İlk
söz:Üniversiteler ve YÖK özel işletme/şirket gibi
çalışmalıdır.
“YÖK Başkanı, Kurulları, Rektör, Rektör
Yard.,Dekan, Müdür” atandığında; çalışanlar şaşırmamalı, “çok
çalıştı , liyakatlıydı; karşılığını aldı, yükseltildi”
denilmelidir.
Liyakat ile yapılan atamalarla,
çalışan-çalışmayan, ölçme değerlendirme/insan kaynakları ortak
çalışmasıyla ayırt edilmeli; yatan/çalışmayan/üretmeyen/mobbing
uygulayan, üniversiteye kalite kazandırmayan akademisyen, hemen
üniversite dışına alınmalıdır.
Seçim kararı alınmadan önce; Sn.
Cumhurbaşkanımızın, OSYM Başkanlığını MHP’ye verdiği, YÖK
Başkanı’nın değişeceği ve D.Bahçeli ile anlaştığı, bir “kadın
başkan” üzerinde mutabakata varıldığı dillendirilmişti. Ancak,
seçim kararı ile bu geri bırakıldı. Ancak, Sn.Cumhurbaşkanı’nın;
kolay geri adım atmadığı, bir zaman sonra uygulamaya geçtiği
biliniyor.
Madem ki, böyle bir düşünce var,
bizlerde Sn. Cumhurbaşkanımıza önerilerle yardımcı
olmaya/fikir vermeye çalışalım. İnanıyoruz ki; “üniversitenin
sorunlarını başkaları değil, üniversitede çalışan alan mensupları
çözebilir.” Bu, her alan için geçerlidir.
1/
Geçerli olan yasaya göre,
Yükseköğretim Genel Kurulu:
1.
Cumhurbaşkanı tarafından, rektörlük ve öğretim üyeliğinde başarılı
hizmet yapmış profesörlere öncelik vermek suretiyle seçilen yedi
(7),
2.
Bakanlar Kurulunca temayüz etmiş üst düzeydeki Devlet görevlileri
veya emeklileri arasından seçilen yedi (7),
3.
Genel Kurmay Başkanlığınca seçilen bir (1),
4.
Üniversitelerarası Kurulca, Kurul üyesi olmayan profesör öğretim
üyelerinden seçilen yedi (7),olmak üzere yirmi iki (22) kişiden
oluşmaktadır.
Bundan sonraki yazdıklarımı, Sn.
Cumhurbaşkanımıza arz ediyoruz;
YÖK’te, Genel Kurmay Başkanlığı’nca seçilen,
emekli olmuş bir üyenin 17 yıldır ne işi
var?
Üniversiteler, hala, 1982 Anayasası ile mi
yönetiliyor? Hani, “vesayet rejimi” bitmişti?
Ayrıca; 22 kişiye ne gerek
var?
Yeni dönemde, hızlı-atak-verimli sonuç için; ‘14
akademisyen’ yeterli sayı gibi gözükmektedir.
Birilerine; makam/masa/ulufe
dağıtılmamalı/sağlanmamalıdır.
YÖK yeniden yapılandırılırken; ‘her unvanın
temsili’ sağlanmalıdır.
Prof.lar; Doç ve Dr.Öğr.Üyeleri, Doç.’te;
Dr.Öğr.Üyeleri hakkında karar vermemelidir.
Çünkü,2547’de, her yerde öne çıkarılan/öncelenen
bir unvan olan Prof.olan kişi; en akıllı/etik/ençok üreten/en
iyi idareci, en iyi çalan/söyleyen, en iyi mühendis, en iyi dekan
vb. değildir.
Ülkemizde, maalesef; bir üst unvana geçen, alt
unvan ile aralarındaki köprüyü kaldırıyor.
Seçim sonrası yenilenecek Yükseköğretim Genel
Kurulu: 2. ve 3. md. çıkarılarak; 1. ve 3. md. Prof. şartı
kaldırılarak, Başkan (Prof.) ve 14 üyeden
oluşmalıdır.
14 üye; 7 Prof.,5 Doç.,2 Dr.Öğr.Üy. (veya;3
Dr.Öğr.Üy.- 4 Doç.- 7 Prof.) şeklinde unvanlara göre
atanmalıdır.
YÖK Yürütme Kurulu da; 7 kişi; "4 Prof.,2 Doç.,1
Dr.Öğr.Üy. den" oluşmalıdır.
YÖK; "emeklilere, eğitimle ilgisi olmayan
kişilere, makam dağıtılan yerler" olmamalıdır.
Seçilecek kişiler; alanında bilinen, üreten,
liyakatlı, etik v.b. kişiler olmalıdır.
Bu
yazıya devam edeceğiz..