Soma faciasını konu alan Cuma hutbesi
Abone olDiyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve bütün camilerde yarın okunması istenen Cuma hutbesi, Soma'daki maden faciasına ayrıldı.
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından
hazırlanan ve bütün camilerde yarın okunması istenen Cuma hutbesi,
Soma'daki maden faciasına ayrıldı.Allah'ın inananları korku, açlık,
mal, can ve ürünlerden eksilterek imtihan ettiği belirtilen
hutbede, "Allah sabredenlerle beraberdir" denilirken, kader ve ecel
insanoğlunun ihmal ve sorumluluğunu ortadan kaldırmadığı
vurgulandı.
Bütün il müftülüklerine gönderilen 'Müminler Tek Vücut Gibidir'
konulu Cuma hutbesinde Allah'ın Kuran-ı Kerim'de "Andolsun ki, biz
sizi biraz korku ve açlık ile bir de mallardan, canlardan ve
ürünlerden eksiltmek suretiyle imtihan ederiz. Sabredenleri
müjdele! Müminler, bir musibetle karşı karşıya kaldıklarında 'Biz
Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz' denildiği hatırlatıldı. Hz.
Muhammed'in de "Müminin durumuna şaşılır! Her hali kendisi için
hayırlıdır. Bu durum yalnız mümine mahsustur. Başına sevinecek bir
hal geldiğinde şükreder; bu onun için hayır olur. Başına bir
sıkıntı geldiğinde ona sabreder; bu da onun için hayır olur"
hadisinin bulunduğu hatırlatıldı. Hutbede, yüreklerin Soma'daki
maden faciasında yaşamlarını yitirenler için yandığı belirtilirken,
'Yüzlerce insanımız, çocuklarına ekmek getirmek için girdiği kara
toprağın bağrında can verdi. Bu defa ateş, düştüğü yeri de yaktı,
düşmediği yeri de. Çünkü ateş, bütün memleketin bağrına düştü'
denildi.
Cuma hutbesinde, maden faciasında yaşamlarını yitirenlere Allah'tan
rahmet, yakınlarına, millete sabır, metanet ve dayanma gücü,
yaralılara şifa vermesi istenirken şöyle devam edildi:
ONLAR ŞİMDİ RABBİMİZİN
MİSAFİRLERİDİR
"Dünya ölümlü. Ölüm bir şekilde geliyor ve insanı buluyor. Ölümün
yaşı yok. Rabbimiz, Kur'an-ı Azimüşşan'da ölüm veya benzeri zor
durumlar karşısında sabredenler için 'Allah sabredenlerle
beraberdir' buyuruyor. Sabır; müminin gönlünü teskin eden Rabbani
bir sırdır. Böyle zamanlarda sabra ve duaya sığınmalıyız. Rabbimize
'Üzerimize sabır yağdır Rabbim!' diyerek el açmalıyız. Müminler,
bir musibetle karşı karşıya kaldıklarında 'İnna lillah ve inna
ileyhi raciun/Biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz' derler. Bunu da
Rabbimiz öğretiyor bize. Dönüşümüz Allah'adır. İnsanın ebediyet
yurdu orasıdır. Oraya çoluk çocuğunun rızkını ararken gidenler,
toza toprağa bulansalar bile yüzleri ak giderler. Soma'da,
Zonguldak'ta ya da başka bir yerde yerin yüzlerce metre altına
inerek rızkını arayan madenci kardeşlerimizi, oralarda sahur ve
iftar yaparken görmüşüzdür. Onlar ne mübarek kardeşlerimizdir.
Onlar bize emeğin, alın terinin ve helal rızık peşinde koşmanın ne
mübarek bir şey olduğunu öğretirler. Onlar şimdi Rabbimizin
misafiridirler. Onlar şimdi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)'e Onlar
için yüreklerimiz yanıyor elbette. Nasıl yanmasın ki? Anne yüreği
nasıl teselli edilebilir ki? Gene de Rabbimize sığınarak teselli
bulmalıyız."
İMTİHAN
GÜNLERİ
Hutbede, Müslümanlar'ın bu tür facialarda Allah'a sığınmayı
sağlayan iman gibi bir hazinesi bulduğu, ölümü, yok olmak değil,
sonsuzluk olarak öğreten bir inancına sahip olduğu vurgulanırken,
böyle zamanlarda mümin kardeşliğinin acıları paylaşmayı
gerektirdiği ifade edildi. Soma'da yaşamlarını yitirenler için
Yasin, Tebareke, Fatiha, İhlas, okunarak hatimler gönderilmesi
istenen hutbenin son bölümünde şöyle denildi:
KADER VE ECEL SORUMLULUKLARI ORTADAN
KALDIRMAZ
"Bugünler, millet olarak acıları paylaşma, yaraları sarma
günleridir. Gönüllere kor düşmüştür. Seher vakitlerinde ellerimizi
Rabbimize açıp 'Gönüllere, peygamberlerin gönlüne lütfettiğin
sekineti ver Rabbimiz!' diye yalvarmalıyız. Bugünler, mümin
kardeşliğinin sevgide, diğerkamlıkta, fedakarlık, yardımlaşmada,
dayanışmada imtihan günleridir. Bugünler, Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s)'in 'Müminler, tek vücut gibidirler' fermanı gereğince
millet olarak 76 milyonun bütünleşmesi gereken günlerdir. Müminler,
bu tür acı hadiselerden ders ve ibret alırlar. Görev ve
mesuliyetlerinin tam manasıyla idrakine ererler. Bilhassa insan
sağlığı ve hayatı açısından risk oluşturacak işlerde, hiçbir
şekilde tedbirsizlik zaafı içine düşmezler. Zira kader ve ecel,
insanoğlunun ihmal ve sorumluluklarını asla ortadan kaldırmaz.
Takdir, insanoğlunun tedbir sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)'in ifadesiyle müminler, yaptıkları
her türlü işi 'en güzel ve en sağlam' şekilde yaparlar. Sonra da
Allah'a tevekkül ederler. Geliniz, mübarek üç ayları idrak
ettiğimiz şu günlerde, şu bereketli Cuma vaktinde, her türlü bela
ve musibete karşı Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)'in bizlere
öğrettiği şu dualarla Rabbimize yalvaralım: "Allah'ım! Bizleri
önümüzden, arkamızdan, sağımızdan, solumuzdan ve üstümüzden
(gelebilecek her türlü bela ve musibete karşı) muhafaza
eyle!"