Sizi Allah için uyarıyorum atalarımız bizim gibi dünyaya aldanmamıştı

Bu kardeşinizin hayatta en zevk duyduğu şey kitap satan dükkanlara gitmektir.

Said Hatipoğlu saidhatip@internethaber.com

Bu kardeşinizin hayatta en zevk duyduğu şey kitap satan dükkanlara gitmektir. Konferanslarımdan veya ilmi çalışmalarımdan zaman bulduğumda yaptığım ilk iş kitapçılara gitmektir. Tek tek elime kitapları alır uzun uzun incelerim. Gerek fıkıh , gerek hadis , gerek tefsir , gerek siyer , gerek edebiyat , gerek tarih kitapları hep ilgi alanıma girer. Evvelki alimlerin kaleme almış olduğu kitapları ve çağımızın islam yorumcularının yazmış oldukları kitapları yakından takip ederim. Ama kitap satan dükkanlara girdiğimde ulemanın büyük simalarının kitaplarının tozlanmış bir halde raflar içinde özlemle okunmayı bekleyişini görmek beni derinden sarsıyor. Kim bu kitapların sahipleri... Raflardan indiriyoruz. Ve bakıyoruz ki kitabın adı şu : ''El-cami'us-sahih'' Kitabın müellifi kimmiş diye bakıyoruz : ''İmam Buhari'' yazıyor. Biran duruyor , duraksıyor ve kendime soruyorum. Kim İmam Buhari ? İçimde ki ses şunu fısıldıyor : Bütün ömrünü Allah Resulunun sözlerini(hadislerini) alimlerden toplayıp ümmete aktarmakla geçirmiş bir nur abidesi... Sonra tozlanmış kitabı temizleyip rafa tekrar koyuyorum. Sonra bir kitap daha dikkatimi çekiyor. Kitabı alıyoruz. Bakıyoruz ki kitabın adı şu : ''Eş-şifa'' Kitabın müellifi kimmiş diye bakıyoruz şöyle yazıyor : ''Kadı iyaz.'' Biran duraksıyor ve kendime soruyorum. Kim bu zat ? İçimdeki ses şunu fısıldıyor :''  Osmanlının elinden düşürmeyip medreselerde hergün ilim talebelerine bir ders kitapı olarak okuttukları, Allah Resulunun zat'ına ait olan hususi özellikleri anlatan bereketli bir kitapın sahibi.... '' Daha sonra tozlanmış kitapı temizleyip rafa tekrar koyuyorum. Sonra başka bir kitap dikkatimi çekiyor , bakıyorum ki musannifi : İmam Süyuti... Bir başka kitap dikkatimi çekiyor , musannifi : İmam Gazali... Bir başka kitapa bakıyorum , musannifi İmam Kurtubi.... Sonra kendi kendime söyleniyorum : sizin gibi kudretli alimlerin kitapları tozlanmış raflarda mı kalacaktı... Sonra kitapçıya yaklaşıp soruyorum. Ne tür kitapları bu gençler okuyor. Şöyle diyor bana : hocam gençler roman okumayı seviyor. Veya aşkı özlemi anlatan kitapları okuyorlar.... Acı acı gülümsüyorum. Evime doğru düşünceler içinde gidiyorum. Bu gençlerin bu noktaya gelmesinin sebebi nedir diyerek kendime sormadan edemiyorum. Bir zamanlar türkiyede gençlerin ilgi odağı : İmam gazalilerin , imam nevevilerin kitapları idi. Gençler bir araya geliyor ilim meclisleri kuruyor , her biri ilmi meselelerden bir mesele açıyor toplu değerlendirmelerde bulunuyordu. Her birisi bu kitaplardan günümüze pay nedir diye soruyor , herkes fikrini beyan ediyordu. Bu bir zamanlardan kastım ne zaman ? Çok değil. Bundan en fazla elli yıl öncesinden bahsediyorum. Babalarımızın gençlik yıllarından. Onların dünyasını ilgilendiren tek şey Allah Resulunun hayatı idi. Şimdi zaman ilerledi... Şimdi gençlerin dünyasına hitap eden şey ne oldu ? Televizyon programlarında ki diziler , eğlenceler oldu. Hemen hemen bir çoğu zamanının büyük kısmını bu tür programları izleyerek geçiriyor. Aklı hep orada. Çünkü arkadaş ortamında gündem hep bu. Arkadaşları ile buluştuğunda , birisi sözü açıyor ve : bugün şöyle bir diziyi izledim diyor , ötekisi ise : ya şöyle bir sanatçı çıktıda şöyle bir şarkı okudu diyor.... Hayat merkezlerine koydukları şey hep bunlar olmuş. Hergün kendilerine yeni bir kahraman arıyorlar. Bu kahramanı araştırıyorlar. Bu kahramanı merak ediyorlar. Onlar hayatlarının merkezine bu kahramanı koyuyor.O neyi seviyorsa oda artık onu sevmeye başlıyor. O kahraman ne ile meşgul ise oda artık onunla meşgul oluyor. Yani , onun dünyasına hitap edecek şeyi bu kahraman belirliyor. Yani , iradesini bu kahramana teslim ediyor ve bunun farkında bile değil...

