Sırrı Sakık Gazze ile Kobani'yi karşılaştırdı!
Abone olAğrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık İnternethaber'e konuştu
NESRİN YILMAZ
İNTERNETHABER-ANKARA
Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, 2
gün önce, Suruç ilçesindeki Mürşitpınar Sınır Kapısı'ndan
Suriye'nin Kobani (Ayn el Arap) ilçesine geçmişti.
Kobani'ye,
"direnenleri selamlamak" ve acılarını paylaşmak için gittiğini
söyleyen Sakık, orada gördüklerini ve değerlendirmelerini
İnternethaber'den Nesrin Yılmaz'a anlattı.
"Türk halkının bir araya gelmesi ve birlikte bu acıya dur demessi
gerekiyor" diyen Sırrı Sakık, Gazze'de yaşanan zulme karşı
ayaklanan halkın söz konusu Kürtler olunca vicdanının
nasırlaştığını dile getirdi.
1919 ruhuyla hareket edilmesi gerektiğini belirten Sakık,
Kobani'nin kendileri için çok önemli olduğunu, hükumetin Kobani'de
izlediği tutumun barış sürecini doğrudan etkileyeceğini
söyledi.
İşte Sakık'ın Kobani izlenimleri ve
açıklamaları...
KÜRTLERİN TALİHSİZLİĞİ
BU
Kobani'de direnenleri selamlamak, o acıyı paylaşmak adına oraya
gittim. Ağrı'dan kalkıp Kobani'ye gittik, orada halkla ve
yöneticilerle görüştük, PYD Eşbaşkanıyla görüşem fırsatımız oldu.
Oradaki acıyı hepimiz yüreğimizde hissediyoruz. Kürtlerin
talihsizliği bu. Özellikle emperyalist güçlerin çizdiği sınırlardan
dolayı insanların bir kısmı Türkiye Kürdistan'ında, bir kısmı da
Suriye Kürdistanı'nda kalmış. Bu nsanların hepsi akraba ve
aralarında yapay sınırlar var. Bir tarafata IŞİD çeteleri halka
katliam yapmak istiyorlar, bir soykırım yapılıyor. Biz bunları
gidip yerli yerinde gördük, oradaki insanlarla oturup konuştuk,
insanların beklentileri var.
DÜN GAZZE VE MISIR NE İSE BUGÜN KOBANİ
O
Dün Mısır ve Gazze'deki sorun ne ise bugün aslında aynı sorun
Rojava ve Kobani'de yaşanıyor. Orada yetkililerle yaptığımı
görüşmelerde Türkiye'nin IŞİD'e lojistik destekte bulunduğunu,
silah yardımı yaptığını yüksek sesle dile getirdiler. Oradaki YPG
ve YPJ direnişçileri tanka topa karşı keleşlerle mücadele
ediyorlar. Türkiye'nin sağladığı lojistik desteğin bir an önce
kesilmesi gerekir. Nasıl ki 1919'larda hep birlikte, o emperyal
güçlere karşı, Kürtler, Türkler ve diğer halklar nasıl buluştuysa,
nasıl ortak bir vatan yarattılarsa aynı ruhun burada da olması
gerekiyor. Türkiye halkları, bu ceberrut yapılara karşı, insanlığa
karşı suç işleyenlere karşı 1919'un ruhuyla hareket etmelidir.
KARADAN SAVAŞMADAN SAVAŞ
KAZANILMAZ
YPG'nin bu konudaki inançlarını gördüm. Olgunlaşmış bir fikrin
karşısında hiçbir gücün duramayacağını gördüm. Orada sadece Kürtler
yok. Türkmenler, Araplar, Süryaniler, Ezidiler var. Yani oradaki
ortak yapıya saldırı var. Türkiye bu konuda Kürtlerle samimi bir
şekilde ortak karar almalıdır. Oradaki YPG ve YPJ'yi silah
konusunda desteklemelidir. Zaten 104 ülke IŞİD'e karşı ortak
hareket alanı için bir deklarasyon yayınlıyor, karadan savaşmadan
hiçbir savaş kazanılmaz. Karadan IŞİD'e karşı direnen tek bir güç
var; YPG. Hem Kürt Özgürlük Hareketi'ne hem de YPG'ye lojistik ve
askeri destek sağlanmalıdır.
