Siyasiler ne dedi?
Abone olMilliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila Afyokkarahisar'daki kahreden patlamanın soru işaretlerini köşesine ytaşıdı.
Milliyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Fikret Bila'da
Afyonkarahisar'da yürekleri parçalayan patlamayı köşesine taşıdı.
Bile köşesinden patlamayla ilgili olarak şunları
yazdı:
Afyon’da, mühimmat deposunda meydana gelen patlama ve çıkardığı
yangınla ilgili yapılan açıklamalarda çok geç saatlere kadar sadece
yaralılardan söz edilmesi yüreklere biraz su serpmişti. Afyon
Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın gece yarısına doğru
“içerde şehitlerimiz olabilir” demesi dışında,
sabaha kadar can kaybından söz eden olmadı.
Sabaha doğru Afyon’da, “birlikte içtima yapıldığı ve 25
askerin kayıp” olduğu yolundaki haberler dışında gerçek,
Genelkurmay Başkanlığı’nın yazılı açıklamasına kadar anlaşılamadı.
Acı gerçek, 2’si astsubay, 2’si uzman çavuş, 21’i er olmak üzere 25
askerimizin şehit olduğuydu.
Bu gerçek sadece Afyon’u değil tüm Türkiye’yi sarstı, yasa
boğdu.
Olayla ilgili olarak askeri yetkililerden, Afyon’a ilk ulaşan Orman
ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu’ndan ve CHP Genel Başkan
Yardımcısı ve Sözcüsü Haluk Koç’tan aldığım bilgileri şöyle
yansıtabilirim.
ANKARA'DAN ÖZEL EKİP
Mühimmat deposundaki patlama 21.11’de gerçekleşiyor. Durum
Ankara’da Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na ve oradan Genelkurmay
Başkanlığı’na bildiriliyor. Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
Hayri Kıvrıkoğlu Afyon’a hareket ediyor. Ayrıca Kara Kuvvetleri
Lojistik Komutanlığı’na bağlı bir ekip ile patlayıcı uzmanı
denetmenlerden (sürveyan) oluşan bir ekip de hemen Afyon’a intikal
ediyor.
Afyon’a ulaşan Kara Kuvvetleri uzman ekibinin ön incelemesi
sonucunda Ankara’ya verilen ilk bilgi olayın bir sabotaj olmadığı
yönünde. Bu bilgi Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’e hemen
ulaştırılıyor. Org. Kıvrıkoğlu Afyon’da, Org. Özel Ankara’da geç
saatlere kadar iletişim halinde bilgi alış-verişinde
bulunuyorlar.
KAZANIN NEDENİ
Yangının uzun süre devam etmesi, patlamamış ve etrafa saçılmış
mühimmatın patlama riski, oluşan enkazın büyüklüğü, ağırlığı ve
sıcaklığı nedeniyle olay yerine hemen giremeyen ve detaylı inceleme
yapamayan uzman ekiplerin olayın sabotaj olmadığı, kaza olduğu
ancak kazanın nasıl olduğunu şimdilik bilemedikleri yönündeki
bilgileri değişik ihtimalleri akla getiriyor.
Askeri kaynaklar, el bombasının yere düşmekle patlamayacağını,
patlaması için piminin çekilmiş olması veya düştüğünde piminin
çıkmış olması gerektiğini belirttiler. Ayrıca depolarda fünyelerin
bombalardan ayrı yerde tutulduğu bilgisini de verdiler. İstiflenen
el bombalarının veya diğer mühimmatın fünyesinin üzerlerine takılı
olması halinde böyle bir kaza ihtimalinden söz edilebileceğini
kaydettiler.
MÜHİMMAT SUSURLUK'TAN
Ayrıca, patlamanın daha önce çıkan bir yangından, bir malzemenin
alev almasından veya fazla ısıdan meydana gelmiş olabileceği
üzerinde de duruluyor. Askeri kaynaklar, bunun detaylı bir inceleme
sonucunda ortaya çıkabileceğini söylediler. Yine askeri
yetkililerin verdiği bilgiye göre Afyon’da patlayan depoların
bulunduğu tesis, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ana mühimmat
merkezlerinden biri. Üretilen bombalar buraya getirildiği gibi
askeri birliklere dağıtım da yine bu depolardan yapılıyor. Bu
nedenle söz konusu mühimmat tesisine sürekli el bombası ve diğer
mühimmat giriş-çıkışı yapılıyor.
Afyon’da yaptıkları incelemeler sırasında Orman ve Su İşleri Bakanı
Prof. Dr. Veysel Eroğlu ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr.
Haluk Koç’a verilen bilgiye göre, tasnif edilen el bombaları
Susurluk’ta kapatılan 44 no’lu mühimmat deposundan gelen bombalar.
