Sırrı Süreyya Önder neden Kandil'e gitmedi?
Abone olHDP heyeti, hükümetin Öcalan'ın taslağındaki bazı talepleri kabul etmemesiyle acilen Kandil ile görüşmete gitti fakat Sırrı Süreyya Önder gidenler arasında yer almadı. Peki Önder Kandil'e neden gitmedi, işte yanıtı...
İNTERNETHABER.COM
Hükümetin, Öcalan'ın çözüm sürecindeki
taleplerinin yer aldığı taslakta, kamu düzeni sağlanması şartı
getirmesiyle “yasal zeminde tutanaklı-imzalı görüşme yöntemi”;
“geri çekilmeyle ilgili yasal düzenlemeler” ve “demokratik özerklik
talebine” karşı çıkması sonucu, Kandil’in acil çağrısı üzerine
HDP heyeti KCK yöneticileriyle görüştü.
BULDAN, BALUKEN, DİCLE BÜTÜN PROGRAMLARINI KANDİL İÇİN İPTAL ETTİLER!
Akdoğan ile önceki gün görüşen HDP heyeti görüşmeden uzlaşmaya
varılamadığı sonucunu Kandil’e aktardı. Kandil’in bunun üzerine
heyeti acilen görüşmeye çağırması üzerine heyette yer alan Pervin
Buldan; Brüksel programını iptal ederken, İdris Baluken de bugün
TBMM’deki bütçe konuşmasını başka bir kişiye devretti.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER NEDEN GİTMEDİ?
DTK Eş Başkanı Hatip Dicle’yle birlikte Buldan ve Baluken önceki
gece acilen uçakla Erbil’e giderken, Sırrı Süreyya Önder Kandil’e
gitmedi.
"UÇAKTAN KORKUYOR"
Yeni Şafak yazarı Abdülkadir Selvi, Sırrı Süreyya Önder'in Kandil'e
gitmeme sebebinin 'uçak korkusu' olduğunu ileri sürdü. Karayoluyla
seyahat etmeyi tercih eden Sırrı Süreyya Önder'in, acil görüşme
çağrısı nedeniyle zamanlama kaygısından kaynaklı olarak
gidemediğini ifade etti.
Abdülkadir Selvi, çözüm sürecini yöneten AK Parti ve HDP'den, bir zamanların "Demirel ile İnönü DYP-SHP koalisyon hükümeti" modelindeki gibi olmasa bile iki parti arasında ilişkilerin artık farklı bir düzlemde ilerleyeceğini düşündüğünü fakat tam tersinin gerçekleştiiğini; çözüm sürecini yürüten iki parti değil sanki cephede savaş veren iki unsur gibi hareket ettiklerini ifade etti.
"DEMİRTAŞ 'SOKAKLAR' DEYİNCE AKLA 6-8 EKİM OLAYLARI
GELİYOR"
Çözüm sürecinin çok farklı ilerlediğini dile getiren Selvi,
Demirtaş’ın gündemde bomba etkisi yaratan ”İç güvenlik paketini
sokakta engelleriz” sözlerinin 6-8 Ekim olaylarındaki rolünü tekrar
hatırlattığını, Başbakan Davutoğlu’nun da bu sebeple “Sokaklara
çağrıda bulunuyorsa dökülecek her kandan Demirtaş sorumludur”
sözlerinin bir karşılığı olduğunu, zira 'Selahattin
Demirtaş sokaklar deyince 51 kişinin vahşice katledildiği,
şehirlerin yağmalandığı 6-8 Ekim olaylarının gündeme
geldiği'ni dile getirdi.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Bu çözüm süreci tuhaf bir şey. Selahattin Demirtaş bu açıklamaları yaparken, Başbakan Davutoğlu onu akacak kanın sorumlusu olarak ilan ederken, çözümden sorumlu Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’la görüşen HDP heyeti, Ankara’nın mutabık kaldığı ”Yol Haritası”nı görüşmek üzere Kandil’deydi. Öylesine hızlı hareket edildi ki, uçak korkusu nedeniyle karayolunu kullandığı için Sırrı Süreyya Önder heyette yer almadı.
(...)
Eğer yeni bir sabotaj sürece zarar vermezse, eğer Kandil kabul
edilemez şartlar ileri sürmezse, Çözüm treni tekrar rayların
üzerinde ilerlemeye başladı. Bundan sonra sürecin hızlanmasına
tanık olabiliriz.
ÖNDER: BU KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ...
Cumhuriyet'ten Mahmut Ucalı'nın ahberine göre, Buldan, Baluken ve Dicle acilen Kandil’e giderken, heyetin diğer üyesi Sırrı Süreyya Önder de TBMM’de bazı gazetecilere önemli açıklamalarda bulunarak; “Demokrasi köprümüz 40 yerden darbe yemiş halen ayakta tutulmaya çalışılıyor. Şu anda içinde bulunduğumuz şey de bu sallantılı, çökmekte olan demokrasi köprüsünden önceki son çıkıştır. Davutoğlu’nU ben de buradan uyarayım: Bu, çözüm sürecini kurban etmek anlamını gelir” dedi.
TBMM’de bulunan güvenlik pakatine tepki gösteren Önder, “Ne değişti de birden sıkıyönetim şartları geliyor. Hükümet bir kan kaybı endişesi taşımaktadır. Yeni dönemin seçim argümanı olarak ellerinde herhangi bir şey yok. Biz HDP olarak bu enstrümanların oyuncağı olmayacağız” diye konuştu.