Sırrı'nın adını duyunca içim sızlıyor!
Abone olProtezli bacağı nedeniyle gözlerin çevrildiği CHP Milletvekili Şafak Pavey internethaber'e konuştu
Nergis DEMİRKAYA
İNTERNETHABER
ANKARA- Yemin etmeme ve boykot kriziyle açılan Meclis'in ana gündem maddelerinden biri de protez bacağıyla tekerlekli sandalyede genel kurula giren CHP İstanbul Milletvekili Şafak Pavey oldu.
Meclis'te etek giyme zorunluluğu olduğu için protez bacağını gördüğümüz Pavey'in durumu için çözüm önerileri ortaya atılmaya başlandı. Hem iktidar hem muhalefet kanadından pantolon yasağının kaldırılması çağrıları geldi.
"Protezimden sadece bunu alacak ekonomik gücü olmayan insanların yanında utanırım, o zaman gizlemek isterim" diyen Pavey'in içini sızlatan ise üzüldüğünü söylese de "herkesin otistik bir çocuğa bakar gibi baktığı" protezi değil.
"Meclis'e gösteri olsun diye girmedim. Bu benim doğal
halim. Beni böyle seçtiler, alışsınlar" resti çeken
Pavey'e göre etek sorunu değil Meclis'te engellilerin
erişebilirliği sorunu var. Pavey AK
Partili Gürsoy'un gizli oyunu herkesin içinde kavas
yardımı ile kullanmak zorunda kalmasını izlerken
"içim cız etti" diyor.
Meclis'in çiçeği burnunda genç milletvekili Pavey'in içini sızlatan asıl durum ise yemin etmeme kararı vermelerine neden olan 8 tutuklu milletvekili ve Meclis'i boykot etmeyen BDP'lilerin durumu.
Hakkari örneğini vererek, "Bir şehrin ismi söylenirken tek bir milletvekili bile o Meclis'te yoksa içiniz sızlamaz mı?" diye soran Pavey, "Sırrı Süreyya'nın ismi söylendiğinde içim cız ediyor, Meclis'te olmamasına çok üzülüyorum. Bütün bunları çözmek zorundayız hem de bugün" diyor.
"Türkiye'nin bütün renkleri bu Meclis'te olmalı" diyerek sorunların çözümü için adım atılmasını isteyen Pavey Meclis bahçesinde internethaber'in sorularını yanıtladı:
- Meclis açılışında gözler üzerinizdeydi. Etek
tartışması yapıldı, siz bu sorun değil diyorsunuz? Sizce sorun
nedir?
Toplumun yarısı kadın, yüzde 12'si engelli. Ben hem bir kadın hem
de engelli olmanın zorluklarını yaşıyorum. Ne yazıkki Meclis
engelliler için erişilebilir değil. İlk gün Meclis'e geldiğimde
yaşadığım şey etekle ilgili değildi. Genel kurul salonu, odalar,
koridorların hiçbiri erişilebilir değil. Düşünün ki bizim için
erişilebilir sadece iki oda bulabildiler. Ben Meclis'te bunları
yaşıyorsam kimbilir onlar neler yaşıyordur.
OTİSTİK ÇOCUKLARA BAKAR GİBİ BAKMALARINA ÜZÜLÜYORUM
- Bakışlar nasıl size karşı?
Etek meselesinin uzaması gereksiz. Protez bacağımın görünmesi benim
için sorun değil. Ama bazen bakışlarda otistik çocuklara bakarken
nasıl kaçınılıyorsa benim protez bacağıma da öyle bakıldığını
görüyorum ve buna üzülüyorum. Alışsınlar. Ben böyle girdim.
Milletim beni böyle kabul etti. Çözülmesi gereken Meclis'in bizim
için daha rahat çalışılır hale getirilmesi.
GÜRSOY BEY'İ İZLERKEN İÇİM CIZ ETTİ
- AK Parti hükümeti döneminde özürlülerle ilgili pek çok
çalışma yapıldı. Yetersiz mi sizce?
