Siyasetiyle tek kişilik parti

"Türkiye'nin normalleşmesi ve vesayet sisteminin tamamen temizlenmesi için 25 yıllık halk iktidarına ihtiyaç var."

Bu çarpıcı tespit eski DP Genel Başkanı Süleyman Soylu'ya ait. Değişime ayak uyduramayan, statükoyla işbirliğine giden merkez sağ tasfiye oldu. Bu kulvarda yarışan önemli isimler de silindi gitti. Bu kesimden çıkmasına rağmen verdiği mesajlarla farklı bir yere oturan Soylu, yeni bir siyaset anlayışı izliyor.

PARTİSİZ SİYASET YAPAN YENİ SİYASETÇİ TİPİ

12 Eylül referandumunda Anadolu'yu karış karış gezerek halkı "evet" demeye çağıran Soylu, yine yollara döküldü. Bu kez de "başkanlık sistemi" ve "yeni anayasa" için kolları sıvayan Soylu'nun Milat gazetesine yaptığı açıklamaların satırbaşları, Sabah yazarı Mahmut Övür'ün bugünkü köşesinde yer aldı.

YÜZYILDA BİR YAKALAYACAĞIMIZ FIRSAT

(...)Peki, siyasetin içinde olmadan bu mücadeleyi vermek ne anlama geliyor? Soylu'nun cevabı tatmin etmese de net:

"Siyaseti seviyorum, kopmadım ve kopmak da istemiyorum. Türkiye tarihi bir süreçten geçiyor. Vesayet sistemiyle hesaplaşılıyor. Yüzyılda bir yakalayacağımız bir fırsat bu. Merkezden gelen bir siyasetçi olarak millet benim ne söylediğimi merak ediyorsa ben de onlara gider bunu anlatırım..."

AK PARTİ LİBERALLER, CEMAATLER, DEMOKRATLAR, SAMİMİ SOLCULAR VE REALİSTLERDEN OLUŞUYOR

Soylu, siyasete dönüş sinyali vermiyor ama ilginç bir değerlendirmeyle başka bir mesaj veriyor:

"Türkiye'de yüzyıllık vesayet sisteminin etkilerinin silinmesi ve sistemin normalleşmesi için 25 yıllık halk iktidarına ihtiyaç var. Türkiye 10 yıldan beri AK Parti liderliğinde liberaller, cemaatler, demokratlar, samimi solcular ve realistlerden oluşan bir bileşenle idare ediliyor. Vesayet sisteminin kalıntılarını temizlemek için bu prosesin 15 yıl daha sürmesi gerekiyor." Anlaşılan partisiz siyaset yapan yeni bir siyasetçi tipi geliyor.