Siyaseti sevmeyen siyasetçi
Abone olAK Parti İstanbul İl Başkanı siyaseti sevmese de politikanın tam da göbeğinde..
Siyaseti severek
yapmıyorum
Siyasete Erdoğan’ın isteği üzerine
girmişsiniz...
Bazı hukuklar var ki kolay
aşılamıyor. Kendisiyle öğrencilik döneminden başlayan bir hukuğumuz
vardı...O zamanlar il başkanı olan Başbakanımız bizi tuttu ve
siyasetin içine aldı. Zaman zaman kopmaya çalışsak da, bazen uzakta
durmayı başardık. Ama özellikle parti kuruluşu aşamasında, il
teşkilatı kurulurken çok çalıştık...
‘’Siyasete girmek iyi bir karardı,’’ diyebiliyor musunuz?
Çok net söylüyorum, siyaseti severek yapmıyorum. Ama bu ülke
bana çok şeyler verdi. Bir ceketle gelen ben. Talebeliğimi burada
yaptım, meseleğimi burada aldım elime... 31 yıl sonunda, yıllar
süren dünya vatandaşlığı statüsünden sonra ‘’Türkiye Cumhuriyeti
vatandaşıyım!’’ diyebilme onurunu bana bu ülke ve bu millet verdi.
Bu vatandaşlığı hazır bulanlar bunun ne anlam ifade ettiğini pek
hissetmez belki ama benim için çok
önemli. Siyasete de bu açıdan bakıyorum. Bu ülkeye ve bu millete
borcum var.
Nesinden şikayetçisiniz
siyasetin?
Zor... Çok zor. Hekimliğin zorlukları var. Ama severek yaptığınız zaman size sıkıntı vermiyor. Yani gecenin 4’ünde bir hasta için kalkıp emek vermek sizi mutlu ediyor. Karşı taraftaki bir ızdırabı çözdüğünüzü hissediyorsunuz.
Siyaset ise kendine has ve farklı kültürü olan bir ortam. Hele hele Türkiye’de oldukça olumsuz bir siyasi kültür ortamı var. Yani, adam geliyor ‘’ Siz ‘alo’ derseniz benim bu işim hallolur.’’ diyor. İşinin haklı olup olmadığına bakmıyor. Senin ‘alo’ deyip demediğine bakıyor. Yaptıysanız iyisiniz, yapmadıysanız kötüsünüz. Bir de fıtraten o işi severek yapmak farklı bir şey. Ben hekimliği çok severek yaptığım için....
Şimdi vakit kalmıyordur tabi hekimliğe...
Her sabah mutlaka gidiyorum hastahaneye. Mesele o havayı teneffüs etmek. Oraya gitmediğim zaman burada daha verimsiz oluyorum. Orada duygusal tatmini aldıktan sonra buraya gelip işimi yapıyorum...
Özlüyorsunuz doktorluğu...
Evet... İnşallah en kısa
zamanda nasip olur...
Erdoğan’ın hızına yetişmek mümkün değil
Bir zamanlar, Ak Partili bakanlar için ‘’Başbakanın temposuna yetişemiyorlar,’’ demiştiniz... Aynı durum devam ediyor mu?
Bu çok çarpıtılan bir konu... Bunu bakanlar için demedim, herkes için dedim. Kendim için de diyorum. Erdoğan’ın hızına yetişebilmek mümkün değil... Basın bunu direk bakanlarımıza çekti. Ben bakanlarımızın da, kendimin de kapasitelerimiz oranında üst düzey performans gösterdiğine inanıyorum. Ama bunu Erdoğan’la kıyaslamaya kalktığımız zaman aradaki makasın açık olduğunu görüyorum. Bunu bakanlarımıza yönelik olarak söylemek benim hakkım da, haddim de değil. İnsan hakkının ve haddinin ne olduğunu bilecek kadar vakur olmaklı...
Dilek YARAŞ-İnternethaber