Şok diyetlere hayır!
Abone olBaharın habercileri yavaşça yayılırken, zayıflama telaşımız yine başladı.
'Mucize diyet' formülleri, yeni, kesin ve kolay çözümler öneren
listeler bu bahar da ortalığı dolduracak. Yankıları kulaktan kulağa
yayılacak. İnsanlar birbirlerine fotokopi ile çoğalttıkları diyet
listelerini vermeye başlayacaklar. Ne yazık ki birçoğumuz, bu
mucize vaatlerinin peşine takılıp, yeniden hata üzerine hata
yapacağız. Bu hatalar sonucunda, gelecek bahar daha da kilolu
olacağız.
* Şok diyetlerle yağlar erimez: Tüm doktorlar ve diyetisyenler
bizi, 'şok diyetlere' karşı uyarıyorlar. Haftada 4-5 kilo
verdirmeyi vaat eden bu diyetler, son derece düşük kalorili ve
vücudumuzun ihtiyaçlarını karşılamaktan çok uzaklar. En önemlisi,
bu tür diyetlerle yağlarımız erimiyor, sadece su ve kas
kaybediyoruz. Emin olun, sadece bir gün ya da bir gece aç kalsak
bile, terazinin ibresi biraz aşağı iner. Ama bu vücudumuzdaki
yağların eridiğini göstermez. Kendimizi aç bıraktığımızda vücudumuz
ihtiyacı olan enerjiyi sağlamak için kaslar ve karaciğerde bulunan
bir tür şekeri (glikojen) kullanmaya başlar. Bu nedenle gün boyunca
yemek yemeyenler kendilerini güçsüz hissederler. Şok diyetlerle tüm
karbonhidrat depolarımız boşalır. Kan şekerimiz düşer,
halsizliğimiz ve tatlı isteğimiz artar. Ayrıca iş verimimiz düşer
ve baş ağrıları ortaya çıkar. Ama yağlar yerli yerinde kalır!
* Yağ-kas-su dengesi: Bir gram kas kaybettiğimizde, yaklaşık 2.7
gram da su kaybederiz. Böylece kilo verdiğimizi zannederiz. Diyet
yaparken yüzünüz, kollarınız inceliyor ama karın, bel ve kalça
bölgesi incelmiyorsa, yağ kaybetmediğinize emin olabilirsiniz.
Gerçekte kilo kaybetmekten beklediğimiz, vücut yağlarının
azalmasıdır. Bu da yağsız doku kitlesinin yani kas ağırlığının
korunması hatta artırılmasına bağlıdır. Vücudumuzda ne kadar fazla
kas varsa, metabolik hızımız o kadar yüksek, yani yağ yakma
yeteneğimiz o kadar iyi demektir. Öte yandan, vücudumuzdaki kas
kütlesi azaldıkça yağları yakmamız güçleşir. Karında, bel
çevresinde, üst bacaklardaki yağlanma, gün geçtikçe artar.
* Şok diyetler metabolizmayı yavaşlatır: Şok diyetlerle yağ
dokusundan çok kas dokusunu kaybedenlerin metabolizması yavaşlar.
Bir miktar kilo verilmiş olsa da bunlar ilk fırsatta geri alınır.
Hatta kişi daha az veya eskisi kadar bile yese kilo almaya devam
eder. Daha sonra yapılan diyetlerde kilo vermek iyice zorlaşır.
* Egzersiz olmadan zayıflamak hayal! Diyet mutlaka egzersiz ile
desteklenmelidir. Egzersize başlayınca vücut ağırlığı hemen
azalmaz. Çünkü egzersizle başta kas hacmi olmak üzere yağsız vücut
kitlesi artar. Ama vücut hızla daralır ve dokusu sıkılaşır. Artan
kas kütlesiyle birlikte metabolizma hızlanır ve yağlar kalıcı
olarak yakılmaya başlar. Böylece sağlıklı ve gerçek bir zayıflama
başlar.
* Şok diyetler sağlığımızı bozar: Şok diyetler genelde çok düşük
kalorilidir ve hayvansal proteinlere ağırlık verir. Bu gıdaların
kolesterol açısından zengin olması başlı başına bir sorundur. Hemen
herkeste baş ağrısı, bulantı, ishal ve halsizliğe yol açar. Bu tür
diyetleri sık sık uygulayan kişilerde sindirim ve sinir sistemi
bozuklukları, kansızlık, kronik yorgunluk ve baş dönmeleri ortaya
çıkar. Protein diyetlerinde ekmek ve tüm karbonhidratlar
kısıtlanır. Bu da vücudu depolanmış yağlar yerine kaslardaki şekeri
kullanmaya yöneltir. Çok düşük kalorili diyet yapanlarda görülen
diğer bir risk de safra kesesinde sorunlar çıkması ve yukarıda
belirttiğim gibi metabolizmanın daha da yavaşlamasıdır.
* Aç kalmak şişmanlatır! Zayıflamak uğruna aç kalmak, öğün atlamak,
sanılanın aksine genelde kilo almamıza neden olur. Çünkü yeterince
beslenemeyen metabolizma, durumu 'kıtlık' olarak algılar ve
enerjiden 'tasarruf etmeye' karar verir. Böylece tüketilen her
besini vücutta yağ şeklinde depolamaya başlar.