Sanırım Sayın Ecevit’in vefatından kaynaklı
olacak ki yine Solda birlik tartışması başladı.
Bu tartışmalar başladığından bu yana da bu
konuda pek yol kat edildi diyemeyiz. Bakın dün iki önemli haber
kanalında Sosyal demokrasi ve solun geleceği tartışıldı. Bu konuda
konuşan, fikir bildiren bir çok insan oldu. Bu insanları şöyle bir
sıralayalım;
Tarhan Erdem, araştırmacı gazeteci
yıllarca CHP’yi eleştirdi hatta “CHP’ye oy vermedim” diye beyanda
bulundu. Sonra CHP Genel Sekreteri oldu, beceremediler. Genel
Sekreterliği bırakıp tekrar CHP’ye saldırmaya başladı yani kronik
CHP karşıtı.
Ertuğrul Günay, eski Milletvekili. CHP
Genel Sekreterliği yaptı. DSP’ye geçti, bir süre oralarda kaldı
sonra tekrar CHP’ye geldi. Halen ne istediğini ne Sol ne de Sosyal
Demokratlar anlamış değil.
Celal Doğan, eski Milletvekili, eski
Belediye Başkanı. Yeni parti arayışı içine girdi, olmadı. Şimdi
gerek sağda gerek solda görüşmeleri devam ediyor. O da ne
istediğini, nereye gitmek istediğini bilmiyor.
Süleyman Çelebi, Disk Genel Başkanı.
Disk’in bugünkü yaşamı CHP’nin mücadelesi ile tekrar hayatına devam
etmiştir. En önemlisi CHP’li belediyeleri olmasa Disk ayakta kalıp
kalmama tartışması içine girebilecek durumda ama Disk’in başkanı
sadece CHP’ye değil aynı zamanda Disk’e de büyük haksızlık
yapıyor.
Murat Karayalçın, eski Ankara Belediye
Başkanı, SHP Genel Başkanı ve Çiller döneminin Başbakan Yardımcısı.
1991-1994 yıllarındaki dönemi şöyle bir hatırlayalım, belleğimizde
ne kaldı?
Bu yıllar faili meçhullerin, köy
boşaltmaların, gazetelerin bombalanıp gazetecilerin öldürüldüğü,
işkence, kötü muamele karnesinin en kabarık olduğu dönem. 5 Nisan
kararlarının ekonomiyi yerle bir ettiği dönem sayın Karayalçın,
ülkenin ikinci adamı idi, bunları daha çoğaltmak mümkün.
Sayın Erdal İnönü, Başbakan vekili iken
Sivas katliamı bütün ülkenin gözü önünde oldu. İnsanlar cayır cayır
yandılar. Uğur Mumcu gibi SHP Parti Meclis Üyesi Bahriye Üçok gibi
insanlar Sayın İnönü’nün Başbakan Yardımcısı koltuğunda otururken
oldu.
İski’si, Aski’si vesayresi Sayın İnönü’nün
Genel Başkanlığı döneminde oldu. Halen Sosyal Demokrasinin üstünde
kara leke gibi kaldı. Deniz Baykal’ın özrüne rağmen o lekeli günler
toplum tarafından unutulmuş değil.
Şimdi siyasette ve yönetimde, sicilli pekte
temiz olmayan kişilerin Sosyal Demokrasiyi tartışmaları gerçekten
çok ayıp. Hiç kimse bu geçmişi unutmuş değil. Gelin Sosyal Demokrat
tabanda özür dileyin, biz yapamadık diyin, yapmaya çalışan mücadele
eden CHP yönetimine ve onun Genel Başkanına destek verin. Destek
verin ki bu ülke yolsuzluklardan, talandan, sefaletten
kurtulsun.
Adres aramayın, adres belli, bu parti
hepinize çok şey verdi. Şimdi sıra sizde, eğer vefanız var ise.