Sisi'nin kahraman ilan edildiği ülke
Abone olBaşbakan Erdoğan, geçtiğimiz günlerde yaptığı 'Mısır'daki darbenin arkasında İsrail var' açıklaması gündeme bomba gibi düşmüştü.
Başbakan Erdoğan'ın bu sözlerini destekleyen bir açıklama da
Mısır ordusundan emekli bir generalden geldi.
TEK HEDEFİ İSRAİL'İ KORUMAK
Mısır ordusundan emekli General Süleyman Ebu Mervan, askeri
darbeyle ülkenin yönetimine el koyan Sisi'nin arkasında İsrail
olduğunu öne sürerek, "Şu anda Sisi'nin ve arkadaşlarının
tek hedefi, İsrail'i korumaktır. Facianın nedeni budur"
dedi.
SİSİ İSRAİL'DE KAHRAMAN İLAN EDİLDİ
Anadolu Platformu'nun düzenlediği Anadolu Buluşmaları'na katılmak
üzere Sakarya'ya gelen Mervan, AA muhabirine yaptığı açıklamada,
darbenin ardından Sisi'nin İsrail'de kahraman ilan edildiğini
söyledi.
Askeri darbeyi yapanların Mısır'daki liberalleri ve laikleri çok
iyi kullandığına işaret eden Mervan, bu şekilde darbe için fırsat
bulduklarını kaydetti.
Mervan, geçici hükümete rağmen tek yetkilinin Sisi olduğuna dikkati
çekerek, "Geçici hükümet adım atmadan Sisi'den izin alır. Gelen
devlet yöneticileri de sadece Sisi ile görüşür. Geçici hükümetin
bir etkisi yok artık. Mısır'a hükmeden sadece silahlı kuvvetlerdir"
diye konuştu.
Sisi'ni başka askeri yöneticiler tarafından kullanıldığını savunan
Mervan, "Sisi'nin arkasında olayları yapan başka bir adam var. Bu
adam da asker. Bu adam, kan içici birisi. Sisi'yi de o yönetiyor.
İsrail ile bağlantıyı kuran da budur. ABD ile ilişkileri de
kesintisizdir" şeklinde konuştu.
"İsrail, ABD ve Sisi, şeytan üçgenidir" diyen Mervan, şöyle devam
etti:
"İsrail, Sisi'yi kahraman ilan etti. Bu haberlere bakınca Sisi'nin
arkasında hangi ülkenin olduğu ortaya çıkıyor. Mursi'yi Hamas ile
irtibatlı olduğu için suçluyorlar. Bu suçlamayı da İsrail yapıyor.
Mısır'da ilk defa birisi Hamas ile irtibatlı olduğu için
suçlanıyor. İsrail ile Mısır arasını bozduğu gerekçesiyle insanlar
yargılanıyor şu anda ama bu suçlama bir şereftir."
"SİNA'DA İSRAİL'İ KORUYORLAR"
Mervan, askeri yönetimin Sina Yarımadası'nda İsrail'i korumak için
faaliyette bulunduğunu dile getirdi.
Askeri yönetimin İsrail ile anlaşmalar yaptığına işaret eden
Mervan, "Sisi'nin arkasında kesinlikle İsrail var. Bunda hiçbir
şüphe yok. 36 yıl boyunca askerlik hizmeti yaptım ve asla İsrail
ile bir anlaşmamız olmadı ama şimdi darbeciler Sina'yı İsrail'i
korumak için kullandıklarını gururla anlatıyorlar" ifadelerini
kullandı.
Mervan, şunları dile getirdi:
"Sina'da terörizme karşı İsrail ile işbirliği yaptıklarını övünerek
söylüyorlar. Sina'da artık açık bir şekilde Yahudilerin istihbarat
çalışması yapmasına izin veriliyor. Şu anda Sisi'nin ve
arkadaşlarının tek hedefi, İsrail'i korumaktır. Facianın nedeni
budur. Şu anda kadınları ve çocukları öldürüyorlar, camileri
yakıyorlar. Mescitler ayaklar altına alındı. Şu anda Mısır,
Sisi'nin yaptıklarını Fransa işgalinde bile yaşamadı. Askeri darbe,
büyük camileri yaktı, diğerlerine de kilit vurdu. Bu Fransız
işgalinde bile yaşanmamış zulümdür."
"ALLAH'A ÇOK ŞÜKÜR, BİR OĞLUM ŞEHİT OLDU"
Darbenin ardından Rabiatul Adevviye Meydanı'nda ailesiyle
gösterilere başladıklarını vurgulayan Mervan, hafız oğlunun şehit
edildiğini söyledi.
Oğlunun şehadetinden dolayı Allah'a şükreden Mervan, "Allah'a çok
şükür, bir oğlum darbe karşıtı gösterilerde şehit oldu. Oğlumun
şehadeti, Allah'ın bana en büyük ikramıdır. Allah, kıyamet gününde
bana şefaat edecek bir şehit nasip etti. Bundan dolayı Allah'a
şükrediyorum" dedi.
Mervan, sözlerini şöyle tamamladı:
"3 oğlum da hafızdı. Şehit olan oğlum, alim birisiydi. Mısır'daki
alimlerin hepsi ona hürmet ederdi. Yüzlerce insan namazda onun
arkasına duruyordu. Oğlumun Adevviye'de şehit olması Allah'ın
ikramıdır. Bir şehit, ailesinden 70 kişiye şefaatçi olur. Bana da
böyle bir onur nasip oldu.
Oğlum, Allah'tan şehadetini dilerdi sürekli. O da amacına böyle
ulaştı. Allah'ın yolunda ilerledik. Allah'ın izniyle Mısır'da yeni
yönetimi kurabilmek için meydanlarda mücadele ettik. Allah'ın
izniyle bunu başaracağız. Şehitlerimiz olsa da bu yolda
dönmeyeceğiz.
Meydanlarda mücadele eden herkes, şehitlik istiyor. Ruhlarımızı
Allah'a sattık. Büyük oğlum, sırtından yaralandığı gün yaralıları
omuzunda taşıyordu. Yaralandığından haberi bile yoktu. Diğer oğlum
da Adevviye'nin ilk şehitlerinden. Çok şükür, bu mücadelede
şehadete ulaştı. O gün İstanbul'daydım ve küçük kızım bana şehadet
müjdesini verdi. Babam da bunu müjde gibi bana haber etti."