Siyasetin Tuncay Şanlısı ve ilkesiz siyasetçiler

Hadi ÖZIŞIK hadi.ozisik@internethaber.com

Düne kadar karşısında elpençe durulan  lidere düşman kesilmek, onu bir gün överken, öteki gün şimdilerde AK Parti'de boy gösteren Saffet Kaya gibi yerin dibine sokmak hangi ahlak anlayışına sığar acaba?
Seçilecek yerlerden listeye giremeyen ve çekip giden siyasilerin ruh halini "Verirken iyi, alırken kötü" sözleriyle özetlemek mümkün.
Niye kızıyorlar anlamıyorum?
Bunları Meclis'e bugün kızdıkları liderler taşımadı mı?
O lider sizi nasıl getirdiyse, bugün de götürdü...
Bunda kızacak ne var!
"Nasip" deyip geçmek hakikaten bu kadar zor mu?
Seçimlerden önce kapısı defalarca çalınan eski bakan, milletvekili Ufuk Söylemez gibi kişilikli bir davranış sergilemek çok mu zor? 
Ya da koltuğun hikmetiyle, kişiliğinden ödün vermek neden bu kadar kolay?
Her neyse...
Giden gitti...
Biz kalan sağlara bakalım...

                                    ***
MHP'li işadamı Lütfü Türkkan, Kocaeli'den 2. sıradan adayı. Türkkan'ın birinci sıraya gireceğine kesin gözüyle bakılıyordu. Cumali Durmuş, MHP'nin ilk sıra adayı:
-Ne diyorsunuz Lütfü Bey, istifa edecek misiniz?
-Niye?
Karşı soru her şeyi anlatıyor:
-Ben partime hizmet için bu yola koyuldum. Yakışır mı bize yer beğenmemek, küsmek aleyhte propoganda yapmak? MHP'nin 4-5 milletvekili çıkaracağına inandığım için istifa etmemi gerektirecek bir şey yok ayrıca.

                                   
***
CHP'li Şinasi Öktem...
Birinci bölge 8. sıra adayı.
Üç parti Meclis'e girerse Öktem'in işi zor.
Dün sabah evden çıktım, etrafta Şinasi Öktem'in afişleri.
Ne yapmalıydı Öktem?
Mustafa Sarıgül
'e karşı İstanbul'da duvar gibi duran Öktem'in Baykal'a karşı en ufak bir kırgınlığı yokmuş! Ne yalan söyleyeyim, kavgacı ve uzlaşmaz bir karektere sahip olan Öktem, ilkeli davranışıyla beni çok şaşırttı.
Kadiköy'ün CHP'li Belediye Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin yine öyle... Milletvekili olmak istedi Baykal'ın engeline takıldı:
-Sen CHP İstanbul İl Başkanı olacaksın.
Baykal'ın etrafındaki önemli isimlerden biri
olan Gürsel Tekin'in çekip gitmesi, liderine sayıp sövmesi ilkesizlik olmaz mıydı?

                              ***
Bahattin Şeker. Ağar'ın arkadaşı, yoldaşı, sırdaşı.  DP'nin her şeyi. Teşkilat Başkanı Mümtaz Yavuz'un cebinden çıkan bir kağıt parçası, Şeker'in midesini bulandırmaya yetti.
Çekip gitti...
Ağar başta olmak üzere, peşinden gitmeyen kalmadı. "Hayır" dedi, DP'nin Teşkilat Başkanı Mümtaz Yavuz'un gözden çıkarılması bile  Bahattin Şeker'i ilkelerinden vazgeçirmeye yetmedi.
Ve son bir isim... Çiller'in prensiydi Süleyman Soylu. Siyasetin gözdesiydi, Tuncay Şanlı gibi, 4,5 yıl boyunca bütün partileri peşinden koşturdu. İlhan Kesici ile birlikte siyaset yapan bu Soylu politikacı, kapısını çalan politikacılara her defasında aynı şeyleri söyledi:
-Babam Hasan Soylu, bana ilkesiz olmayı öğretmedi.
Fazla söze gerek var mı?