Sırrı Süreyya İmralı'yı ilk kez anlattı
Abone olBDP'li Sırrı Süreyya Önder, İmralı heyetinin Öcalan'la yaptığı görüşmenin detaylarını açıkladı.
BDP 'nin popüler milletvekillerinden Sırrı Süreyya Önder , NTV ekranlarında Mehmet Barlas 'ın sorularını yanıtladı.
İmralı ve Kandil arasında mekik dokuyarak çözüm sürecinde önemli bir işlev üstlenen Sırrı Süreyya süreci değerlendirdi. Abdullah Öcalan 'la İmralı 'da yaptıkları görüşmelerdeki detayları aktaran Sırrı Süreyya iddialı çıkışlarda bulundu.
DEVLET NEREDE HATA YAPTI?
Oslo sürecinde sorunu çözmeye dönük net bir irade yoktu devlette. Geleneksel bir yaklaşımları vardı. Temennilerini iman ettiler süreci götürmeye çalıştılar. Bir kısmına ben de tanık oldum. Net bir irade o zaman yoktu Oslo sürecinde. Yekpare bir irade yoktu. Öcalan ve BDP'nin uyarılarına kulak asılmaması bunda etkili oldu. Bu böyle olmaz diye anlattığımızda "siz bir durun" dendi. Sonuçta yüzlerce cana mal oldu bu. Biz bunları yok ederiz, tasfiye ederiz diye bir anlayış galip geldi devlette. Biz bunların halkla bağını koparırız diye binlerce siyasetçiyi KCK davalarında içeriye aldılar. Devletin aklı evvelerinin bulup bulabildiği fromül buydu. Bir akıl bile şunu akıl edemedi. Ya sadece silahlı bir hareket yok karşımızda. Yüzlerce boyutu olan ve hafızası olan bir halk var.
ÇÖZÜM SÜRECİ TERÖR RETORİĞİ İLE YÜRÜMEZ
Yüze yakın belediyesi olan, sayısız kurum içinde örgütlenmiş olan bu yapıya nasıl terörist dersiniz? KCK davalarında bir çakı bir çıkmadı. Dünyanın hiç bir yerinde binlerce insandan oluşan bir terör yapısı olmaz. Kürt siyasal hareketinin tümünü terörist olarak tanımlıyorsunuz. Terör dediğinizde durum değişir. Bugün yütüyen süreç terör kavramıyla yürümez. AKPM bile "terör" yerine "aktivist" terimini kabül etti.
ÖCALAN'LA YAPILAN GÖRÜŞMELERİN PERDE ARKASI
Sayın Öcalan kendisinden bahsetmeyi sevmeyen bir insan. Bu tür detaylara ve kendi konumuna ilişkin çok az şey söylüyor. 65 yaşına girdi. Muhakeme ve sağlık durumu iyidir genel olarak. Ağır bir tecrit altında yaşayan insanların muhakeme yeteneği zayıflar genelde. Ama Öcalan bu konuda çok güçlüydü. Girişte telefon ya da fotoğraf makinesi alınmıyor. Diğer cezaevlerinden daha ağır bir denetim yapılıyor. Adada kadın personel yok, sayın Pervin Buldan 'ın üst araması için kadın personel getiriliyor. Telefonlar teknede kalıyor. Banka kartları bile manyetik aramada geçmiyor. Anlatmak istediği o kadar hayati şeyler var ki, sağlığı ile ilgili sorularımıza bunlar önemli değil diyerek o detaylara girmekten imtina ediyordu vakit kaybetmemek için.
ÖCALAN TV İZLİYOR MU, GÜNÜ NASIL GEÇİYOR?
Daha önce televizyon verilmemesi bir hatadır. Verilmesi bir lütuf değildir. Bütün mahkumların yasal hakkıdır. Eskiden diğer mahkumlar izleyip aktarıyordu kendisine televizyonda izlediklerini. Kendisine çok güçlü bir özdisiplin uyguluyor. O nedenle televizyon için çok vakti olmuyor. 3 bin kitaplık bir okuma planı var. Yürüttüğümüz tartışmalarda verdiği referanslardan anlıyoruz okumalarının çerçevesini ve ne kadar geniş olduğunu. Türkiye'nin akıbetinin tümü üzerine kafa yoran, mesai harcayan bir insandan bahsediyoruz.
ÖCALAN'IN DURUMU NE OLACAK? BU KONU KONUŞULDU MU?
Ben de Pervin Hanım da bunu bir kaç defa sordu. Öcalan bizim bu konumuz bu değil, bizim konumuz bütün Türkiye'nin özgürleşmesi dedi. Bunu onurum üzerine söylüyorum. Kendisi üzerinden bir hesap ya da pazarlık içinde değil. En büyük yanılgılardan birisi şu ki sanki bu iş bununla bitecekmiş gibi.. Oysa hayatımızı onurumuzu ilgilendiren bir demokratikleşme süreci ve sorunu var. Herkes bunun için ne yapılabilir, engeller nelerdir, nasıl aşılır konularına kafa yormalıdır. Asıl görev silahlı mücadele bitince başlıyor.