Soçi 2014: 'Türklere zordur karda yürümek'
Abone olSoçi 2014 Kış Olimpiyatları görkemli bir açılış töreniyle başlarken, Cumhuriyet Gazetesi Spor Müdürü Arif Kızılyalın Türkiye'nin Soçi'de madalya başarı beklentisinin neden az olduğunu kaleme aldı.
Kış Olimpiyat Oyunları'nın 22.'si Rusya'nın Soçi kentinde başladı.
Açılış görkemliydi. Soluk kesmeden izledik.
Gerçi olimpiyat halkalarından birinin 'teknik arıza' sonucu eksik kalması, Rusya'nın eşcinseller konusundaki katı tavrı ve yetişmeyen tesisler sıkıntı yarattı ama görünen o ki, 15 gün boyunca karla, buzla yatıp kalkacağız.
Kar, buz demişken, şu an Soçi'de hava sıcaklığı 7-8 derece ama Ruslar, tarihin 'en pahalı' oyunları için 'suni kar' bile üretmişler.
Pistlere gelince, kuşkusuz ki ABD favori.
Dev kadrolarla Soçi'ye giden Almanya, İngiltere, Birleşik Amerika, Kanada, Fransa, Çin ve Kuzey Avrupa ülkeleri de ilk sıraları zorlayacak.
Ve tabii ev sahibi Ruslar.
'Karla', 'buz'la, 'soğukla' ilgisi olmayan ülkelerin mücadelesi ise 'olimpik ruh' kapsamında alkışlanacak.
Özellikle Virjin Adaları, Lübnan ve Ekvadorlu sporcuların madalya şansı yok denecek kadar az.
Türkiye ne yapacak?
Peki, kış ayları boyunca Ege ve Akdeniz kıyıları hariç kar altında kalan, Talas, Palandöken, Ağrı, Davraz, Uludağ, Kartalkaya gibi, 'kış sporları' ile özdeşleşen onlarca beldeye sahip Türkiye oyunlarda ne yapacak?
Aslında bu soruya yanıt vermek çok da zor değil.
İstatistiklere bakmak yeterli.
Büyük olasılıkla 'sıfır' çekecek 75 milyonluk Türkiye.
Neden mi?
Hatırlanacağı gibi, Türkiye, 2011 Universiad Kış Oyunları'na ev sahipliği yapmıştı bundan 3 yıl önce.
Yılın sekiz ayını, karla, buzla yaşayan Doğu Anadolu kenti Erzurum, gelecek vaad eden binlerce üniversiteliyi ağırlamış, uluslararası olimpiyat komitesi tarafından da alkışlanmıştı.
Ne var ki, Türk sporcular yanılmıyorsam sadece bir madalya alabildiler ev sahipliği avantajına karşın.
O yüzden Soçi'de, bırakın kürsüye çıkmayı, kısıtlı branşlarda finale kalmak bile başarıdır Türkiye için.
Peki, iklim avantajına sahip, tesisleri olan Türkiye, niçin kış sporlarında yok?
'Kış fakirliği'
Önce buz dağının görünen yüzünden başlayalım, 'kış fakirliği'ne.
İşin ucunda yaz ya da kış olimpiyatları olunca çeşitli barajlar konulur sporcuların önüne.
Elemeleri geçer, öyle gidersiniz olimpiyatlara.
Katılımı arttırmak için de genelde bu barajlarda çıta çok yükseğe çıkartılmaz.
Ama zamanında başvurmaz ve akredite olmazsanız, elemelere de katılamazsınız.
Türkiye, buz hokeyi ve benzeri branşlarda akredite olmayı unuttu Kış Olimpiyatları için.
Faturayı ister federasyona kesilsin, ister dönemin Gençlik Spor Bakanı Suat Kılıç'a, ama bu ihmal Türk kafilesinin katılım konusunda sayısal erozyona uğramasına neden oldu.
Yine bazı branşlarda yurt dışı kampları iptal edilip, kar idmanları yerine sporculara 'dağ tepe koşun, yükseklik antrenmanı yapın' denince, birçok isim kıl payı baraja takıldı.
Sporcular, antrenörler öfkeliydi. Ama seslerini çıkaramıyorlardı.
Bu Türkiye'nin kış oyunlarında sessiz kalışının 'bilinen-görünen' gerekçesi.
Az önce Universiad Kış Oyunları'ndan söz ettik.
Türkiye, sırf, 2-3 bin üniversiteli dünya vatandaşı kaysın, atlasın, zıplasın diye o zamanın parası ile 450-500 milyon dolar harcayıp, tesis yapmamıştı.
2011 Kış Üniversite Oyunları'nın asıl nedeni, bölgede kalıcı yatırımlar yapıp, Erzurum'u, kış sporlarının merkezi haline getirmek ve bu kentte yetişecek sporcularla da dünya arenasında boy göstermekti.
Atıl tesisler
Bu sözü de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan vermişti üniversite oyunlarının Cemal Gürsel Stadı'ndaki açılış töreni sırasında.
"Değerli Erzurumlular, kıymetli vatandaşlarım, bu tesisler sayesinde Erzurum çağ atlayacak. Turizm gelirleri artacak, bölge gençliği de bu harika tesislerde antrenman yapıp, ülkemizi olimpiyatlar dahil birçok spor oyununda başarı ile temsil edecek..."
Ancak işlerin göründüğü gibi kolay olmadığı kısa süre sonra ortaya çıkacaktı.
Tesisler, oyunlara yetiştirilmek için aceleye getirilmiş, parkurlar ve pistler uluslararası kriterlere zar zor uydurulmuş, en önemlisi, işletme maliyetleri hesaplanmamıştı.
Bazı tesislerin kapılarına kilit vuruldu, bazıları da turizm işletmelerine devredildi.
Öyle ki, kentin merkezindeki atlama kulesinin bozulan asansörüne ilgi gösterilmedi.
Artık tesisler, Erzurumlular için 'mesire yeri'ydi.
Arabası olan tesislerin kenarına gidiyor, termosta çayını içip Erzurum'a 'yukarılardan' bakıyordu...
500 milyon dolarlık yatırımın büyük bölümü atıl kaldı.
İşin kötüsü turizm anlamında da getirisi olmamıştı Universiad2011 Kış Oyunları'nın. Tesisler yapıldıktan sonra kar bile yağmaz olmuştu Erzurum'a.
Soğuktu hava ama kar yoktu, kar olmayınca turizmciler de para kazanamıyor, Erzurum esnafı şikayet ediyordu.
Kimi uzmanlara bunun nedeni, uygun planlamalar yapılmaksızın inşa edilen enerji tesisleriyle doğal dengenin bozulmasıydı.
Anlaşılan Türk insanı için karda yürümek gerçekten zor.