Meclis çok büyük bir alan. Bugüne kadar bizim için sadece iki
erişilebilir oda mı yapıldı. AKP'li Gürsoy Erol oy kullanırken
kavas yardım etmek zorunda kaldı. Biz oy kullanmadık ama oy
kullanırken perde arkasında herkes gibi gizli bir şekilde oyumuzu
kullanmak bizim de hakkımız değil mi? Gürsoy Bey'in herkesin içinde
kavas yardımıyla oy kullandığını görünce içim cız etti. Kendi
partilisine bile gizli oy kullanma hakkı veremeyen AKP ile
konuşacağımız çok konu var diye düşünüyorum. Yüzde 50 oyla gelmiş
iktidar partisinin Meclis'i erişilmez bırakmasına inanmak
istemiyorum ama durum bu.
- Protez bacağınız var ama sandalyede
kullanıyorsunuz?
Savaş alanlarında, mayın tarlalarında çalıştım ama kendimi ekonomik
kullanmaya çalışıyorum. O nedenle tekerlekli sandalyeyi de yanımda
bulunduruyorum.
MECLİS'E GÖSTERİ İÇİN GİRMEDİM
- Engelli olmak mı özürlü olmak mı? Nedir
doğrusu?
Engellilik siyasi bir kavramdır. Biz engelliyiz, bir özrümüz yok.
Engelli kılınıyoruz. Çünkü hayat, bakış açıları engellerle dolu.
Benim Meclis'in açışındaki durumumun da manşetlere taşınmasının
bakış açısının engelli olmasından kaynaklandığını düşünüyorum. Ben
oraya gösteri olsun diye girmedim. Bu benim doğal halim. Meclis'in
içinde doğal halimle yaşayamayacaksam millet iradesine de saygı
duyulmuyor demektir.
- Türkiye'de sizinle ilgili kurumlar "Özürlüler İdaresi"
olarak geçiyor. Bunun değiştirilmesini istiyor
musunuz?
Engelli haklarıyla ilgili BM sözleşmesinde Türkiye'nin de imzası
var. Eylül ayından itibaren raporunu sunması bekleniyor. Öncelikle
insan hakları engelli hakları sözleşmesine madde madde uyulmasını
istiyoruz. Bunun içinde en önemli prensiplerden biri de
erişilebilirlik.
- İlk olarak ne yapılmalı?
Meclis'in içini pilot alan olarak görüp bütün Türkiye'ye örnek alan
olacak şekilde düzenlersek zamanla yerel yönetimler yoluyla
yayılır. Burayı bir güzel yapalım. Burası Türkiye'nin temsiliyet
yeri. Üniversitelerle, mimarlık öğrencileriyle, uzmanlar, STK
temsilcileriyle burayı örnek bir yer yapıp erişilebilirliğin nasıl
olacağını gösterelim.
ÖZÜRLÜLER İDARESİ İSMİ DEĞİŞSİN
2005'te çıkan Özürlülür Kanunu, Başbakanlık Özürlüler İdaresi
isimlerinden de vazgeçelim. Biz engelli denilmesini istiyoruz,
dünya kamuoyu da bunu böyle kabul etmiş, sözleşme de bu adla
çıkmışsa artık buna da uyum sağlayalım. O özürlüler ismini
değiştirip özürlü insanı engellenmiş insan sıfatına geçirelim. O
zaman biraz da kendimize pay çıkartmış oluruz. Bu biraz da biz
engelliyoruz demek çünkü. Ben engelsiz insan olduğuna inanmıyorum.
Fakir çocuk da yaşlılar da engellidir. Biz insan hakları
savunucuları olarak dünyayı çocuklara, yaşlılara, kadınlara ve
engellilere göre tasarlarsanız o zaman herkes işin iş çok kolay
olur diye düşünürüz.
ENGELLİ DERNEKLERİNE ELEŞTİRİ
- Engellilerin sorunları partiler üstü. İktidar partisi
ile ortak çalışacağınızı düşünüyor musunuz?
Partilerüstü konuşacağımızı düşünüyorum. Uzmanların ve sivli toplum
kuruluşlarıyla çalışmak da önemli. Dışişleri uzmanlığım var ama en
büyük katkılarımdan birinin STK'larla parlamento arasında bir kanal
kurmak olmasını istiyorum. STK'lar ile Meclis çalışmazsa kim
çalışacak. O bağı kurarsak sorunları daha kolay çözeriz.
