O; Türk siyasi hayatının temel renklerinden birisiydi.
Ve bana göre siyasette her şeye anlamlı sözü olan nadir
adamlardan birisiydi.
Ki zaten bu özelliğini; süper olan pratik zekâsı ve olağanüstü
hafızası ile birleştirdiği için siyasi hayatımızın
rengi oldu.
Kim ne derse desin, kim onu eleştirirse eleştirsin; o bu ülkeye
hizmet eden, hizmet etmekten keyif alan bir liderdi.
Bu ülkenin her köşesini dolaşmış, her köyüne gitmiş ve oraya bir
çivi çakmış bir liderdi.
Çözüm adamıydı.
Siyasi sıkışıklıkta bazen geri adım atarak, bazen dik durarak
bazen de yaratıcılığını kullanarak ülkeye özel çözümler
yaratandı.
Elbette onun çözümleri başkalarını rahatsız etmiş olabilir ki
belki de zaman zaman haklıdırlar da.
Ama o bu memleketin çocuğuydu ve içimizden birisiydi.
Hatasını da sevendi.
Ki espri yeteneği belki de en güçlü liderdi.
Kendi karikatürlerine gülen ve mizahı ilginç bir şekilde
destekleyendi…
Çünkü o içimizi severdi…
Bizdendi…
Onunla bir vesile ile çalışmış birisi olarak canlı şahidim ki
vatandaşını; köylü, iş adamı, zengin fakir diye ayırt etmeden
kendince sever ve hepsine özel olarak zaman ayırırdı.
Ki zaten o yüzden siyasi hayatın rengiydi.
…
Sayın Tansu Çiller ile çalışırken vatandaş ziyaretlerinin olduğu
bir gün her zaman olduğu gibi görüşmelerine eşlik eden ve ona kim
kimdir diye açıklarken bana; “neden Demirel gibi yapmıyoruz,”
demişti.
Liderini görmeye, ona derdini anlatmaya gelenler için bir
kapıdan girsinler diğerinden çıksınlar istiyordu.
Demirel’in bayramlarda yaptığı gibi…
Demirel’in hep öyle yaptığını sanarak…
Ona “siz Demirel değilsiniz,” demiştim.
“Demirel haftanın yedi günü yirmi dört saat evinde vatandaşı
kabul ediyor,” diye de eklemiştim.
Ona verdiğim tepkiye kızması gerekirken susmuştu.
Çünkü kendisi; büyük çoğunlukla haftada sadece üç gün (Salı,
Çarşamba ve Perşembe günleri) Ankara’ya gelip, diğer günlerini
Ankara dışında geçiren bir liderdi.
Ki zaten bence o yüzden siyasi hayatın kalıcı rengi olamadı.
…
Kendi liderimiz dışında kalanları çok iyi bilmediğimiz için,
kendi dilimize yakın söylemleri olanları takip edip, diğerlerine
uzak düştüğümüz için; Demirel gerçek liderliğini 9. Cumhurbaşkanı
iken gösterdi.
Kendini işte o zaman milletine gösterdi.
O güne kadar onu sevmeyenlerin bile takdirini alarak; o makamın
gerçek hakkını verenlerden birisi oldu.
O zaman sadece siyasetin değil, bu memleketin bir rengi
olduğunu; sadece bize değil, dosta düşmana, herkese her millete
gösterdi.
Biz oldu.
Bizi temsil etti.
Ve bunu adil bir şekilde gayet iyi yaptı.
Çünkü o bizim rengimizdi…
O yüzden cumhurun başı olması herkes tarafından sevildi…
O; güçlü ve bize hâkim olmayı becerebilen bir renkti.
Ki son on yılda kenarda oturmasaydı, bir de sağlığı müsaade
etseydi; inanıyorum ki bugün onu tanımayanlara, onun siyasi hayatı
nasıl yönlendirdiğini bilmeyenlere, özellikle gençlerimize
muhalefet nasıl yapılırı çok iyi bir şekilde gösterirdi.
Çünkü o bizdendi…
Çünkü o bu toprakların rengiydi…
O Demirel’di…
Allah rahmet eylesin…
Diğer yazı ve şiirlerimi takip etmek isteyenler için Facebook
sayfam;
Eklemek isteyenler için Twitter adresim;
Instagram adresim;
BİR AVUÇ SEVDA ADLI KİTABIMIN TRT TANITIMI
SESLENDİRDİĞİM BİR KAÇ ŞİİRİMİ DİNLEMEK İSTEYENLER
İÇİN