Şöhret olmak uğruna evden kaçtılar
Abone olAfyonkarahisar’da magazin programlarından etkilenip şöhret olmak isteyen 3 kız arkadaş Antalya’ya gitmek için yola çıktı.
Otobüs firması yetkililerinin, durumlarından şüphelenmesi
üzerine zabıta kızları gözaltına aldı. Evden kaçtıkları anlaşılan
kızlar daha sonra ailelerine teslim edildi. Afyon Kocatepe
Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet
Karakaş, normal standartların çok üstünde bir yaşam tarzı sunan
magazin programlarının küçük yaşlardaki çocukları bile özentiye
ittiğini söylüyor. Televizyonlarda yayınlanan magazin
programlarının gençler üzerindeki etkisi her dönem tartışılan
konulardan biri. Bununla ilgili son örnek Afyonkarahisar’da
yaşandı. Televizyon programlarından etkilenip yaşamlarını
değiştirmeye karar veren üç küçük kız, ailelerinden habersizce
aldıkları çeyrek altınla sabah erken saatte yola çıktı. Ancak
otogarda, Antalya’ya bilet isteyen kızların durumundan şüphelenen
otobüs firması işletme müdürü Ali Çiçek’in, durumu zabıtaya
bildirmesiyle gerçek ortaya çıktı. Değirmenayvalı kasabasında
yaşayan H.Ç. (13), S.İ. (10) ve N.B. (10), televizyonda
seyrettikleri magazin programlarından etkilenerek böyle bir karar
aldıklarını söyledi. Kızlar, ailevi hiçbir problem yaşamadıklarını
söyleyerek, yaptıklarından pişmanlık duyduklarını anlattı. Küçük
kızlardan H.Ç., “Yaptığımız işten kimsenin haberi yoktu. Televizyon
izlerken ‘Neden biz de bunlar gibi olmayalım?’ dedik. Antalya ya da
Bodrum’a giderek çalışıp para kazanır, şöhret olmanın yollarını
ararız diye düşündük.” dedi. Şöhret olmak için yollara düşen 3
kafadar, bundan böyle bu tür programlar izlemeyeceklerini söylüyor.
Kızların yanlarına aldıkları elbise ve süslü şapkalar da gözlerden
kaçmadı. Olayın haber verilmesi üzerine zabıta karakoluna gelen
Değirmanayvalı Belediye Başkanı Ahmet Şahin, kızların ailelerinin
maddi sıkıntıları bulunmadığını söyledi. Durumun özentiden başka
bir şey olmadığını belirten Belediye Başkanı, “Bu durum magazin
programlarının yaptığı tahribatın bir göstergesidir. Bunlara bir
sınırlama getirilmesi gerekiyor. Kızlar Antalya’ya gitseydi, bir
daha dönebilirler miydi?” diyor. Kızların durumunu fark ederek
yetikililere haber veren Ali Çiçek, buna benzer birçok olay
yaşamış. Çiçek, “Önce Antalya’ya, sonra da Bodrum’a bilet almak
istediklerini söylediler. Şüphelendim. Orada ne yapacaklarını
sordum. ‘Babamız bekliyor’ dediler. Orada hangi semtte
oturduklarını sorunca cevap veremediler.” şeklinde konuşuyor. Afyon
Kocatepe Üniversitesi Sosyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr.
Mehmet Karakaş da, normal standartların çok üstünde yaşam tarzı
sunan magazin programlarının küçük yaşlardaki çocukları bile
özentiye ittiğini söylüyor. Karakaş’a göre, iyi bir aile
yönlendirmesi olmayan çocuklara, televizyon tarafından sunulan
ışıltılı yaşam tarzı cazip geliyor. Televizyonun insanlara “tüketim
ideolojisi” sunduğunu belirten Karakaş, “Televizyondaki
yaşantılara, renkli hayatlara baktığı zaman insanlar her şeyin
tüketildiğini görüyor. Dostlukların ve ilişkilerin bile tüketildiği
görülebiliyor. Bu da özgürlükmüş gibi sunuluyor; ama insanları köle
haline getiriyor. Televizyonun tüketici hedef kitlesi sadece
yetişkinler değil; daha çok çocuklar. Bu yönlendirme, klasik artist
olma hayalinin de dışında. Çocuklar bu yaşama normal yollarla
ulaşamayacağı düşüncesine kapıldığı zaman da, ‘Antalya’ya, Bodrum’a
gittiğimde böyle bir şey yakalayabilirim’ biçiminde düşünceler
ortaya çıkıyor.” diyor. Doç. Dr. Karakaş, önlem olarak ailelerin
çocuklarını bu tür yayınlardan eğitici ve ikna edici yollarla uzak
tutmalarını tavsiye ederek, bunların gerçek olmadığının, herkesin
böyle bir yaşam süremeyeceğinin anlatılması gerektiğini aktarıyor.
Karakaş, bunun yanında çocuklara birtakım ahlaki değerlerin de
verilmesi gerektiğine dikkat çekiyor. Eğlence programları gençleri
etkiliyor Türk Eğitim-Sen tarafından bin 136 ortaöğretim okulu
öğrencisi üzerinde yapılan anket çalışmasında da öğrencilerin
birçoğunun eğlence ve aşk filmleri ile dizilerini tercih ettikleri
belirlenmişti. Psikolog Orhan Keskin, gençlik üzerinde yapılan
araştırmalara göre ön ergenlik ve ergenlik dönemlerindeki gençlerin
özenti içinde olduklarını ve isyankâr davranışlar sergilediklerini
söylüyor. Keskin, gençlerdeki şiddet eğilimi, olaylardan çabuk
etkilenme, cinsel duyguların kontrol altına alınamaması, lüks
içinde yaşama isteği, sınırsız özgürlük gibi özelliklere de dikkat
çekiyor.