Artık onun çizgisini bu kahramların çizgisi belirliyor. O bunları düşünmekten , 'Ben ne için yaratılmıştım?' sorusunu artık düşünemez bir hale geliyor. Çünkü arkadaş ortamında böyle bir mesele konuşulmuyor. Konuşulan tek şey , medyada kendilerine buldukları kahramanlar..... Peki bu gençlere yaklaşıp sorsak ve desek ki : bu kahramanlar size Allah adına ne kazandırıyor ? Cevap gelmeyecek. Belki utanıcak. Belki affalıyacak.... Ve biz onlara bir soru daha yöneltip desek ki : Siz Hz.Ali'yi veya Hz.Ebu zer'i hiç merak edip araştırdınız mı ? Cevap gene gelmeyecek. Belki utanacak. Belki affalıyacak.... Suç bu gençlerin mi ? Hayır ,efendim. Suç bu gençlerin değil. Suç bu müslüman gençlerin dünyasına hayali kahramanlar üretenlerde. Suç bu müslüman gençlerin aklını ,ruhunu ve kalbini medya programlarına endeksleyenlerde. Suç,Filanca şöyle yaptı , filanca böyle yaptı diyerek gençlerin merakını uyandıranlarda. Ve gençleri bunlara özendirenlerde. O genç farkında olmadan yavaş yavaş o aleme hayran olurken , özünü unutmaya başlıyor. Sahip olduğu şerefi , yani Hz.Muhammedi(sav) unutmaya başlıyor. O genç için Hz.Muhammed en büyük liderdir. Ama o gence sorsanız , ne  kadar Hz.Muhammedi tanıyorsun diye , belki bir iki cümleden başka bir söz edemez. Çünkü hayatına hitap eden programları düşünmekten , o kahramanların hayatını araştırmaktan buna zaman bulamaz hale gelmiş.  Bir hikmet ehli ne güzel demiş : Sizi Hz.Muhammedi(sav) düşünmekten alı koyan herşey sizin düşmanınızdır.... Hz.Muhammedi ve getirdiği dini düşünmekten alı koyan herşey sizin ibadetinize ve ahiretinize engel olucu şey değil midir ? Peygamberini tanıyamayan bir nesil rüzgarın önünde savrulan bir yaprak gibi değil midir ? Peygamberini düşünmeye , peygamberini öğrenmeye , peygamberini araştırmaya çalışmayan bir nesil peygamberine sadece iman etmekle peygamberini nasıl tanıyabilir ?

Meseleyi şu mevzide değerlendirmekte gerekiyor. Asırlardır İslam ümmetini peygamberinden ne yaptıysa uzaklaştıramayanlar çözümü başka konularda aradılar. Nasıl mı ? işte böyle : Hz.Muhammedi(sav) gündemde tutmayarak..... Gençleri peygamberini düşünmekten alı koyarak. Gençlere kahramanlar üreterek. Çünkü Hz.Peygamberi kişi ne kadar düşünürse , o kadar peygamberine hayran olur ve o'nun şerefli yolunda yürür....Biran durup düşünseniz ,bu sözleri ön yargıdan uzaklaşarak düşünseniz bu sözlerde ki haklılık payının farkına varacaksınız....