BARIŞ SÜRECİNİ
BALTALAR
Biz artık Türkiye'deki barışın da çözüme kavuşmasını, silahların bir tehdit aracı olmaktan çıkarılmasını istiyoruz. Bu konuda, hem Kürt Özgürlük hareketinin hem de YPG'nin birikimlerinden de faydalanılarak bir kara harekatı başlatılmalıdır. Hiçbir hareket başlamayacaksa, sadece tampon bölge oluşturmakla yetinilecekse bu durum barış sürecini baltalar.
Ne yazık ki, hükumetin yetkili kurumlarından yapılan
açıklamaları izlediğimizde, bir taraftan barış sürecinin devam
edeceğini söylediklerini, diğer taraftan da savaş dilini
kullandıklarını görüyoruz. İkisinin birbiriyle çeliştiğini,
herkesin dilini barış dilini kullanması ve pratiğini de bu dile
uygun hale getirmesi gerekir.
SORUN KÜRTLER OLUNCA VİCDANLAR
NASIRLAŞIYOR
Burada, Türkiye halklarına da önemli görevler düşüyor. Özellikle
Gazze'de yaşananlarla ilgili kendilerini sorumlu tutup, oradaki
zalimhane politikalara karşı nasıl ki vicdanları ayaklandıysa,
buradaki zalim tutum için de aynısını yapmalılar. Gazze'de
yaşananlar için cuma günü insanlar camilerden sokaklara sel gibi
akıp, o zulmü protesto ediyorlardı. Aynı inanç içerisinde olan
Kobani haklı için neden aynı şeyi yapmıyor?
IŞİD'İ MASUM GÖSTERENLER
VAR
Sorun Kürtler olunca vicdanlar nasırlaşıyor. Herkesin,
vicdanını, insanlığını gerçekten sorgulaması gerekir. Eğer bir
arada yaşayacaksak, insanlığa karşı suç işleyen bu çetelere karşı
birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Acımasızca kelle uçuran,
oralardaki kadınlara, kız çocuklarına acımasızca tecavüz ettiği
bütün dünya tarafından bilinen bu çeteleri hala Türkiye'de koruyan,
kollayan, onlara lojistik destek sağlayan, onlara medyada yer
veren, onları masumlaştıran açıklamalara tanıklık ediyoruz. Asıl
tehlike, Kürtlerden sonra bu çetenin bu topraklara da sıçramasıdır,
bunu herkes biliyor.
KOBANİ BİZİM İÇİN
VAZGEÇİLMEZDİR
Onun için, gün yakınken, hem kendi topraklarımızda barışı bir an önce inşaa etmeliyiz. Barış sürecini hiç kimsenin heba etmesine izin vermemeliyiz. Kobani Kürtler açısından vazgeçilmezdir. Kobani ile ilgili hükumetin tavrı bu noktada olursa, barış sürecinin zedeleneceğini hepimiz biliyoruz. Bizim için Suruç, Diyarbakır, Ağrı ne ise Kobani'de odur. Bu ülkenin yöneticileri buna uygun söylemlerle tespitler yapmalıdır. Savaşın paslı ve kirli dilinden bir an önce kendileri kurtarmalıdırlar.
Bu dili biliyoruz. Bu dille, bu ülkede 40 bin insan öldü. Bir
daha bu kadar insanın ölümüne seyirci kalamayız. Eğer bu
topraklarda barış sağlanırsa kobani'de de barış sağlanır, Kobani'de
barış sağlanırsa bu topraklarda da barış sağlanır. Kobani'deki
insanlar kendi topraklarını savunmak için IŞİD'e karşı mücadele
ediyorlar. Hepimizin zalime karşı mazlumdan yana bir saf
oluşturması gerekir.
EMİNİM YENİLECEKLER
Ame ben eminim ki yenilecekler! Nasıl ki, Mahmur'da yenildiler,
nasıl ki Şengal'de yenildilerse, çok yakın bir tarihte bu çete
Kobani'den de temizlenecek. Ama tekrar söylüyorum; bizim
ülkemizdeki aktörlerin, barış süreci diyaloglarını bir an önce
müzakereye dönüştürmeleri gerekir.