Şişmanlığa karşı sandaloz sakızı
Abone olŞişmanlıkdan muzdarip olanlar kendilerine değişik yöntemlerle çare arıyor. Sandaloz sakızı da doğal yöntemlerden biri. Kilo problemi olanlara tavsiye ediliyor..
Bir süre önce gündemi uzun süre meşgul eden bitkisel ürünlerden
gelen sağlık alternatif tıp olarak değerlendiriliyor. Yüz yıllar
önce aspirin’in penisilinin veya diğer modern ilaçların olmadığı
dönemlerde bitkilerle yapılan tedaviler bugün yeniden gündeme
geliyor. Yan etkisinin olmaması ve kolay bulunmasından dolayı
bitkisel ürünler tercih ediliyor. İstatistikler dünyada 1 milyar
200 milyon civarında şişman olduğunu gösteriyor. Türkiye’de ise her
3 kadından ve 5 erkekten birisi şişman olarak kabul ediliyor.
Dünyada ve Türkiye’de şişmanlığa bağlı olarak kalp, damar,
kolesterol gibi birçok rahatsızlık meydana geliyor. Şişmanlık
değişik yöntemlerle giderilmeye çalışılırken son yıllarda
zayıflamaya yardımcı olduğu belirtilen yeşil çaylar yeniden
revaçta. Yeşil çayların yanı sıra sandaloz zayıflama sakızı da
yaygın olarak kullanılıyor. Babası Erol Gencer’den mesleği devralan
Ziraat Mühendisi Cem Murat Gencel, sandaloz sakızının zayıflamada
yeşil çaylara göre daha etkili olduğunu söylüyor. Kendisinin de bir
ara kilo problemi olduğunu belirten Gencel, sandaloz kullanarak 10
kilo zayıfladığını ifade ediyor. Zayıflamada büyük etkileri bulunan
sandalozun (zayıflama sakızı) son günlerde çok kullanıldığını dile
getiren Gencel “Yemeklerden önce sıcak suda bekletilip
kullanıldıktan sonra kilo problemleri olanların sorunlarının
giderildiği görülüyor. Ayrıca zayıflamak için yeşil çay, siyah çay,
fasulye kapçığı, farekulağı, incir, keçiboynuzu, keçisakalı, mısır
püskülü, mürver, siyah bektaşi üzümü, fındık, adasoğanı da
kullanılabilir.” diyor.
Gencel, vatandaşların, sağlığı artık doğal ürünlerde aradığını
belirtiyor. Hastalığı veren Allah’ın şifasını da doğada sakladığını
vurgulayan Gencel şunları söylüyor: “Oğul otu, karabaş, çoban
çökerten günnap, alıç yaprağı, kalp ve damar hastalılarına iyi
geliyor. Lavanta ve enginar macunu Hepatit C için iyi geliyor. Saç
dökülmesini önlemek için ise atkuyruğu, ısırgan otu, latin çiçeği
tavsiye ediliyor. Mide rahatsızlıkları için ise karabaşotu,
kırlangıçotu, köpeküzümü, melekotu, mersin (murt), meşe kabuğu,
meyan kökü, susi, şerbetçiotu, tavşancılotu öneriliyor. Daha ismini
sayamayacağımız 100’ün üzerinde bitki birçok rahatsızlığa iyi
geliyor”
Baba mesleği için kimya bölümünü bıraktı
35 yaşındaki Cem Murat Gencel, baba mesleği “aktarlığı” devam
ettirmek amacıyla kimya bölümü 2. sınıfta okurken Çukurova Ziraat
Fakültesi’ni kazandı. Baba mesleği aktarlığı çok seven Gencel,
bitkileri daha iyi ve bilimsel olarak tanıma imkanı bulabileceği
ziraat fakültesine devam etti.
2000 yılında ziraat Fakültesini bitiren Gencel baba mesleğini devam
ettiriyor. Oğul Gencel, 1955’te aktarlığa başlayan babası Erol
Gencel’in yanında 1980’lerde çalışmaya başladığını söylüyor: “O
dönemlerde bir yandan okula devam ederken bir yandan da babamın iş
yerine gidiyordum. İnsanların babamın yanına şifa bulmak için
gelmeleri, daha sonra geldiklerinde ise ‘Allah sizden razı olsun.
Tavsiye ettiğiniz bitki çok iyi geldi. Ağrılarımdan kurtuldum’
demeleri beni çok etkilerdi. Babamın elinde şifalı bitkilerle
ilgili çok eski kitaplar olurdu. Sürekli olarak bu kitapları
okuduğunu görürdüm. Babam ayrıca sürekli gezerdi. Hiç kimsenin
gitmediği veya bilmediği bitkilerle gelirdi eve.” Baba mesleğine
uygun olduğunu düşündüğü ziraat fakültesine başlayan ve burayı
başarıyla bitiren Gencel, bugün alternatif tıp olarak adlandırılan
bitkisel ürünlerin birçok hastalığa faydasının bilimsel olarak
kanıtlandığını belirterek çevresinde modern Lokman hekim olarak
anılmaktan da rahatsız olmadığını dile getiriyor. Hastalığı veren
Allah’ın doğada bu hastalığın şifasını da sakladığını belirten
Gencel, yan etkileri bulunmayan bitkisel ürünlerin bugün birçok
çevre tarafından kullanılmaya başladığını söylüyor. Babası
Baharatçı Erol olarak adlandırılan Erol Gencel’in Osmaniye’de sıkça
bulunan çaşir kökü ile ismini tüm Türkiye’ye duyurduğunu belirten
aktar Cem Murat Gencel, 1996 yılında farkına varılan Çaşir kökünün
bugün eczanelerde kullanılan birçok ilacın hammaddesi olduğunu
belirtiyor. Çaşir kökünün yıllardır bölgemizde özellikle çocukları
olmayan kadınlar tarafından kullanıldığını kaydeden Gencel,
babasının bu bitkiyi dünyaya tanıttığını anlatıyor.
Gencel, “Çaşir kökü Osmaniye’nin dağlarında sıkça bulunuyor.
Bölgede yaylalarda kalan Yörükler tarafından kullanılan kökün
farkına babam varıyor. Daha sonra dükkânına getirerek bu bitkiyi
satıyor. Faydalarını gören vatandaşlar daha çok kullanmaya
başlıyor. Bu bitki daha sonra birçok yabancı bilim adamının
dikkatini çekiyor. 1996 yılında gelen bazı yabancılar babamla
görüştükten sonra bu köklerden alarak incelemek için götürüyorlar.”
diyor.
Kaynak: