Şizofrenler espri yapar mı?
Abone olŞizofrenler konusunda doğru bilen pek çok yanlış.
Mahallenin delisi rolündeki karakterler şizofren
mi?
Şizofreni çocuğu olan aileler damgalanma korkusu ile saklama eğiliminde oluyorlar. Şizofrenler konusunda doğru bilen pek çok yanlış yargı var.
Şizofrenler evlenebilir mi?
Şizofren anneler çocuk yapabilir mi?
Şizofren annelerin çocuğa bakma etkinlikleri var mıdır?
Şizofrenlerin iş hayatı nasıldır?
Şizofrenler başkalarına zarar verirler mi?
Şizofrenler sanatla uğraşabilirler mi?
Şizofrenler müzik yapabilir mi?
Şizofrenler hayata mizahi açıdan yaklaşabilirler mi?
Espri yetenekleri nasıldır?
Bu konuda akla gelebilecek tüm sorular artık daha rahat
öğrenebileceğiz. Yıllardır şizofren hastalarla çalışan Memory
Center Nöropsikiyatri Merkezi'nden Psikiyatri Uzmanı Dr. Adnan
Çoban şizofreni konusunda akla gelebilecek tüm sorulara ''
kitabında yanıtlar veriyor.
Aynı zamanda Türk Müziği sanatçısı da olan Dr. Adnan Çoban
şizofren hastalarla koro çalışmaları yaptı ve konserler verdirdi.
NPİSTANBUL Hastanesi'nde yatan hastalara hafta iki kez müzikle
tedavi uygulamaları da yapan Çoban yeni çıkan son kitabı 'Bin
Parça: Akıl: Şizofreni'de şizofren hastaların mizah anlayışları
konusunda ilginç bilgilere yer veriyor.
ŞİZOFRENİ ve MİZAH
"Mizah, iyi çalışan bir
beynin ürünü ve parlak bir zekânın göstergesidir" diyen dr. Adnan
Çoban, mizah yapabilmek, soyut anlama kabiliyetinin ve
çağrışımların çok iyi olmasıyla mümkün olacağını, olayları
gözlemleyebilen, dokunduğunu, duyduğunu süzgeçten geçirebilen ve
espriye dönüştürebilen bir beyinin üretebileceğine dikkat
çekiyor.
Mizah yeteneğinin kişiden kişiye değişebildiğini anlatan Dr. Adnan
Çoban, iyi mizah yapanlar beyinlerini iyi kullanan insanlardır,
çünkü mizah hayatın her alanında iyi gözlem yapabilmeyi gerektirir
dedi. Şizofren hastalar üzerinde çalışmalar yapan Çoban, espri
yapmak kadar espriyi anlamanın da önemli olduğunu, herkesin mizah
üretemeyeceğini, ama mizahı anlayabileceğini belirtti. Çobana göre
espri yapmak da, espriyi anlamak da beyin ve zekâ açısından
gelişmiş olduğunu gösterir.
Dr. Adnan Çoban kitabında şu görüşlere yer verdi:
Şizofreni hastalarının tedavi edilmedikleri dönemlerde, hastalık
özellikle beynin ön bölgesini etkilediğinde, mizah üretme ve mizahi
konuları anlama yetenekleri gerileyebilmektedir. Bazı şizofreni
hastalarında soyutlama yeteneği o kadar bozulur ki, kişiler mecazi
anlam içeren deyimleri ve atasözlerini anlamakta güçlük çekerler.
Mesela kişi 'ağırbaşlı' ifadesinden başın taşınamayacak kadar ağır
olduğu sonucunu çıkarabilir. Kuşun uçmasıyla, uçağın uçmasını eş
tutarak ikisinin aynı olduğunu düşünebilir. "Damlaya damlaya göl
olur" atasözünü "Damlalar birikir ve su birikintisi haline gelir"
şeklinde açıklayabilir.
Bu durumdaki hastalar çoğu zaman esprileri anlamakta da güçlük çekerler. Herkes gülerken onlar gülmeyebilir, komik olmayan şeyleri komikmiş gibi algılayabilir, kendilerine yapılan espriye cevapsız kalabilir veya hiçbir şekilde espri yapmayabilirler.
Mizahı anlama skorları düşük mü?
Şizofreni hastalığının mizah yeteneğine etkisini inceleyen çok az
çalışma var. Polimeni ve Reis adlı araştırmacılar 2006 yılında
Kanada'da yaptıkları bir araştırmada 23 şizofreni hastasıyla 20
sağlıklı insanı 128 maddelik bir testle mizah yeteneği açısından
kıyaslamış ve şizofreni hastalarında normal gruba göre daha düşük
"mizahı anlama" skorları elde etmişlerdir. 1997 yılında
İngiltere'de yapılan bir başka araştırmada paranoid belirtili
şizofreni hastalarının karikatür gibi görsel şaka materyallerini
anlamakta zorluk çektikleri, şikâyeti olmayan hastalarınsa bir
zorluk yaşamadıkları tespit edilmiştir.
