Siz hiç ilaç seven haşere gördünüz mü?

Eğer polisi eşeğe bile benzetememişse, bu polis teşkilatınının doğru yolda olduğunun belgesidir. Polis belli hallerde eşya gibi durur elbette.

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Hüseyin Aygün ile ilgili haberi okumuşsunuzdur. Okumayanlar için kısa bir özet geçeyim. Dün, Meclis'teki komisyon çalışmaları sırasında CHP'li Mahmut Tanal "Mahkemeye gittim. Duruşma salonunu sivil polisler doldurmuştu" gibisinden bir laf ediyor.

Komisyon başkanı, "Nereden anladın sivil polis olduklarını?" diye sorunca, CHP'nin yaramaz çocuğu Hüseyin Aygün araya giriyor.

"Sivil polisler insandan çok eşyaya benziyorlar" diyen Aygün, "eşya" ifadesinin komisyona katılanlar tarafından "eşek" olarak anlaşılması üzerine "Hayır eşek demedim eşya dedim. Eşek en azından işe yarıyor" diyerek içindeki kini kusuyor.

Haberi okuduktan sonra Hüseyin Aygün'ün fotoğraflarına baktım. Mübareğin yüzündeki nur gözlerimi aldı zaten!

O derece yani!

Bakalım yarın ne olacak...

Son zamanlarda patlak veren ve CHP'yi zelzele gibi sallayan her skandal söz sonrası, "O vekilim bunu demek istemedi", "Falanca vekilim de şunu demek istememişti aslında", "O öyle demedi ki?" türünden savunmalar yapan Kılıçdaroğlu bu kez defansı nasıl toparlayacak?

Muhtemeldir ki yine bizi eleştirecek,"Be heyy yeminli CHP düşmanları bizi eleştiriyorsunuz ama biz dimdik ayaktayız." diyecek.

Ne zaman bunları duysam aklıma "Acımadı ki, acımadı ki..." repliği geliyor.  Zaten CHP adına izlediklerimiz de dizi dizi rezaletten başka bir şey değil ama neyse konumuz bu değil..

Hüseyin Aygün'ün bu nefret söylemini nasıl değerlendirmek gerek?

Haklı!

Yani kendince haklı...

Hatta itiraf da diyebiliriz biz buna. Kendi yöresinde yapılan kaçakçılık işlerinde en yararlı şey ne?

Eşek.

En zararlı şey ne?

Polis.

E polis olanları eşya gibi izlemiyor orada değil mi?

Demek ki haklı!

Haklı olduğu bir başka nokta daha var.

Dağda yediği domuz etini şehirde kusan, çoluk, çocuk, yaşlı, sivil gözetmeksizin katledenlere "İyi çocuklardı" deyip onları "kardeşi" belleyen bir adamın polisi sevmesini beklemek saflık olmaz mı?

PKK'lı üç kadının cenazesinde acı içinde kıvranan, "Kurtuluş Savaşı'nda etnik temizlik yapıldı" diyen birinden polislere övgü gelmesi en büyük hakaret olurdu aslında.

Eğer polisi eşeğe bile benzetememişse, bu polis teşkilatınının doğru yolda olduğunun belgesidir. Polis belli hallerde eşya gibi durur elbette.

Neticede polisin de bir haysiyeti, şerefi, namusu var.

PKK'lılara "kardeşim" diyen, "İyi çoçuklar" diyen, onların alınlarına lanetli buseler konduran birinin boynuna sarılıp sevemiyor adamlar.

Ne yapsalardı yani?

Sabah 8'de işbaşı yapıp, gece 2-3 arası eve dönüyorlar. İnsan üstü bir şekilde çalıştırılıyorlar ve değer görmüyorlar. Aslında polis ne eşya nede eşek ama, onlara edilen bu hakaretleri ruhsuzca izleyen yöneticilerin birer eşyadan farkı olmadığı da su götürmez bir gerçek!

Herşeye, ama herşeye rağmen, "İnsanların" da canı onlara emanet, "hayvanların" da di mi?  Kendilerini hayvandan bile saymayan Hüseyin Aygün'ün canı bile onlara emanet, yani düşünün artık!

Benim şahsi fikrimi soracak olursanız, söyleyeyim;

Umursamayacak, aldırış etmeyecek polis...

"Ben lafa bakarım laf mı diye, sonra adama bakarım..." dizeleriyle başlayan o cümlenin tamamını böylelerine ithaf edecek.  Üzerine her gün, her saat rahmet yağmurları gibi yağan dualarla ve kendisini sarsılmaz bir sadakatle seven insanlarla o görkemli yürüyüşünü sürdürecek...

Pek tabii ki arada bir böyle tıslayanlar da olacak!

Siz hiç ilaç seven haşere gördünüz mü? Hayır...

Eeee daha ne?