Şivan Perwer'den Öcalan'a ağır itham
Abone olTAK'ın ölüm listesine aldığı Kürt sanatçı Şivan Perwer meydan okudu, Öcalan'a ağır bir ithamda bulundu.
Abdullah Öcalan'ın 'sussun' dediği ve terör örgütü
PKK'nın yan kuruluşu TAK'ın ölüm listesine aldığı Kürt sanatçı
Şivan Perwer'den hodri meydan. Perwer, TAK
için "Öcalan'ın ve İmralı'da karargâh kuran derin devletin bilgi ve
onayı olmadan hiçbir şey yapamaz" ifadelerini
kullandı.
Sıkı koruma tedbirleri altında yaşayan sanatçı, "Yıllarca
barış ve kardeşliğin tesisi için sunabileceğim katkıları korkmadan
yaptım. Bundan sonra da gözdağı veya tehditlere boyun eğmem"
diyerek ölüm tehditlerine cevap verdi. Perwer konser programında
değişiklik yapmayacağını da sözlerine ekledi.
DÖNMEM ŞİMDİLİK GÖRÜNMÜYOR
Taraf gazetesinden Kurtuluş Tayiz'e konuşan Perwer, Türkiye'ye
dönmesinin şimdilik gündemimde olmadığını söyledi. Ertuğrul Günay
ve Bülent Arınç ile görüştüğünü anlatan Perver, halkın yaşadığı
insanlık dışı koşulları aktardığını belirtti.
Özgür bir sanatçı olduğunun altını çizen Perwer, "Beni Şivan
Perwer yapan özelliklerimden uzaklaştıracak herhangi bir
yönlendirmeyi kabul edemem" sözleriyle PKK'ya mesaj verdi.
Hükümetin bazı adımlar atmasının sevindirici olduğunu anlatan
Perver, dönüş yolundaki engelleri şu sözlerle dile getirdi:
"Bugün hâlâ evlerde ağıtlar yakılıyor, gençlerimizin cenazeleri
anaların yüreğini dağlamaya devam ediyor. Bu durum bana acı
veriyor, yüreğim kanıyor. Benim dönüşümle birlikte bu trajedi sona
erecek mi? Benimle ilgili belki iyi niyetli olabilirler ama
hükümetin yaklaşımları seçim hesaplarına endeksli günlük politik
kazançların ötesine geçmelidir. "
HAKARET VE TEHDİTLER ARTTI
Son dönemde kendisine telefon üzerinden hakaretler ve tehditler
geldiğini aktaran Perwer, hakkında yazılıp çizilenlerin birilerini
gaza getirdiğini belirterek neyle suçlandığını sıraladı:
"Beni hahama sırt çevirmekle, yanlış siyaset yapmakla, hükümete ve
devlete yanaşmakla ve hatta hainlik yapma ile suçlayıp hedef
yaptılar. Sosyal paylaşım siteleri üzerinden çirkin kampanyalar
organize edildi. Bunlara gerekli cevabımı da aynı şekilde sosyal
paylaşım siteleri üzerinden verdim. Sanat yaşamım boyunca hiçbir
tehdide boyun eğmedim "
ÖCALAN DAHİL TUTUKLULAR SERBEST KALMALI
Devletin hangi adımları atması gerektiğini de bıralayan Perwer,
kendisine sussun diyen Öcalan'ın da serbest kalmasını istedi.
"Çağdaş dünyada halklar arasında barışın yeniden temini ve
halkların eşitlik temelinde kucaklaşması için bilinen tecrübeler
var. Toplumsal uzlaşma için öncelikle cezaevleri boşaltılmalı.
Abdullah Öcalan dahil bütün Kürt tutukluları serbest
bırakılmalı.
Sürgündeki on binlerce sürgün, dağdaki binlerce Kürdün eve
dönüşleri sağlanmalı.
Toplumsal uzlaşma ve barış için güven verici adımlar atılmalı."
TRT ŞEŞ'E NASIL BAKIYOR?
