıraları, 45 ek maddeyle madencilerimize hak değil, zenginlere seçim öncesi vergi affı hediye etmektedir. Hükûmet, Soma'daki acıyla hiç ilgisi yokken HES projeleri, sağlık personeline ek nöbet, mahkeme kararlarına set çekmeye adanmış özelleştirme hükümleri, Demiryolu ve PTT'ye para bulma derdi, mahkemeye düşen RTÜK yayın ihalesini arka kapıdan kaçıran düzenlemeleri getirmektedir. Soma'nın yasına hakaret edercesine torba yasada okul müdürlerinin, polis, hâkim ve savcıların açacağı davalarda göreve iade kararı aldıkları takdirde bu kararları iki yıl bekletme, kararı uygulamayan kişilerin ise kovuşturma ve soruşturmadan muaf olma hükmü yazılmaktadır. Soma'daki travmayı hafife alan, emeği için meydanı inleten madenciye kulak tıkayanlar, Ankara'da madenci temsilciliklerine verdikleri sözü tek tek terk etmektedirler.
Soma’da Hak Yok, Toma Var
Somalılar attığınız her adımı gün gün izliyor, sizi hiç ama hiç unutmuyor çünkü siz, madenci maaş bordrolarına yazılan "sıfır çocuk" karşısında sustunuz, "Mitinglere baretli madenciler parayla ve zorla taşınıyor." diyen işçilerimize bağırdınız. 432 yetim çocuğumuzun annesine bakacak yüzünüz kalmadı. Oğullarını toprağa veren böbrek hastası babanın, sara hastası annenin, erken doğum yapan eşin sosyal güvencesini kesme kararına seyirci kaldınız. Dün maaş günü geldi, "Başbakanım neredesin?" pankartı açan madenciye yanıt verecek Somalı bir siyasetçimiz yoktu ama Soma'nın artık sabit bir Toma'sı oldu.
486 Sağ Kurtulan Sayısı Gerçekdışı
Koca bir emek ocağı, kadınların acılı yuvası, çocuklarımın uzağa bakan güzel gözleri, 2 gün aynı gömleği giyen Bakanın 36 gündür Soma'da atacağı adımı bekliyor. "Soma'daki madenlerde esaslı denetimler olmadan madenlere inilmesin." dediğimizde sizler yine sustunuz. Dayıbaşının, şirketin işe çağırma yazıları karşısında bir kenara çekildiniz. Madenden sağ çıkan ama 486 kişilik listeye yazılmadığı için kaymakamlık yardımından yoksun kalan madenci aileleri günlerdir sizden haber bekliyor. Yoksullukla acısını birleştiriyor ama kulak tıkıyorsunuz. Biz "Bu sayı 486 değil, onlarca kişi eksik ve listeler elimizde." dedikçe "Hayır, şirketin listesini esas alırız." dediniz.
Prim Sayısı Dolmamış Madenciler Bekletiliyor
Prim gün sayısı dolmamış 67 madencimizin durumu hâlâ kanunun geçmesini bekliyor, acele etmiyorsunuz.
Önce "Madende 36 saat mesai olacak." dediniz, geçen hafta ise kanun tasarısını değiştirdiniz. Madene inme ve çıkma süresini, molaları otuz altı saatin dışına attınız. "Soma'da 8 saat mesai istiyoruz." diye işçilerden yazılı dilekçe almaya çalıştınız, işçiden zorla imza alanların yanında saf tuttunuz.