2000'lerin ilk yıllarına damga vuran 'Popstar' yarışmasının büyük ilgi görmesinden sonra televizyon izleyicileri 'Akademi Türkiye' ile tanıştı.2007'de hayatını kaybeden Barış Akarsu'nun birinci, Tolga Futacı'nın ikinci olduğu müzik yarışmasında, sesi ve güzelliği kadar sıra dışı tarzıyla dikkatleri çeken Pınar Aydın ise üçüncü seçildi.Müziğe olan tutkusunu her defasında dile getirse de Aydın'ın bu serüveni uzun soluklu olmadı. Müzik dünyasında aradığını bulamasa da 'Akademi Türkiye'deki başarısı onu oyunculuğa sürükledi. 'Arka Sokaklar', 'Akasya Durağı' ve 'Bizim Okul' gibi pek çok dizide yer aldı. Pınar Aydın, şimdilerde ise eşi ve iki çocuğuyla Giresun'da sakin bir yaşam sürüyor. Bir dönemin ünlü ismi ile hem geçmişi hem de bugünlerini konuştuk.'Akademi Türkiye' ile hayatımıza girdiniz. Şimdilerde neler yapıyorsunuz? Evli ve iki çocuk annesiyim. Eşim (Harun Ovalıoğlu) eski profesyonel kaleci. Beraber BFKA'yı (Bireysel Futbol Kaleci Akademisi) kurduk. Eşim eski takım arkadaşı İsmail Güney ile birlikte geleceğin kalecilerini yetiştiriyor, ben ise BFKA'nın sosyal medyasını yönetiyorum. Bunun dışında bireysel olarak e-ticaretle uğraşıyorum. Yurtdışı pazarında ilerlemeye çalışıyorum. Evde çalışmak benim için daha rahat oluyor. Çünkü çocuklarım Ayaz 6 yaşında, Berk ise 2 yaşında.Giresun'a yerleşmişsiniz... Eşim zaten Giresunlu. Yazları tatile geliyorduk. Benim baba tarafım Karadenizli ama Giresun'u daha önce görmemiştim.. Karadenizi eşimle beraber öğrenmiş oldum aslında. Gelip gittikçe de yerleşmeye karar verdik. Aslında ben istedim diyebilirim.Büyük bir şehrin ardından Giresun'da yaşamak nasıl? İstanbul'un yoğunluğundan sonra sakinlik iyi gelmişti başlarda ama zaman zaman aramıyor değilim. Burası çok güzel ama İstanbul'daki olanaklara sahip değiliz. Yazları keyifli, tatil aramazsınız ama kışları zaman geçirecek alternatifler pek yok. Eşinizle nasıl tanıştınız? Eşim benim oturduğum siteye taşınmıştı. O dönemlerde vaktimin çoğunu spor salonunda geçiriyordum. Eşim de oyunculuk deneyimi yaşadı ve tanışmaya bahane olmuştu. Arkadaşlığımız da öyle başladı. (Gülüyor) Beraberliğimiz kısa bir süre sonra da evliliğe dönüştü. 2015'te hayatlarımızı birleştirdik.Akademi Türkiye'ye katılma süreciniz nasıl gelişti? O dönemde Hukuk Fakültesi 3. sınıf öğrencisiydim. Rahmetli annem benim müziğe olan tutkumdan dolayı yarışmaya katılmamı teklif etti. Ben de hemen atladım. (Gülüyor) Birçok elemeyi geçtim ve 'Akademi Türkiye' evine girmeye hak kazandım.Yarışma sürecinde bir evde yaşıyordunuz. Final gecesinin ardından dışarıda nasıl bir hayatla karşılaştınız? Sudan çıkmış balık gibiydim. Popülerlik de var tabi, heyecanlıydım. Yol almaya çalışıyordum ama bir yandan da ne yapacağımı bilmiyordum.Pek çok hayranınız ve büyük bir star olacağınıza dair beklentiler vardı ama müzik dünyasında tutunmakta zorlandınız... Gerçekten müziğe karşı büyük bir tutkum vardı. İddalıydım da. Müzikte bir yerlere gelebilmek için birçok yolu denedim, çok uğraştım ama sadece sesin yeterli olmadığı, şansın ve paranın da gerekli olduğunu anladım. Benim şansım iyi gitmedi ve çok yalnızdım. Yol gösterenim yoktu. Doğru kişilerle, doğru işler yapamadım ve sonunda da vazgeçtim.Güzelliğinizin, sesinizin önüne geçtiğini düşündünüz mü? Hayır aslında öyle düşünmüyorum. Ben zaten müzikte başarımı ispatlamıştım. Sesime ve tarzıma güveniyordum. Görselliği hiçbir zaman yok saymadım ama sadece görselliğin arkasına da saklanmış değildim.Barış Akarsu yarışmanın birincisi olmuştu. 2007'de aramızdan ayrıldı... Barış çok sevdiğim bir arkadaşımdı. Aramızdan ayrılması çok büyük talihsizlik oldu. Çok yetenekliydi.. Güzel işlere adım atmıştı. Tam 'oldu' derken maalesef aramızdan ayrıldı. Yine de görüyorum ki unutulmadı, unutulmayacak. Hep bizimle kalacak. Onunla bir değil birçok anımız vardı. Çok güzel günlerdi. Yarışma evindeyken bir keresinde de saçını yıkatmıştı bana, hala aklımda. Çok üzgünüm gerçekten.O yarışmanın size en büyük öğretisi ne oldu? Ekran ve sahne tecrübesi edindim. Heyecanımı kontrol etmeyi öğrendim. Orası bir okuldu. Benim için güzel bir anı ve tecrübe olarak kaldı.Sizi 'Akademi Türkiye'de söylediğiniz şarkılarla tanıdık ama hayat oyunculuğa sürekledi. Pek çok dizide rol aldınız... 'Akademi Türkiye' yarışmasında popülerlik kazanmıştık. Tanınıyordum ve birçok teklif geliyordu. Dizi tekliflerine başta sıcak bakmıyordum. Sadece 'müzik yapacağım' diyordum ama teklif BKM'den gelince de reddedemedim. Denemeyi kabul ettim. İlk dizim olan 'Savcının Karısı'nda rol aldım. Ardından da oyunculuk yapmaya devam ettim.'Arka Sokaklar'da rol alırken diziyi bıraktınız... 'Arka Sokaklar' benim oyunculuk kariyerimde çok etkili olmuştur. Hala da oluyor diyebilirim. İnsanlar 'Rıza babanın kızı işte' diye sesleniyor. Gençliğimin vermiş olduğu tecrübesizlikten diziyi bıraktım. Sevmediğimden değil. Haftanın iki günü çekime gidiyordum ama bana yetmiyordu. Daha fazla çalışma arzusu içindeydim. İçim içime sığmıyordu. Şimdiki aklım olsa tabi asla bırakmazdım.Müziği ve oyunculuğu bıraktınız mı? Şu an İstanbul dışında yaşıyorum. Eğer İstanbul'a tekrar dönmeyi düşünürsem onu da düşünebilirim belki. Neden olmasın... İki çocuk annesisiniz. Annelikten sonra hayata bakış açınız nasıl değişti? Daha önce kariyer peşinde koşuyordum, şimdi ise çocuklarımın peşinden koşuyorum. (Gülüyor) Onları çok seviyorum.. İyi ki varlar.. Önceliğim, hayatım. Kısacası onlar benim her şeyim.