TRT Şeş'e bakışını da anlatan Perwer, olumlu bir adım gördüğü kanal
için şu görüşleri dile getirdi
"24 saat Kürtçe yayın yapan bir televizyon açması önemli bir
adımdır. Ancak TRT 6 kanalının henüz yasal bir güvenceye bile
kavuşmamış olması düşündürücüdür. Ben kuruluşundan beri Paris'ten
yayın yapan Kurdı kanalına katkı sunuyorum zaten.
Kürtçeyi güzel sergilemeyi bir misyon olarak görüyorum. TRT 6'nın
"Kurtlar Vadisi" ya da "Tek Türkiye" gibi dizileri sunan
kanallardan daha kötü olduğunu düşünmüyorum. "
"BEŞ KURUŞLUK DEĞERİ KALMAZ" POLEMİĞİ
"Kendini AKP'ye kullandırtmasm, yoksa halk nezdinde beş kuruşluk
değeri kalmaz" diyen Öcalan'a da şu sözlerle cevap veriyor:
"Kendimi kullandırtmamm kıstası bir AKP'li bakanla buluşup Kürt ve
Kürdistan gerçekliğini konuşmak mıdır? Yoksa onlardan bağımsız
herhangi bir televizyona bir röportaj vermek midir? Yine demokratik
çözüm sürecinde yer almak illa onların yapısı içinde hareket etmeyi
mi gerektirir? Sayın Kemal Burkay gibi ömrünün çoğunu hapis,
sürgün, siyaset ve edebiyat uğrunda harcamış tecrübeli bir
şahsiyete dostluk elini uzatacağı yerde küçümsüyor. Bu yaklaşımlar
doğru ve samimi değil. Bir kere Kürt mücadelesinde emek sarf eden
herkese saygılı olmak, farklılıklarıyla kabul etmek ve eleştirilere
de tahammül etmek gerek. Muhalif seslere tahammülün olmadığı
toplumlarda demokrasi olamaz. Eğer PKK ve Sayın Öcalan, Kürt
halkının birliğini ve iyiliğini istiyorsa, bize tehdit yerine,
dostluk elini uzatır ve "Gelin dostlar bu meseleyi birlikte
çözelim" der. Ama tabii ki bizi de dinleyerek ve düşüncelerimize
saygı göstererek. "
ÖCALAN DERİN DEVLETİN ADAMI İMASI
TAK'ın ölüm listesine almasının sorumluluğunu da Öcalan ve devlete
yükleyen Perwer,
şunları söylüyor:
"Öcalan'ın her söylediğini talimat kabul eden bu organizasyon,
Öcalan'ın ve İmralı'da karargâh kuran derin devletin bilgi ve onayı
olmadan hiçbir şey yapamaz.
Bu örgüt üzerinden, bağımsız ve özgür düşünen bütün aydınlar
susturulmak isteniyor. Devlet, Türkiye toplumu içerisinde İsmail
Beşikçi şahsında bütün aydınları ve gazetecileri hapis cezaları ile
susturmak isterken, PKK de Şivan Pervver, Kemal Burkay ile (önceki
tarihlerde) Leyla Zana, Osman Baydemir ve Ahmet Türk gibi Kürt
toplumu tarafından sevilen şahsiyetleri psikolojik olarak terörize
ederek susturmayı amaçlıyor. "
BOYUN EĞMEM
Tehditlere boyun eğmeyeceğini bir kez daha ilan eden Perwer, örgüte
Öcalan yandaşlarına böyle sesleniyor:
"Nasıl yıllarca halkımın diğer halklarla eşit biçimde ve özgürce
yaşaması için sanatımla mücadele ettiysem, barış ve kardeşliğin
tesisi için de sunabileceğim katkıları korkmadan yapar ve hiçbir
tehdide boyun eğmem. Türk devletinin baskıcı ve kirli
politikalarını eleştirdiğim gibi, Kürt örgütlerinin yanlışlarını da
açık açık söylemekten çekinmiyorum. Kimse bana gözdağı verip teslim
alacağını ve susturacağını sanmasın. "