Son dönemlerdeki yerel seçimlerden sonra, kayyum atamaları ve
tartışmaları geleneksel hale gelmeye başladı. 31 Mart 2024 yerel
seçimlerinin ardından Van Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen ve
milletimizde infial uyandıran ‘Pkk sizi tükürüğüyle boğar’
sözlerinin sahibi Abdullah Zeydan’ın göreve iadesi ve Kent Uzlaşısı
ortak adayı Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in görevden
alınması kayyum tartışmalarını yeniden alevlendirdi. Bir yandan bu
tartışmalar sürerken; diğer yandan Mardin, Batman ve Tunceli
Belediyeleri’ne kayyum atandığı haberleri geldi. Vatandaşlarımızın
büyük çoğunluğu bu görevden el çektirmeleri olumlarken küçük bir
kısmı da rahatsızlığını dile getiriyor. Görevden
uzaklaştırılanların yerlerine belediye meclis üyeleri içinden
başkan seçimi yapılabiliyor, ancak hükümet belediye meclis
üyelerine de güvenmediğinden kaymakam ve valileri kayyum olarak
atama cihetine gidiyor.
Peki, bu tür atama ve tartışmaları Türkiye’nin gündeminden nasıl
çıkarırız; adli sicil belgesi aday için yeterli mi? Burada en büyük
sorumluluk siyasi partilerdedir. Aday belirleme süreçlerinde ince
eleyip sık dokuyarak illegaliteye ve teröre müzahir kişileri aday
göstermemeleri gerekiyor. Eski adı sabıka kaydı olan adli sicil
belgesinin, aday belirlemede yeterli olmadığı görülüyor. Belge, tek
başına temiz kağıdı özelliği taşımıyor. Adli sicil belgesinde bir
kısıtlılık hali yoksa kişi aday olabiliyor. Devlet, kamu
görevlileri ve memurlar için adli sicil belgesini yeterli referans
görmezken; belediye başkanı, milletvekili ve belediye meclis
üyeleri için yeterli buluyor. Milletvekilliği, belediye başkanlığı
ve muhtarlıklar; yasadışı işler ve terör örgütleriyle rabıtası
olanlar için kalkan olabiliyor.
İlk defa devlet memurluğuna atanan memurlar, üst düzey
bürokratlar, askerler, polisler, MİT personeli ve bazı önemli kamu
görevlilerine arşiv araştırmasının yanında güvenlik soruşturması
yapılıyor. Hatta, bazı kamu görevlileri için güvenlik soruşturması
ve arşiv araştırmaları periyodik olarak yapılıyor. TBMM’de yasama
yetkisi verdiğimiz milletvekilleri, bir büyükşehri ya da ilçeyi
bütçesiyle emanet ettiğimiz şehr’ül eminler bu uygulamadan vareste
tutuluyor. Milletvekilleri, belediye başkanları da kamu hizmetlisi
olup diğer bürokratlardan daha az öneme sahip değiller.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin 2019 yerel seçimlerindeki
sloganı ‘Beka için milli karar, cumhur için istikrar’dı. Bahçeli,
bu seçim sloganı ile 8 Ağustos 2015 ile 09 Mart 2016 tarihleri
arasındaki Hendek Operasyonları’na atıf yapıyordu. Nitekim, çıkan
olaylar 249 güvenlik görevlimizin hayatına mal oldu. Bu olaylar
sonucunda yerel yönetimlerin ülke güvenliği için ne kadar önemli
olduğunu anladık. Şehirlerimizi emanet edeceğimiz siyasilerimizin
özgeçmişleri önem arz etti. Olaylardaki can kayıpları ve ekonomik
faturalar, Türkiye için acı bir tecrübe oldu.
Bütün bunlardan ve FETÖ’nün hain 15 Temmuz kalkışmasından alınan
dersler neticesinde, 674 sayılı KHK çıkarıldı ve belediyelere
kayyum atanması ile ilgili düzenlemeler yapıldı. Çıkarılan bu KHK
ile terör örgütleri ile iltisakı ve irtibatı bulunan belediyelere
kayyum uygulaması getirildi. Uygulama ile teröre finansman
aktarmanın, lojistik destek sunmanın ve mali kaynakları kamu yararı
dışında kullanmanın önüne geçiliyor. Kayyumlar, atandıkları yerlere
devletin kaynaklarını da kullanarak hizmet ediyorlar. Belki daha
fazla ihtiyacı olan bir yere aktarılabilecek kaynak, buralara
harcanarak bir haksızlığa da sebebiyet veriliyor. Mahalli İdareler
Seçimlerinde, yapılan bu hizmetlerin karşılığı da çok alınamıyor ve
olası terör iltisaklısına belediye yeniden teslim ediliyor.
Bu ahval ve şerait, sokaktan başlayarak güvenlikçi politikaları
zorunlu kılıyor. Ateş çemberinin ortasında bulunan ülkemizi
yönetecek siyasilere arşiv araştırması ve güvenlik soruşturması
yapılması bir ihtiyaç gibi gözüküyor. Uygulama sadece siyasilerle
sınırlı kalmayıp Barolar Birliği, Tabipler Odası, Mimarlar Odası
gibi marjinalleşmeye başlamış yapılara da getirilmelidir. Böylece
yapılacak yasal düzenlemeler ile güvenlik soruşturması ve arşiv
araştırması olumsuz sonuçlananların aday olmasının önüne geçilerek
suyun önü baştan kesilmiş olur.