Şöhret onlara felaket getirdi
Abone olYeşilçam’a damga vuran jönler ve usta karakterler uzun yıllar alkışlarla yaşadı... Ancak, sonları genelde hazindi...<br/>Türkiye Gazetesinde...
Yeşilçam’a damga vuran jönler ve usta karakterler uzun yıllar
alkışlarla yaşadı... Ancak, sonları genelde hazindi...
Türkiye Gazetesinden Büşra Kamış, Yeşilçam’a damgasını vuran usta
karakterlerin hazin sonlarını ele aldı. Alkışlarla yaşamaya alışan
şöhretler, ya yapayalnız ya da sefalet içinde ahirete göçüp gitti.
Sinemanın jönlerinden Mesut Engin, Kemal Sunal filmlerinin
vazgeçilmezi Yadigar Ejder, Bir Demet Tiyatro’nun babası Erdoğan
Dikmen, usta oyuncu Tomris Oğuzalp ilk akla gelenlerden...
MESUT OLAMADI
Ses Dergisi’nin düzenlediği yarışmada “Kral” seçilip Yeşilçam’a
adım attı. O yıllarda gençlerin imrendiği biriydi. Takvimler 1973
yılını gösteriyordu. Mesut Engin, hem oyunculuk yapıyordu hem
mankenlik ve foto modellik. Bebek yüzüyle filmlerin aranılan
ismiydi. Aynı zamanda çok iyi para kazanıyordu. 1976’da geçirdiği
trafik kazası onun için sonun başlangıcıydı. Kazanın ardından sağ
el bileğinin sinirleri kesildi. 1953 doğumlu Engin, henüz 23
yaşındaydı. Bu durumu kaldıramadı. Hayata küstü ve alkol batağına
saplandı. Birkaç yıl sonra hayatında bazı şeyler yoluna girer gibi
oldu. 30 yaşına geldiğinde İstanbul’un tanınmış ailelerinden
birinin kızı olan Asiye Gençağaoğlu ile nişanlandı. Güzellik salonu
işletmeye başladı. Ama onun asıl hayali sinemaydı. Kötü günlerinde
ünlüler dünyasındaki kimseden destek görmedi. İyice bunalıma
sürüklendi. Kendini tamamen alkole verdi. Hem işini hem şöhretini
kaybetti. Girdiği bunalımdan bir türlü çıkamadı. Akli dengesini
kaybetti, sokaklara düştü. Bir zamanların paylaşılamayan oyuncusu
artık İzmir’de otobüs duraklarında, banklarda sabahlıyordu. 2003’te
alkol bağımlılığından kurtuldu. Sonra İstanbul’a geldi. Karayolları
çalışanlarının desteğiyle hayatını sürdürdü fakat bu defa meskeni
Beyoğlu sokaklarıydı. En son Büyükşehir Belediyesi Darülaceze
Müdürlüğü sahip çıktı. 2011’de vefat ettiğinde 58 yaşındaydı.
1000 FİLMDE ROL ALDI 5 KURUŞSUZ ÖLDÜ
Kemal Sunal filmlerinin olmazsa olmazı Yadigar Ejder ya da Kuzu’nun
da sonu pek farklı olmadı. Gerçek adı Adnan Ayberk’ti fakat
arkadaşları ona “Ayı Yadigar” diyordu. Takvimler 14 Ocak 1992’yi
gösterdiğinde bir devir kapandı. Taksim Parkı’nda sabah temizliği
yapan çöpçüler, bir bankın üzerinde donarak ölmüş dev bir adamın
cesedini buldu. Soğuktan kaskatı kesilmiş beden Yadigar Ejder’e
aitti. Henüz 45 yaşındaydı. Sivaslı’ydı. Bine yakın filmde rol
aldı, vefat ettiğinde cebinde 5 kuruşu yoktu.
KALABALIKLAR İÇİNDE YALNIZDI
Hayatını tiyatroya adamış bir isimdi Erdoğan Dikmen. Asıl şöhreti
90’lı yıllara damgasını vuran “Bir Demet Tiyatro’ ile yakaladı.
