Yaşanan gerilimden sonra Rus televizyonları Türkiye'yi IŞİD'e
yardım etmekle suçlayan haberleri peş peşe yayınlıyor.
Dünyanın neredeyse bütün ülkeleri bu iddiaların bir safsatadan
ibaret olduğunu söylüyor.
Türkiye hariç!
İdeoloji savaşı yaparken ülkenin verdiği savaşı gözardı eden bazı
isimler Putin'in yaveri gibi çalışıyor.
Alın size örnek...
Önceki gün CHP İstanbul Milletvekili Eren Erdem Rus televizyonuna
bağlanmış ve Türkiye'nin DEAŞ'a her türlü silah yardımında
bulunduğunu, örgütün sarin gazı yapmak için kullandığı her türlü
kimyasal maddenin Türkiye'den gittiğini söylemiş.
"Bunların yaptığı ülkeye ve millete ihanet"
dediğimde birileri bana çok ağır konuştuğumu söylüyor.
Ruslarla psikolojik harp yürüttüğümüz bir ortamda bu sözü söyleyen
kişiyi tarif için ihanet sıfatı yeter mi siz söyleyin?
Neyin nesidir, kimin fesidir diye merak ettim, bu kişinin yaptığı
icraatları google'dan araştırdım.
17/25 Aralık döneminde Paralel Yapı ile iş tutup
"Karşı" isminde bir gazete kurmuş.
Bugüne kadar OdaTV, Aydınlık, Karşı ve Yurt gibi gazetelerde
yazılar yazmış. Ayrıca Ulusal Kanal, Halk TV, Fox TV, IMC TV, Yurt
TV, Sokak TV, Rudaw gibi kanallarda da yorumculuk yapmış.
Çıktığı televizyon kanalları ile makale yazdığı gazeteler zaten her
şeyi özetliyor özetlemesine ama vekil beyin icraatları bununla
sınırlı değil.
2011 yılında twitter üzerinden yazdığı bir mesajda "Türkiye
ile İran'ın karşı karşıya gelmesi durumunda İran'ın safında
olacağını" ilan etmiş.
Tüm bunları yapmanın bir ödülü olmalı değil mi? CHP de almış bu
müthiş değeri İstanbul'dan milletvekili yapmış!
E boşuna dememişler at sahibine göre kişner diye...
Kılıçdaroğlu gibi ülkesini dünyaya şikayet eden bir liderin
partisine girdin mi onun açtığı yoldan, gösterdiği hedefe durmadan
yürümek birinci görevin oluyor.
Kusuruma bakmayın ama ben bunu hazmedemiyorum.
Devletin bu kişiye ödediği maaştan, verdiği odaya, hizmetine
sunduğu sekreterden verilen makam aracına varıncaya kadar her şey
benim canımı acıtıyor arkadaş!
Bu diyarın insanları kırmızı ışıkta kazara geçtiği için
cezalandırılırken, vekilin biri kalkıp ülkeye ve milletin
değerlerine istediği gibi saldıracak ama yaptığı yanına kâr
kalacak!
Bu mudur?
Yanı başımızda sınırlar yeniden çiziliyor, haritalar yeniden
şekilleniyor. Dünyanın bütün orduları Suriye topraklarını
arşınlıyor. İkbali ve istikbali tehlikede olan tek ülke
Türkiye...
Türkiye bu tehlikeyi görüp hamle yaptığında, kendi ülkesinin
milletvekili kalkıp bunu dünyaya alçakça bir iftira ile şikayet
edecek ve o milletvekilinin ödeyeceği bir bedel olmayacak öyle
mi?
HDP'li ve CHP'li vekiller sabah kahvaltısından sonra geldikleri
Meclis'te akşama kadar benim milli ve manevi değerlerime hakaret
üstüne hakaret yağdıracak ve kimsenin kılı kıpardamayacak.
Bu diyarın gariban her bir ferdi söylediklerinin ve yaptıklarının
hesabını veriyorsa, vekiller de yaptıklarının ve söylediklerinin
hesabını vermeli.
O lanet olası dokunulmazlık zırhı bu kadar kalın olmamalı...
Çünkü yapılan bu şeyin adı siyaset değil, ihanet...