Soma'da defter kitabına uydurulmuş
Abone olÖzgür Özel, Manisa’nın Soma ilçesinde 301 işçinin şehit olduğu maden faciasının Soma Kömür İşletmeleri A.Ş.’ye ait Eynez Maden Ocağı’nda, Yer Altı Sabit Cihazlar Gaz Ölçüm Rapor Defteri ile Gaz Ölçüm Kayıt Defteri’ndeki verilerde defterin kitabına uydurul
Söz konusu verilere göre ocakta hiçbir olumsuzluğun olmadığının
görüldüğünü vurgulayan Özel, “Defterde, ellerinden gelse kaza
olmamış diyecekler. Kaza gününe kadar her şey normal, hiçbir şey
olmamış, olmayacak gibi gidiyor ve bu şekilde kaydediliyor.
Allah'tan, savcının elinde dijital kayıtlar var. Bu kayıtlarda
kazadan önce olanların hepsi yer alıyor. Kayıtlarda sensörler çok
farklı değerler göstermiş. Bu değerler yükseldiği halde neden kayda
işlenmemiş? Gelinen nokta şunu gösteriyor, Soma Kömürleri A.Ş.’de
sersörlerin ne kaydettiği değil, 'benim deftere ne kaydettiğim'
anlayış oluşmuş.” dedi.
BENZER CÜMLELER
Savcılık soruşturmasındaki ifadelerde dikkat çeken Yer Altı
Sabit Cihazlar Gaz Ölçüm Rapor Defteri ile Gaz Ölçüm Kayıt
Defteri’ndeki verilere göre facianın meydana geldiği Eynez
İşletmesi'nde hiçbir olumsuzluk yok. Bilirkişi raporunda yer alan
bu tespitler, savcılık soruşturma dosyasına da girdi. Söz konusu
verilere göre bilirkişilerin, "Facia geliyorum demiş" tespitlerinin
tam aksine bütün değerler normal seviyede seyretti. Yandaki
"Açıklamalar" bölümünde ise aylarca, "Ana ve tali vantilatörler,
hava kapıları ve vantüp bezleri kontrol edildi" gibi kalıplaşmış
ifadelere benzer cümleler kullanıldığı görüldü.
BU ORTAMDA
ÇALIŞILAMAZ
Facianın meydana geldiği 13 Mayıs 2014 günü 08.00-16.00 saatleri arasını kapsayan birinci vardiyadaki değerlerin de dijital verilerle tutmadığı dikkat çekti. Gaz Ölçüm Kayıt Defteri’ne göre o gün en düşük karbonmonoksit değeri 0 ile 11 ppm arasında değişti. Bütün ocağı dolaşıp çıkan havanın ölçüldüğü ana nefeslikteki karbonmonoksit oranı bile 10 ppm’di. Facianın hemen ardından, mayıs sonunda hazırlanan bilirkişi ön raporunda Eynez İşletmesi’nde Ocak 2014'ten başlamak üzere özellikle Mart 2014 ve kaza gününe kadar saptanan verilerin sinyal verdiği kaydedilerek, “2014 Mart ayından kazanın meydana geldiği 13 Mayıs tarihine kadar incelemelerde, özellikle S panosu, S-3 klasik ayak hava çıkışında bulunan sensörde (470 numaralı sensör), madenlerde izin verilen azami konsantrasyon olan 50 ppm’nin üzerinde çok sayıda ölçüm kaydı olduğu tespit edilmiştir. Bu sensörde yer yer farklı aralıklarla 500 ppm üzerinde değerler de tespit edilmiştir (Ölçüm cihazı maksimum 500 ppm göstermektedir). 8 Mayıs ile 13 Mayıs 2014 tarihleri arasında da görülmektedir. Benzer yüksek karbonmonoksit konsantrasyonları, aynı tarih aralıklarında S panosu, S-2 yarı mekanize hava çıkış sensörü (536 numaralı sensör), ana yol 140 ayak hava çıkış sensöründe (415 numaralı sensör) de tespit edilmiştir. Maden İşletmelerinde İş Sağlığı ve Güvenliği Yönetmenliği'ne göre yüzde 19 oksijen değeri altında maksimum yüzde 0,5 karbondioksit ve maksimum 50 ppm üzerinde karbonmonoksit bulunan ortamlarda çalışılamaz.” ifadesi yer almıştı.
Aynı raporda, teknik nezaretçilerin gözlemlerini onaylı deftere kaydetmek zorunda oldukları da vurgulanarak, “Ancak yapılan incelemelerde, bu değerlerin çoğunun işlenmediği görülmektedir. Tüm bu tespitler gözönüne alındığında teknik nezaretçi, işletme müdürü, saha sahibi, iş güvenliği başmühendisi söz konusu şirketin yönetim kurulu başkanı ve vardiya amirlerinin kusurlu olduğunu düşünmekteyiz.” denmişti.