Sivil memur TSK'nın o maillerini anlattı
Abone olHükümeti karalama amaçlı TSK'dan yollanan e-mailleri atan sivil memurun anlattıkları çok konuşulacak
Andıç e-maillerini atan bilgisayar programcısının isyanı:
"İşi gücü bıraktık sahte e-mail yazıyoruz."
Genelkurmay'da hazırlandığı iddia edilen 'kara propaganda' siteleriyle ilgili internet andıcı iddianamesinin ek klasörlerinden çok çarpıcı bir belge çıktı.
Hakkında yakalama kararı çıkan 14 isimdenr birisi olan Genelkurmay’da görevli sivil memur Mehmet Bülent Sarıkahya, şikayet yazısındaki “Gazetecilere vatandaştan gidiyormuş gibi mail yazmaktan bıktım” ifadeleri dikkat çekti.
İnternet andıcı davası kamuoyunda yankı buldu. Star ve Zaman gazetesi iddianamede yer alan sivil memurun ifadelerini manşetlerine taşıdı.
Kendisine Karargah dışındaki internet kafelerden gazetecilere
vatandaş gibi mektuplar göndertildiğini anlatan Sarıkahya'nın
söyledikleri çok konuşulacak.
KENDİMİZİ GAZETECİLERİN YERİNE KOYALIM
"Sayın Şube Müdürüm' diye başlayan mektupta Sarıkahya, verilen göreve tepki gösterirken özetle şunları söylüyor: "Eskiden 'asker kokuyor' diye düzelttiğim çoğu mektubu artık düzeltemiyorum bile. Kendimizi gazetecilerin yerine koyalım. 10 kişi dönüp dolaşıp hep benzer tarzda mail atsa bunlar organize mi?' diye düşünürüz."
SÖYLEDİĞİMİZ KELİMELERE GÜLMEYE BAŞLADIM
Mehmet Bülent Sarıkahya, mektubun ilerleyen bölümlerinde yapılan psikolojik harekâtın geri teptiğini anlatıyor. Şu ifadeleri kullanıyor:
"Ben mektup yazmaktan bıktım, bunaldım ve patlamak üzereyim. Mektup yazan kişi olarak böyle düşünürken gazetecilerin bizi kale almamalarına şaşmamak gerek. Artık mektupta kullanmak amacıyla söylediğiniz kelimelere, ifadelere bile gülmeye başladım."
Gönderilen mailleri halk dilinde yazdığımızı düşünüyoruz. Ama bütün mailler mükemmel, imla hatası sıfır, bütün yanlışlıkları düzeltilerek gönderiliyor. Bu da karşı tarafta bir kuşku yaratabilir."
İNTERNETKAFELER DUMANALTI
Sivil memur Mehmet Bülent Sarıkahya, söz konusu mektupları gazetecilere postalamak için gittiği internet kafelerden de yakınıyor: "Hayatında hiç sigara içmemiş birisi için bunun ne tür bir işkence olduğunu anlatmak çok zor."
TEMCİT PİLAVI GİBİ
Mehmet Bülent Sarıkahya, gazetecilere gönderilen mektupların içeriklerini de eleştiriyor şikâyet dilekçesinde. Şöyle diyor:
"Her gün gazetede okuduğumuz haberleri temcit pilavı gibi ısıtarak zorla birilerine (gazetecilere) yedirmek ne derece doğru. Üstelik de kendi gazetelerinde çıkan haberleri her gün artık kalıplaşmış birkaç sözle biz onlara geri gönderiyoruz. Belki 'AKP ile ilgili ne kadar mail gönderilirse, gazeteciler aslında halkın ne düşündüğünü görmüş gibi olurlar' diye düşünüyorsunuzdur. Ama dikkat ettinizse ibre artık AKP'ye kayma eğiliminde. Biz ne kadar yazarsak sanki AKP sempatizanlarının sesi daha çok yükseliyor ve bu insanlar ordu karşıtlarını da yanlarına çekerek güç birliği yapıyorlar. Belki de daha etkili olur diye yazdığımız onlarca mektup ters etki yaparak tepkiye dönüşmüştür. Bilmem bu olayı hiç böyle düşündünüz mü?"
Star gazetesindeki haberde Dursun Çiçek ismi yine dikkat çekiyor. Haberde "Sarıkahya yine aynı ifadede, kara propaganda sitelerinin içeriklerini Dursun Çiçek, Ziya İlker Göktaş, Cemal Gökçeoğlu, Sedat Öze ve Hulusi Gülbahar’ın belirlediğini söylemişti" ifadeleri yer aldı.