Dizilerde şizofrenler 'mahallenin delisi' olarak
sunuluyor!
Şizofreni hastalarında mizah yeteneği
bozuluyorsa da, hastalığın belirtileri yaygın bir şekilde mizah
konusu olmaktadır. Filmlerde, tiyatro oyunlarında, televizyon
programlarında şizofreni hastaları çoğunlukla komik bir şekilde
lanse edilirler. "Mahallenin delisi" diye adlandırılan bu kişiler,
çizgili pijamalı, saçı sakalı birbirine karışmış, komik ve tuhaf
insanlar olarak canlandırılırlar. Hastaların gerçeği değerlendirme
yeteneği bozulduğu için, gösterdikleri tavırlar başkaları
tarafından komikmiş gibi algılanabilir.
'Ben duvar saatiyim doktor bey'
Bin Parça Akıl Şizofreni kitabında anlatılan bir vaka çok dikkat
çekici. Kendisini duvar saati sanan şizofreni hastası ile doktorun
diyalogu şu şekildedir:
Bazı şizofreni hastalarında sürekli sallanma hareketi gözlenir. Bir
doktor, şizofrenlerin yattığı koğuşu gezerken, ayakta, sırtını
duvara vermiş, sürekli sağdan sola, soldan sağa sallanan ve "tik
tak tik tak" diye sesler çıkaran bir hasta görür. Ona neden
sallandığını sorar.
Hasta:
"Çünkü ben bir duvar saatiyim" cevabını verir. Bunun üzerine doktor
"Peki, o zaman saatin kaç olduğunu söyler misin?" dediğinde, hasta
saatin beş olduğunu söyler.
Doktor:
"Ne beşi, saat altı oldu" deyince hasta:
"Eyvah geri kalmışım" diyerek daha hızlı bir şekilde sallanmaya ve
"tiktak tiktak" demeye başlar.
Şizofrenlerin komik hareketleri
Dr. Adnan Çoban şizofreni hastalarının hekimi güldüren bazı komik
tavırlarını şöyle paylaşıyor okuyucularıyla: Bazı şizofreni
hastalarının tuhaf yüz ve göz hareketleri görülür. Bunlara 'grimas'
adı verilir. Bazı insanlar bu hareketleri gördüklerinde kendilerini
gülmekten alıkoyamazlar. Hakikaten bunlar, bilmeyenler için
komiktir. Yeni psikiyatri asistanları bile bu tür hastalarla ilk
karşılaştıklarında kendilerini tutamayıp gülerler. Hastalığın
belirtileri öğrenildikçe, bu tür, hastayı rencide edebilecek
tepkiler azalır.
Sokakta kımıldamadan duran robot kişiler
Kaskatı kesilmiş, bir robot gibi duran hastalar 'katatonik
şizofreni' hastalarıdır. Caddelerde, sokaklarda heykel gibi duran,
üstü başı yırtık, bakımsız insanlara sıkça rastlanır. Başka
insanlar tarafından tuhaf ve komik olarak algılanıp espri konusu
olmak, bu hastalar ve yakınları için üzüntü vericidir.
Profesöre deli isek aptal değiliz ya kardeşim diyen
şizofren!
Dr. Adnan Çoban şizofren hastalarının komik olabilecek
davranışlarını anlattığı 'Şizofreni ve Mizah' bölümünde şu olayı
anlatıyor:
Prof. Ayhan Songar Hoca'nın sıkça anlattığı bir fıkra vardı. Bayır
aşağı inen bir adamın arabası arıza yapar. Adam, el frenini çeker.
Arızayı tespit etmek için arabadan iner. Tam durduğu yerde de bir
şizofreni hastası oturmaktadır. Hasta, adamın tamir konusunda
beceriksiz olduğunu görür ve "Şunu şöyle yap, bunu böyle yap" gibi
yönlendirmelerde bulunur. Sonuçta adamın arabayı tamir etmesini
sağlar. Bunun üzerine adam hastaya:
"Senin için bir de deli diyorlar, hiç de deli gibi konuşmuyorsun"
dediğinde şöyle bir cevapla karşılaşır:
"Kardeşim deli isek, senin gibi aptal değiliz ya!"
Kendisiyle dalga geçen şizofrenler
Bazı şizofreni hastalarının hastalıklarıyla dalga geçtiklerini
görürüz. 'Ganser' arazı denen bir belirti vardır. Siz bir soru
sorarsınız, hastadan anlamsız ya da dik cevaplar gelir.
"Memleket neresi?" diye sorarsınız. Hasta, "Babam mühendis" der.
Buna 'şizofrenik cevap' ya da 'yandan cevap' adı verilir. Hasta
sizin sorduğunuz sorunun karşılığı olmayan alakasız cevaplar verir.
Hatta o kadar ileri gider ki, hekimler "Acaba bizimle dalga mı
geçiyor?" tereddüdüne düşerler. Bazen bu yüzden hastaya kızıp ters
cevaplar verebilirler.
(Uğur İlyas Canbolat)