Sokaklardaki tehlike

Sadece Haydarpaşa eğitim ve araştırma hastanesine bacağı kan revan içinde müracaat eden kişi sayısı günlük 20 ile 30 kişi, onlarda ya çocuk ya da kadın.

Abdullah YILMAZ krmistanbul@gmail.com

Evinde köpek besleyen biri olarak, dostluğu sıcaklığı, arkadaşlığı, en kötü gününüzde bile mutlu etmeyi bilen dünya üzerinde bize en yakın olan arkadaşları, yazımda işleyeceğim

Sokaklardaki tehlike başlığında en çok sevdiklerimi işlemek zorunda kalıyorum. Bir sürü tepki alacağımı bile bile

Dünya genelinde sıralama yapılsa sanırım Türkiye en çok sokak hayvanına sahip ülkeler sıralamasında ilk ona girer.

Sokak hayvanları konusunda duyarlılık adına haber olan, haberlerde yer verilen ülkeler sıralamasında da hatırı sayılır bir yerlerdeyiz.

Sokak hayvanlarına karşı suç işleyen onları taciz eden, kedi ve köpek eti yemeyen ülkeler içinde de baya başarılı bir skaladayız.

İster kilometre kareye düşen, isterseniz de nüfusa oran kursak, başıboş kontrol dışındaki hayvan sayısı olarak Avrupa’da birinciyiz.

Isırılan ya da tırmalanma sonucu hastane koridorlarına doluşan ülke sıralamasında yine birinciyiz.

Üzülerek söylüyorum ki sokaklarımız tehlikede.

Hayvanları sevmeyen insanı sevemez, bunu sıkça duyarız, ancak hayvanları sevdiğini sanan vicdanını temizlemeyi onları beslemekten geçtiğini sananlar aslında onlara en büyük kötülüğü yaptığının farkında bile değiller.

Öyle uzaktan eline aldığın bir avuç mamayla gerçeklere hizmet edemezsiniz. Eğer gerçekten hayvan dostuysanız, alın onları evinizin sıcaklığına…

Bir tarafta onlar için sokak köşelerine mama bırakanlar. Öbür taraftan mama bırakanlara saldıranlar

Diğer tarafta, Hayvanları Mahalleden kovmak için taşlı sopalı saldıranlar.

Kendini evcil mi, yoksa vahşimi olduğunu kestiremeyen sevimli dostlar

Her yerdeler, turizm merkezlerinde, kafelerin içinde, Restoranlarda masaların üzerinde.

Bu mağduriyetteler de hayvanların suçu var mı?

 Yok

Öyle bir sistemsizlik kurmuşuz ki, Onlarda hayatta kalmanın şifrelerini geliştirmişler.

Ben iddia ediyorum Avrupa ülkelerinin hiçbir yerinde bu kadar başı boş sokak hayvanları ortalıklarda dolaşmıyor.

Sokağa bırakılan her hayvanın günahı sebep olanlardadır. Aynı zamanda üremelerine sebep olan belediyelerdir.

Mahalleler sokaklar öbek öbek kedi ve köpekle dolmuş durumda.

Sokak hayvanı aslında yarı evcil dediğimiz yeni bir türdür ve bu insanlar için ciddi tehlikeler oluşturmakta.

Şehirler ve mahalleler insanlar için oluşturulmuş yaşam alanlarıdır. Bu alanlarda aşıları yapılmamış yarı evcil hayvanlar la yaşamak ciddi riskler oluşturmaktadır.

Sabaha kadar köpek havlamasından yoksun sokak kalmadı

Belli saatlerde gruplaşmış hatta kendine alfa köpek seçilmemiş köşe başı kalmadı.

Sokaklar caddeler bu hayvanlar tarafından belli saatlerde kendi bölgeleri görüp yakaladıkları tek kişilere, özelliklede çocuklara saldırmaktan asla çekinmiyorlar.

Tatil yörelerinde köpek pisliğine basmadan yürümek cambazlık gerektiriyor.

İstanbul’da ve yurdun tamamında bir günde ısırılan insan sayısını hiç merak ettiniz mi

Sadece Haydarpaşa eğitim ve araştırma hastanesine bacağı kan revan içinde müracaat eden kişi sayısı günlük 20 ile 30 kişi, onlarda ya çocuk ya da kadın.

Bu sayı sadece bir hastane için.

Sokak köpeklerinden kaçarken araba altında kalan çocukların, bisikletiyle kamyon altına giren masumların vebalini kim ödeyecek.

Belediyeler sokak hayvanları konusunda samimi değiller. Halkın sağlığı ve güvenliğini sözüm ona hayvan severlere kurban edilmekte.

Zile’nin bir köyünde ahali kırsalda yirmi dokuz tane baygın köpek buluyor, gözden uzak olsunlar, belki ölürler diye kaderlerine terk etmişler, zile belediyesi de köylü haber verince ekiplerini gönderip ilçede bakımlarını yaptırmaya başlamış.

Soru: bu köpekleri bayıltarak dağın başına atan kim sizce. Hangi kurum.

Basında yer almak, reklam uğruna kedi ve köpeklere mama dağıtırken Üsküdar belediyesi ve Kütahya belediyesinin ekiplerini sosyal medyadan izledim, duyarlı ve sorumlu bir yaklaşım göstermişler, ancak görüntülerde onlarca yavru köpek görülüyor, demek ki bu belediyeler sokak hayvanlarına yönelik aşı çalışması yapmamış, köpeklerin kayıtları bile tutulmamış.

Fransa’da, evde beslenilen kedi ya da köpeği sokağa terk etmenin cezası 20 bin Euro dur.

Almanya’da keza aynı

Çıkacak hayvan haklarıyla ilgili düzenlemede kesinlikle sokağa hayvan bırakanlara cezai yaptırım uygulanmalıdır.

Kimse hayvanların yaşam hakkına müdahale edemez, ancak durum ortak yaşam alanlarında insanlar için çekilmez hale gelmemeli.

Bir kere hayvan satış yerlerine acil müdahale edilip alım satımında yasaklar getirilmeli, özelliklede beslenmesi yasak olan hayvanların ticaretinin aleni açıktan yapılıyor olması, Tasması elinde pitbul cinsi köpeklerin çocuk parklarında gezdiriliyor olması, bu duruma güvenlik güçlerinin müdahale etmemesi düşündürücüdür.

Kısacası sokak hayvanları üzerine acil radikal çözüm üretilmelidir, Sonuçta hem hayvanlar hem de insanlar tehlikede.