Gençlerin bu büyük alimlerin kitaplarını unutmasının sebeblerinden biri buydu. Gençlerin hayatının merkezine bu ilmi kitapları koyamayışlarının sebeblerinden biri işte buydu. Gençlerin hayatının merkezine , romanları , aşk kitaplarını koyup bu ilmi eserleri koyamıyor oluşunun sebeblerinden biri buydu. Veya gençlerin kur'an ilmine hayran olmaya zaman bulamayışlarının yegane sebeplerinden birisi , medyada ki ahlak bozucu programlardı. Öyle ki : ahlaksızca bir görüntüyü masumlaştırmak için , bu bir senaryo sadece diyerek gençlerin hayat merkezine koyuyorlar. Bu artık zamanla o kadar basit bir mesele haline geliyor ki , gençler bunu bir marifetmiş gibi izleyecek hale geliyor. Ve daha hazin olanı şudur ki : her ne kadar gözlerini alamadığı bu programın bir günah abidesi olduğunu bilse bile ' bu sadece zaman geçirmek için izlediğim bir meşgale 'diyerek kendini avutmaya başlıyor. Daha evvel dedim ya : çünkü onun hayatına hitap eden kahramanı izlemesi gerekiyor. Onu takip etmesi gerekiyor...

Ey hanım kız. Sen hiç Hz.Fatıma'yı merak edip okudun mu ? O Hz.Fatıma ki : ''ben vefat ettiğimde bir gece karanlığında beni mezara indirin ki , insanlar kefenimin başında toplanmasınlar.Kefenime bile bakmalarından haya ederim'' buyurmuştu. Senin için Allah Resulunun kızında güzel örnekler yokmu ki , başka yerlerde kendine örnekler arıyorsun ? Vallahi sen Hz.Fatıma'ya ne kadar benzersen Allah katında o kadar kıymetli olursun. Allah'a arz edecek bir bahanen bile olamaz. Allah sana şu soruyu sormayacak mı sanıyorsun : Seni Muhammed Mustafa'nın yolunda yürümekten alıkoyan şeylerin peşinde yürürken , yarın benim huzurumda hesap vermeye geleceğini hiç düşünmedin mi?

Ey benim erkek kardeşlerim. Siz hiç Hz.Hubeyb b.Adiy'i veya Hz.Zeyd b.Desine'yi merak edip okudunuz mu ?Müşrikler bu büyük insanlara, '' Muhammed'in dinini terk etmezsen dar ağacına sizi çekeceğiz '' dediklerinde, bu büyük insanlar müşriklere aynen şu cevabı verdiler : Vallahi başımızadaki saçımız kadar canımız olsa, her gün birini Hz.Muhammed(sav) yolunda feda etmeye hazırız.Ama sizin teklfinize ebediyen hayır...

Ey benim güzel kardeşim. Allah Resulunun etrafındaki sahabelerde senin için güzel örnekler yok mu ki , kendine başka ideoller arıyorsun ?Senin şeref ve izzetin islamda değil mi ?  Senin için ebedi önder Hz.Muhammed değil mi ? Vallahi sen Hz.Ebu bekir'e , Hz.Ömer'e, Hz.Osman'a , Hz.Ali'ye ve diğer sahabelere ne kadar benzersen bilki Allah katında o kadar değerli olursun. Yok eğer Allah Resulunu ve ashabını kendine örnek almazsan , hayatının merkezine onları koymazsan, bilki ahiretin ziyandadır. Bilki ahiretin meçhuldur...

Ne gariptir ki , tarihe adını altın harflerle kazıyan bu büyük şahsiyetlerin adını bile bilmeyen bir nesil yetişiyor... Bu kudretli alimlerin kitaplarını dahi duymayan bir nesil yetişiyor...  Bu kudretli alimlerin bu din uğruna ne fedakarlıklarda bulunduğunu bilmeyen bir nesil yetişiyor... Kendi geçmişini merakla araştırmak yerine başka milletleri merak eden bir nesil yetişiyor... Dünyaya ilmi ilen yön vermiş olan alimleri tanımayan bir nesil yetişiyor...