Sırrı Süreyya'dan özerklik açıklaması!
Abone olSırrı Süreyya Önder, "Taslakta özerklik diye bir başlık yok. Yerel idarelerin demokratikleştirilmesi, kaynakların çoğaltılması gibi bir dizi içerik var" dedi.
HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder, NTV ekranlarında Ahmed Arpat'ın sunduğu 'Yakın Plan' programına telefonla bağlantısıyla konuk oldu. Önder, telefon bağlantısında "Taslakta özerklik var" sözlerine açıklık getirdi. "Taslakta özerklik diye bir başlık yok. Yerel idarelerin demokratikleştirilmesi, kaynakların çoğaltılması gibi bir dizi içerik var" diyen Önder basının sözkonusu açıklamayı yansıtma biçimini de eleştiri.
Önder, şunları ifade etti:
"Öncelikle bugünkü açıklamam belli bir bağlamda söylenmiş sözlerdi. Açıkçası bundan sadece özerklik kavramının alınarak bunun üzerinden yürütülmesi bizler açısından sürecin kıymeti açısından çok verimli bir tartışma gibi gelmedi. Ama belki bu bizim eksikliğimiz. Biraz da basının yansıtma biçimiyle alakalı bir şey.
"ÖZERKLİK BİZİM ANAYASA TEKLİFİMİZDE DE VAR"
Sokağa çıkıp 10 kişiye özerklik diye sorsanız, bunu sizin tarif ettiğiniz gibi değerlendirebilir. Bunun sebebi özerkliğin hep bir bölünme projesi gibi yansıtılma çabası. Oysa özerklik bu tartışma odağında bir yere oturtmak gerekilirse yerelin kendi hakkında karar verebilmesidir. Bunun sınırları, alanları bellidir. Bundan bölünme değil, bütünleşme çıkar. Bu parti programızda var. Bizim yeni anayasa komisyonunda anasayal teklifimizin içerisinde var.
Salt özerklik üzerinde, AB yerel yönetim şartı çerçevesinde ele alabilinir. Buradan doğabilecek özerklik üzerinden tartışılabilinir. Nereye varılır, söylemek güç, ama neye varılmayacağını söyleyebilirim. Bir bölünme, bir ayrılma olmayacak. Herkesin kendisini ifade edebileceği demokratik bir zemin oluşturur bu durum ancak.
"TASLAKTA SALT KÜRTLERİ MERKEZ ALAN TEK BİR CÜMLE YOK"
Halk, kendisiyle ilgili meselelerde daha etkin katılabilme mekanizmalarına sahip olacaktır. O yüzden çok kıymetli bir süreç yürüyor ve çok da önemli bir aşamada. Hele ki bunların hepsi karşılıklı bir müzakere konusudur.
Ama sorarsanız taslağın genel karakterine dair bir şey söyleyebilirim. Bu taslakta, salt Kürt halkını merkez alan bir tek cümle yok. Bir demokratik manifesto niteliğinde. Bu ülkede eksik demokrasi ya da henüz yetkinleşmemiş demokratik mekanizmaların olmamasından kaynaklı eğitim meselesinden ekonomik meselelere kadar bir çok konuyu içeriyor. Bu başlıklar üzerinde insanlar ilk defa kendi görüşlerini bir siyasi temel üzerinden ifade edecek.
İçinden bu özerklik kavramını alıp bir özerklik tartışılıyormuş gibi gösterilmesine üzülüyorum. Burada bir demokratikleşme tartışılıyor."
'TASLAKTA ÖZERKLİK DİYE BİR BAŞLIK YOK'
Önder, Arpat'ın "Hükümet'in taslağa yaklaşımı nasıl" sorusuna "Bunların hepsi, üzerinde tartışılacak başlıklar hakkında daha ilk defa nitelikli bir müzakereye nasıl geçilir, bunun başlıkları neler olur, konu ve alt başlıklaır, yönteminin tespit olması gerekir. Sayın Akdoğan görüşmemizden sonra da ifade ettiğimiz gibi bir tıkanma söz konusu değil. Taslakta özerklik diye bir başlık yok. Yerel idarelerin demokratikleştirilmesi, kaynakların çoğaltılması gibi bir dizi içerik var" ifadelerini kullandı.
'GİZLİ SAKLI DEĞİL'
Taslağın ne zaman açıklanacağı sorusuna ise, Önder şu yanıtı verdi:
"Taraflar uygun gördükleri zaman açıklayacaklar. Gizli saklı bir şey de değil. Benim Kandil dönüşü basına yaptığım açıklamada bunu bütün başlıkların önemli bölümü büyük ölçüde vardı. Olmayanlar da demeçlerimizde vardı. Bunların yöntemine ilişkin, bu müzakereler nasıl işleyecek, nasıl kayıt altına alınacak, daha geniş kesimin katkısı nasıl sağlanacak, bütün bunlar mekanizma meselesidir. Bunları kim denetleyecek, bu mekanizma nasıl oluşturulacak, tüm bunlar spekülasyonlara kurban edilmezse, bazen meselenin özünün önüne geçiyor.
Bir şekilde aralarında fikir birliği olanlar müzakereye gerek duymazlar. Bugün itibariyle daha nitelikli ve seri halde yürünecektir. Bölünme, parçalanma kaygısı olan herkese söylüyorum ortak vatan bizim için olmazsa olmazdır. Birlikte eşit yaşam bizim vazgeçilmez mottolarımızdır, ilkesel bir yaklaşımımızdır. Muradımız, tüm halk, inanç ve kesimler için daha iyisini hakettiğimiz demokratik bir zeminin sağlanmasıdır."