Sırrı Süreyya Önder ile CHP'li Erol'dan PKK atışması
Abone olTBMM Genel Kurulu’nda HDP'li Sırrı Süreyya Önder ile CHP Tunceli Milletvekili Gürsel Erol arasında PKK atışması yaşandı. Zaman zaman tartışma nedeniyle gergin anlar da oldu.
TBMM Genel Kurulu’nda CHP Tunceli Milletvekili Gürsel
Erol ile HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder arasında
ilginç bir PKK atışması yaşandı. PKK’nın kendisiyle ilgili infaz
kararı verdiğini savunan Erol, HDP’lilere ”Ben dün nasıl bu kürsüde
sizin tutuklu yargılanmanızı eleştirdimse sizden de cesaretli bir
şekilde bu kürsüye gelip benim hakkımdaki ölüm emrini eleştirmenizi
istiyorum” çağrısında bulundu.
Genel Kurul’da şahıslar adına söz alan Erol, Tunceli yürüyüşünün ardından yaptığı konuşma nedeniyle PKK'lı Mustafa Karasu’nun kendisini 'hainlikle' suçladığını, bedel ödemesi ve yargılanması gerektiğini söylediğini belirterek şöyle devam etti:
YAKALADIĞINIZ YERDE İNFAZ EDİN
“Yani bunun Türkçesi; ‘Yakaladığınız yerde infaz edin’. Doğru bildiğim hiçbir şeyden taviz vermem. Pervin Buldan’ın gözaltına alınmasını bu kürsüden eleştiren bir milletvekiliyim, ilinde bir öğretmenin öldürülmesiyle ilgili siyasi tavır koyan bir siyasetçiyle ilgili bir örgütün ölüm kararını vermesi hâlinde, şimdi bana söyleyin faşist kim? Şimdi, HDP’li milletvekillerinden şunu rica ediyorum; ben dün nasıl bu kürsüde sizin dokunulmazlıklarınızın kaldırılmasını eleştirdimse, tutuklu yargılanmanızı eleştirdimse ve size karşı yapılan muameleleri eleştirdimse sizden de cesur ve cesaretli bir şekilde bu kürsüye gelip benim hakkımdaki ölüm emrini eleştirmenizi istiyorum.
Eğer, bu Parlamentonun saygınlığını, bu Parlamentonun itibarını
ve milletvekillerinin itibarını koruyacaksak o zaman hiçbir ayrım
yapmamamız lazım. Ben kendi ilimde her ilçeye gidemiyorum, her
ilçeye gidemiyorum, can güvenliğimle ilgili sorunlarım
var.”
KANDİL’DE HAKKINDA NE KONUŞULUYOR
Erol’un HDP’ye çağrısına yanıt veren Önder ise şunları söyledi:
“Şahıs olarak sadece sizin değil herhangi bir seçilmişin, onu da bırakın herhangi bir yurttaşın, bir askerin, bir polisin, bir devlet görevlisinin, bir ana babadan gelen, bırak onu bu dünyada nefes hakkı olan, yaşayan her canlının tırnağına gelen bizim gözümüze gelsin.
Seninle ilgili bir gerçeği açıklayacağım fakat bu çok mühim bir prensibi ihlal etmek olacak. Sana buradan açık çağrı yapıyorum. Kandil’de seninle ilgili ne konuşulduğunu şu kulise gel, ben sana habbe habbe anlatacağım. Seçilmeden önce ne mesaj gönderdin, onlar ne cevap verdiler; ben bunun, bizzat adını zikrettiğin Karasu’nun, Rıza Altun’un dilinden tanığıyım. Sen bana gel, dilediğin tanıkları da yanına al, geleceğim, söyleyeceğim. Senin seçilmiş olarak siyaset yapma hakkında burada karton bir şey vardı.
İl başkanınız var ya sayın il başkanınız, çok hakiki bir konuşma yaptı. Seninki çok sentetikti, çok naylon. O yaptı, dur ben de elime bir kap alayım, yetişeyim. Bunlar halkın gözünden kaçmıyor. Sen kime buradan fort atıyorsun? Senin kıratını da, kalibreni de Dersim halkı da biliyor, Türk halkı da biliyor, bütün ülke de biliyor. Kimler seni aradı, kimler seni teşvik etti, bunlar yarın öbür gün çıkacak.