Yılmaz Erdoğan ile Demet Akbağ’ın sert babası ’Burhan Bey’
tiplemesiyle hafızalara kazındı. 19 Mart 2002 akşamı acı haberi
geldi. İstanbul Kadıköy’deki evinde yalnız yaşayan 64 yaşındaki
Dikmen, 3 gün önce ölmüştü. Binlerce seveni, onlarca oyuncu
arkadaşına rağmen bu dünyadan yapayalnız ayrıldı.
SON PARASIYLA İYİLİK YAPTI AMA...
Usta tiyatrocu Tomris Oğuzalp, 28 Ekim 2013 tarihinde 81 yaşında
hayata veda etmişti. Sanat hayatı, ödüller ve başarılarla doluysa
da genç nesil onu Çalıkuşu, Üvey Anne gibi dizilerle tanıdı.
Ustalık döneminde içler acısı bir hayat yaşadığı ortaya çıktı. Uzun
yıllar Bakırköy’de kirada oturduğu tek odalı evinde hayatta kalma
mücadelesi verdi. Arka arkaya geçirdiği ameliyatlar yüzünden yorgun
düştü, yatağından kalkamadı. Komşularının yardımı ile geçiniyordu.
Bu dramın sebebi ise, Emekli Sandığı’ndan aldığı maaşına kredi
kartı borcu yüzünden haciz konulmuş olmasıydı. Cerrahpaşa Tıp
Fakültesi’nde safra kesesi ameliyatı olan sanatçı, doktorunun
istediği cihazı bağışlamak için biriktirdiği 20 bin TL’nin üzerini
kredi kartı ile tamamladı. Ancak borcunu kapatamadı. Bütün bunlara
rağmen onu en çok yıkan vefasızlıktı. Son röportajında içini şöyle
dökmüştü: “Sapasağlamsan o zaman senden iyisi yok. Hayatım boyunca
oynadığım kötü karakterlere inat iyi ve sağlıklı hatırlanmak
istiyorum.”
SAMİ HAZİNSES
1953’te Mahir Canova’nın yönettiği ’Kara Davut’ filmiyle sinemaya
adım attı. Sonraki yıllarda Yeşilçam filmlerinin vazgeçilmezi
haline geldi. Oyunculuğunun yanı sıra güfte ve beste çalışmalarıyla
da adından söz ettirdi. En bilinen eserlerinden biri, Müslüm Gürses
ve İbrahim Tatlıses başta olmak üzere birçok sanatçının
seslendirdiği “Derdimi Kimlere Desem” isimli şarkısı. Ömrünün son
yıllarında sefaletle tanıştı. 23 Ağustos 2002’de hayata gözlerini
yumduğunda huzurevinde kalıyordu.
OTEL ODASINDA SON NEFESİNİ VERDİ
Bilal İnci, lise eğitimini tamamladıktan sonra sinemaya yönelen
Bilal İnci, kendini kısa sürede ispatladı. “Ala Geyik”, “Büyük
Yemin”, “Beyaz Mendil”, “Babanın Oğlu” gibi unutulmaz eserlere imza
attı. Son dönemlerinde İzmir’e yerleşti. Ara sıra dizilerde oynadı.
Yine bir çekim için gittiği İstanbul’da can verdi. Yüksek tansiyon
ve şeker hastası olan sanatçı, 15 Ekim 2005’te Beyoğlu’nda bir otel
odasında geçirdiği kalp krizi sonucu vefat etti. Yanında kimse
yoktu.
UĞURTAN SAYINER
Ekranların en uzun soluklu dizisi Bizimkiler’de canlandırdığı
“Cemil” karakteriyle tanınan Uğurtan Sayıner, iktisat mezunu bir
tiyatro aşığıydı. Dizi bittikten sonra popülaritesini kaybeden
Sayıner, uzun süre iş bulamadı. Bir dönem kafe işleten oyuncu, 17
Ağustos depreminde evinden oldu. 1944 doğumlu Sayıner’in dramı
bununla da bitmedi. Ailesi tarafından terk edildi, bir otel
odasında yaşamak zorunda kaldı. Uzun süredir sesi soluğu
çıkmıyor.
(İHA)