Koç, sevkiyat ve tasnifle ilgili şu bilgiyi verdi:
“Buradaki yetkililer Susurluk’taki mühimmat depolarından
birinin kapatıldığını ve kapatılan depodaki mühimmatın Afyon’a
nakledildiğini belirttiler. Bu bombaların istiflenmesi sırasında bu
patlama meydana gelmiş.”
Afyon’a ilk ulaşan isim olan Bakan Eroğlu, olayın sabotaj
olmadığını, kaza olduğu tespitini yaptıklarını belirterek, şu
bilgiyi verdi:
“NASIL OLDUĞUNU BİLMİYORUZ”
“Olayın sabotaj değil, kaza olduğunu tespit ettik
diyebilirim. Bunu bir mühendis gözüyle de söylüyorum. Kaza olduğu
kesin ama nasıl bir kaza olduğunu, nasıl meydana geldiğini
bilmiyoruz. Bu ancak detaylı teknik bir araştırmadan sonra ortaya
çıkabilir. Yaralı kurtulan askerimizle de konuştum. O da deponun
içindeymiş. Namaz kılmak için izin alıp dışarı çıkmış. O sırada
arka arkaya çok şiddetli iki patlama olmuş. Bu askerimiz içeride
tasnif çalışması yaptıklarını belirtiyor zaten. Şehitlerimiz
deponun içindeki askerlerimiz. 26 asker içeride tasnif yapıyormuş,
sözünü ettiğim askerimiz namaz için çıkmış ve içeride 25 askerimiz
kalmış. Maalesef hepsi patlamalar sırasında şehit olmuşlar.
Yaralılar ise dışarıda olanlar. Biri de bu askerimiz. Diğeri nöbet
kulübesindeki askerimiz. Ki o da patlamanın şiddetiyle aşağı
inerken hafif yaralanmış. Diğeri de deponun dışında olan askerler.
Bunlar patlamanın yarattığı basınç nedeniyle yaralanan
askerlerimiz.”
'İGLO' CEPHANELİKLERİNİ BİLİRİM
Eroğlu, patlayan cephaneliğin İGLO tipi cephanelik olduğunu,
dışarıdan bir saldırı veya sızma olmasının mümkün olmadığını
belirterek, şu bilgileri verdi: “Bu depolar İGLO tipi
dediğimiz toprağa gömülü cephaneliklerdir. Ben askerliğimi Kıbrıs
Barış Harekatı sırasında 3. Ordu’da İnşaat Emlak Dairesi’nde Grup
Başkanı olarak yaptım. Başkanı olduğum 18 mühendis asteğmenle
birlikte çok sayıda bu tip cephanelik inşa ettik. Gömülü, çok
korunaklı, kalın duvarlarla korunaklı olan, çatısında toprak
korunağı bulunan çok sağlam yapılardı. Bunlara dışarıdan müdahale
ile veya içine sızma yaparak bir şey yapmak mümkün
değildir.”
KOÇ: "AKLA HER SORU GELİYOR"
CHP sözcüsü Haluk Koç ise Afyon’daki temaslarından sonraki
görüşmemizde şu bilgileri verdi: “Tabii çok üzücü bir
facia. Yaralıları ziyaret ettik. Yetkililerden bilgi aldık. Görgü
tanıklarını dinledik. Patlamanın çok şiddetli olduğunu söylediler.
6 şiddetinde bir deprem gibi hissedilen bir patlama olduğunu ifade
ettiler. Bu mühimmat depolarının NATO standartlarında olduğu
bilgisi de bize verildi. Güvenlik kuralları var. Bu nedenle Sayın
Eroğlu’nun Afganistan’la, Pakistan’la kıyaslama yapması anlamlı
değil. Ne olduğu tam olarak bilinmiyor. Bize savaş hali dışında
gece sevkiyat yapmanın yasak olduğunu da söylediler. Bu depolara
Susurluk’ta kapatılan bir depodaki mühimmatın nakledildiğini
belirttiler. Bu mühimmat içinde 1970’lerden kalma olanların
bulunduğu da söylendi.
Ayrıca fünye ile bombaların ayrı yerlerde bulunması
gerektiği belirtildi. NATO standartlarında güvenliğe sahip bir
mühimmat deposunda nasıl bir kaza olabilir bilemiyorum. Şu
yaşadığımız konjonktürde akla her soru geliyor! Neden gece tasnif
yapıldığı, savaş hali olmadığı halde neden gece sevkiyat yapıldığı
gibi sorular var. Ayrıca şehit olan askerlerimizden 15’inin kısa
dönem askerlik yapan üniversite mezunu askerler olduğu ve buraya üç
gün önce geldikleri de söylendi.”