SİPER ETMEZSEM ŞEREFSİZİM
Bizim ne demokratik siyaset ilkemizi ne demokrasiye sadakatimizi ne onurumuza düşkünlüğümüzü sen imtihan edecek bir yerde değilsin. ‘Cesaretin varsa’ dedin ya, ardından kendi kendini tekzip ettin. Evet, ben bu ülkenin her yerine gittim. Kimi yerinde güllerle karşılandım, kimi yerinde linç edildim. Linç edildiğim zaman da gitmekten beri kalmadım. Sen kendi ağzınla bize cesaret dersi vermeye çalışıyorsun, kendi ağzınla kendi seçim bölgende bazı yerlere gidemediğini söylüyorsun. Bu ne lahana bu ne turşu? Senin tırnağına gelen benim gözüme gelsin. Nereye gidemiyorsan, nereden korkuyorsan beni çağır, şu fukara bedenimi sana eğer siper etmezsem şerefsizim. Çağır beni, sen nereye gitmek diliyorsan bu memlekette ve korktuğun için gidemiyorsan ben senin önüne bedenimi siper ederim.
Sen üç dört ihale kaygısıyla buralardan bir şey devşirmeyi umuyorsan vallahi bu zillete değmez. Bana bak aslanım, cesaret bahsinde... Bizim cesaretimizin zekâtı seni Aslan Yürekli Richard yapar, sen boş ver, geç onu.”
Erol da Önder’e “Haddini bil. Yalan yanlış şeyler söyleme. Nişantaşı’nın barlarında eğlenmeye benzemez bu. Sırrı bey iyi bir senarist. İyi senaryo yazıyor. Sizinle birlikte Necmettin öğretmenin mezarına ve ailesine ziyarete gidelim” şeklinde tepki gösterdi.
"SIRRI BEY İYİ BİR SENARİST, İYİ SENARYO YAZIYOR"
Daha sonra yeniden söz alan CHP'li Gürsel Erol şöyle konuştu:
İlk defa oturduğum yerden müdahale ettim özür diliyorum. Hatip'ten de özür diliyorum. Hatip'in kişiliğini bir an unuttum. Çünkü Sırrı Bey gerçekten iyi bir senarist. İyi senaryo yazıyor. Kendisi geçmiş görevlerinden ve sorumluluklarından dolayı Apo'nun FETÖ'ye ilk selam gönderdiği kişi, FETÖ'nün rahatsızlığından dolayı kendisine teşekkür ettiği kişi. Ve bizim bölgemizde en derin sorunlardan birisi itirafçılıktır. Sizin karşıtınız birisi varsa ve ondan korkuyorsanız, size karşı aykırı bir davranış gösteriyorsa, sizin onun üzerinde bir yalan suçlamalarla itirafçı olup onu kontrol altına almanızdır. Sırrı Bey CHP'nin milletvekilleri Kandil'de değil ön seçimle belirlendi. Bu ön seçimle belirlenen milletvekillerinden birisi de biziz. Kandil'de bizim adımız geçtiği zaman devletimize, milletimize, bayrağımıza bağlılığımızla geçer. İhanetimizle geçmez. Siz herhande ya adayları ya da isimleri karıştırdınız. Ayrıca biz sizi İstanbul belediye başkan adaylığınızdan da tanırız. Sizinle ilgili konuşulacak çok şey olursa ben de size kuliste çok şey anlatırım. Ama ben konuşmamda hiç kişisel bir değerlendirme yapmadan siyasal bir değerlendirme yaptım. Ve vekillerin dokunulmazlıkların kaldırılmasının da düşürülmesinin de yanlış olduğunu söyledim. Yani ben siyasal bir değerlendirme yaptım. Kendi yaşamımla ilgili kaygımla ilgili bir endişemi paylaştım. Ayrıca ben bu Meclis'te maaşını seçildiği günden beri öğrencilere burs olarak bağışlayan birisiyim. Maaşımı gidip Nişantaşı'nın, Taksim'in eğlence yerlerinde harcayan birisi de değilim. Kimin ne olduğunu da biliyorum. Ama bunu bu boyutta değerlendirmek istemem.