ENGELLİLER ALMA ROLÜNDEN VERME ROLÜNE GEÇMELİ
- Engelli dernekleri ile mi çalışacaksınız?
Seçim sürecinde omurilik felçlileri ile görüşürken onlara bırakın
ben engellilerin haklarını engelsiz parlamento mensuplarının
konuşmasını sağlayım siz ise örneğin toplumsal uzlaşma gerektiren
Kürt sorunu gibi konularda çözüm önerileri geliştirin dedim. Alma
rolünden çıkıp veren durumuna dönüşmeli engelliler de. Engelliler
yaşamda karşılaştıkları olaylarda ortaya koydukları çözüm yollarını
düşündüğümüzde başka sorunlara da daha iyi çözüm üretir.
BU ACAYİP BİR ŞEY!
- İstihdam da büyük sorun?
Adalet bakanlığının bile engelli çalıştırma kotası dolu değil. Bu
acayip bir şey. İstihdamı arttırmak için yasal düzenlemelerin
yapılmasını istiyoruz. Ama bence engellilikle ilgili sivil
toplum kuruluşlarının da Türkiye'nin sorunlarına çözüm önerisi
getirme zamanı geldi. Engelliler de toplumsal uzlaşma isteyen
sorunların çözümüne büyük katkı yapabilir. Engelli STK'ları kendi
kabuklarından çıkıp Türkiye sorunlarını konuşmaya başladıklarında
acayip çözüm önerileri çıkacağını düşünüyorum.
- İlk yapacağınız iş ne olacak?
Barkovizyon önerisinde bulunacağım. BM'de çalışırken müzakerelerde
kullanılan bir yöntemdir. Barkovizyonda stenografi ile bütün
konuşulanlar alt yazı olarak girer. Bu konuşmacıların konuşma
kalitesini de arttırır. Bu tekniğin partiler arasında uzlaşmaya da
katkı yapacağını düşünüyorum. İşitme engelliler için de
gerekli.
SIRRI'NIN ADINI DUYUNCA İÇİM SIZLIYOR
- Yemin etmeme krizi nasıl çözülecek?
Bir şehrin ismi söylenirken tek bir milletvekili bile o Meclis'te
yoksa içiniz sızlamaz mı? Hakkari'de durum böyle. Yine 8
milletvekili yemin edemiyorsa hukukta bir sıkıntı var demektir.
Yüzde 50 oyla gelmiş bir iktidar partisi olsam daha şefkatli
olurdum. Yüzde 50 huzursuzluk değil bence huzur ister. Çözüm
arayışına katkıda bulunmak her zaman daha değerli bir şeydir. Savaş
barıştan daha kolaydır. Artık korkacak hiçbir şeyi olmayan bir
iktidar partisinin hukuku yerine getirmeme savaşını
anlamıyorum.
Ama umutluyum. Türkiye'nin iç hukukun üstünde uluslararası hukukun geçerli olmasına imkan veren Anayasa 90. madde var. Bütün devletlerin uyduğu uymak zorunda olduğu hükümler. Dünya anlaşmış bu konuda, biz de koymuşuz peki neden uygulamıyoruz.
Millet iradesinin karşılıksız kalması insanların vicdanını
sızlatır. 8 vekil yemin edemiyorsa bir sıkıntımız var demektir.
Sırrı Sürreyya'yı hepimiz çok seviyoruz. İsmi söylendiğinde içim
cız ediyor, olmamasına çok üzülüyorum. Bütün bunları çözmek
zorundayız hem de bugün.
Türkiye'nin bütün renkleri bu Meclis'te olmalı. Sivil medeni,
barışçıl yeni bir Anayasa yapacaksak bu sorunları çözmek, toplumun
bütün renklerinin bulunduğu bir Meclis'le o Anayasayı yapmak
zorundayız. İktidar partisinin de bu durumda etki değil sorunun
çözümü için katkı yapması gerekiyor.