İnternet çağındayız. Akıllı telefonlarla her şeyi kumanda edecek
hale geldik. Türkiye'de teknolojinin girmediği delik kalmadı. Ama
hâlâ canlarımız toprak altında kalabiliyor. İşçilerimizin çalıştığı
yeraltı cehenneme dönüşebiliyor.
Bir başka uygar ülkede benzer facialar yaşanıyor mu?
Niçin hep bizde?
"Kader" mi?
Aynı kaderi mesela Alman madenciler niçin hiç yaşamıyor?
*
Acı içindeyiz.
Allah hepimize sabır versin!
Başımız sağolsun!
*
Ülkemizde yaşanan bu acıların benzeri bir başka ülkenin insanını
kenetliyor. Siyaset rafa kaldırılıyor, iktidar muhalefet elele
verip acıları paylaşıyor. Bizde ise en acı günümüzde ayrışmalar
daha da arttı, bu faciada bile iktidarın telaş halinde olduğunu
söyleyecek densizler var.
Nazlı Ilıcak gibi...
Acı felaketin sorumluları kimse elbette hesap vermeli.
Ancak bu talepte bulunurken, siyasi mesajlar vermek yeraltında can
veren insanlarımıza saygısızlıktır. Bir yarış hali, bir mesaj verme
telaşı, öne çıkma gayreti. Nedir bu Allah aşkına? Kan üzerinde
yıllarca siyaset yapan bu zihniyetten ne zaman kurtulacağız?
Allah'tan siyasetin gerçek aktörleri, özellikle Twitter üzerinden
yapılan densizliklere ayak uydurmuyor ve aynı yolda yürümüyor.
Başbakan, Bakanlar, muhalefet liderleri bu facianın üzerine toplumu
ayrıştıracak mesajlardan kaçınırken, sırça köşklerde viskisini
yudumlayanlar Twitter üzerinden ahkâm kesiyor!
Birileri bu densizleri sustursun artık!
*
Soma'daki facia sonrasında ilan edilen milli yas sadece bayrak
indirmekle kalmamalı. Twitter üzerinden ahkâm kesen kimi elitlerin
akşam programlarına bakmak lazım. Eğlence mekanları hiçbir şey
olmamışçasına yine sabahlara kadar açık kalacak mı? Televizyon
ekranları ilan edilen milli yasa rağmen vur patlasın çal oynasın
yayınlarını sürdürecek mi?
Buna da bakmak lazım.
*
Tepeden buraya kadar ne yazıldıysa hikaye.
Soma'daki acıyı yaşayanlar bilir.
Allah bu acıyı yaşayan herkese sabır versin.
Rahmet diliyorum...