Sırlar açığa çıkıyor
Abone olDan Brown'un aynı adlı kitabından beyazperdeye uyarlanan 'Da Vinci Şifresi' yarın gösterime giriyor
Dan Brown'un best-seller olan aynı adlı kitabından beyazperdeye
uyarlanan 'Da Vinci Şifresi' yarın gösterime giriyor.
Sinemaseverlerin uzun süredir merakla beklediği film, ilgi çekici
içeriğinin yanı sıra; gerçek mekan ve platolarda yapılan
çekimleriyle de dikkat çekiyor. Ron Howard'ın yönettiği filmde Tom
Hanks, Audrey Tautou ve Jean Reno başrolde...
Uzun süredir merakla beklenen 'Da Vinci Şifresi' yarın vizyona
giriyor. 'Akıl Oyunları'nın yönetmeni Ron Howard, yapımcı Brian
Grazer, senarist Akiva Goldsman ve yapımcı John Calley, Dan Brown
imzalı roman 'Da Vinci Şifresi'nin sinema versiyonu için bir araya
geldi. Film, insanlık tarihinin en büyük sırrını ortaya çıkaran,
gerilim yüklü bir cinayet soruşturmasını konu alıyor. "Kitap,
aklımı başımdan aldı, büyülendim. Birinci sınıf bir gerilimdi"
diyen yapımcı John Calley, kitabın film haklarını satın alarak ilk
adımı attı.
HİKAYESİ ZENGİN
Aynı dönemde, Imagine Entertainment ortak başkanı Brian Grazer ve
ortağı yönetmen- yapımcı Ron Howard da kitabı beyazperdeye
aktarmayı istiyordu. Grazer, özellikle kitabın bazı alt metinlerine
büyük ilgi duyduğunu dile getirerek, şunları söylüyor: "Da Vinci
Şifresi'ni sadece eğlenceli ve heyecanlı bir roman olarak okumadım;
hikayedeki bazı derin şeyler özellikle dikkatimi çekti. Tarihin
yaratımına ilişkin değil tarihe ilişkin sorular vardı." Grazer ve
Howard, Calley'nin kitabın film haklarını aldığını öğrenince, 'Da
Vinci Şifresi'yle ilgili düşüncelerini kendisine aktardılar ve
böylece bir ortaklık doğdu. Filmin yönetmeni Ron Howard, bu filmi
yönetmeyi istemesinin asıl nedenini macera- gerilim türüne duyduğu
sevgiye bağlıyor ve şöyle diyor: "Bu hikayede bir filmi eğlence
aracı kılmaya yetecek tüm stil ve geleneksel gerilim öğeleri
mevcut. Dan Brown'ın yarattığı hikaye bu yüzden okuyucuyu bu denli
avucunun içine alıyor. Bir polisiye, bir gerilim hikayesi olarak
tanıdık geliyor ama sonra, vay canına dedirten büyüleyici bir
olaylar dönüşümü var." Senarist Akiva Goldsman'la daha önce 'Akıl
Oyunları" ve 'Cinderella Man'de birlikte çalışmış olan Howard, onun
Dan Brown'ın kitabının uyarlanmasında en doğal seçim olduğunu
düşündü.
"SENARYOLAŞTIRMAK ZORDU"
"Oldukça cesaret isteyen bir işti" diyor Howard ve ekliyor:
"Akiva'yla daha önce de çok yakın çalışmış ve romanla ilgili
oldukça derin konuşmalar yapmıştık çünkü esas olan kitabın sadece
iyi bir film malzemesi olması değildi. Onu perdeye aktarmaya karar
verdiğiniz noktada, kitabın okuyucuya sorduğu soruları kendinize
sormak zorundaydınız." Goldsman, Brown'ın best-seller kitabını
senaryolaştırmanın kendisini biraz ürküttüğünü çünkü çok fazla
sayıda insanın kitabı okuduğunu ve zihninde canlandırdığını
söylüyor. Dan Brown'ın baş kahramanı Robert Langdon'ı filmde
canlandıran Tom Hanks de böylesine başarılı bir kitabı beyaz
perdeye uyarlamanın zorluğunu kabul ediyor: "Her okuyucuya ne
bekliyorlarsa onu vermelisiniz, çünkü, dürüst olmak gerekirse,
kitap gerçekten çok iyi" diyor Hanks. Yapımcılar senaryonun
uyarlanması sırasında sık sık yazar Dan Brown'la da görüştü. "Dan,
senaryonun akışının kitabın bire bir kopyası olmayacağı gerçeğini
kabul ederek, çok işbirlikçi oldu ve her an yardıma hazırdı" diyor
Howard ve ekliyor: "Hikayeyi bir ölçüde yeniden şekillendirmemiz
gerektiğinin farkındaydı. Yani, filmimiz bir bakıma kitabın daha
güncel, daha açıklamalı bir versiyonu diyebiliriz."
Filmin Konusu
Ünlü simgebilim Profesörü Robert Langdon (Tom Hanks) bir gece,
Louvre müzesine çağırılır. Müze müdürü öldürülmüş ve ardından
gizemli bir simge dizimi ve ipuçları bırakmıştır. Kendisi de
tehlikede olan Langdon, polis kriptoloji uzmanı Sophie Neveu'nün
(Audrey Tautou) yardımıyla, Leonardo Da Vinci'nin çalışmalarında
bir dizi akıl almaz sırrı çözer. Tüm bu sırlar onları, hayatlarını
2000 yıldır gizli kalan eski bir gizemi korumaya adamış gizli bir
topluluğa götürür. Langdon ve Neveu, Paris, Londra ve İskoçya'daki
heyecan verici serüvenleri sırasında, şifreyi kırmak ve insanlığı
temelinden sarsacak sırları ortaya çıkarmak için umutsuzca
çabalarlar.
Film gerçek mekanlarda çekildi
'Da Vinci
Şifresi' Avrupa'nın çeşitli yerlerinde ve bir çok setin kurulduğu
Pinewood ve Shepperton Stüdyoları'nda çekildi. Filme başta Fransa,
İngiltere ve Malta ev sahipliği yaptı. Yapım ekibi Paris'te,
Louvre'da çekim yaptıysa da, Büyük Galeri'yi stüdyoda kurmak
zorunluydu. Çünkü böylesi büyük aksiyon sahnelerinin çoğunluğunu
müzede çekilemezdi. Filmin başlangıç sahneleri Paris sokaklarında
çekildi. Karmaşık ve heyecanlı kovalamaca sahneleri Louvre
Müzesi'nde gerçekleşti. Yapım ekibinin son durağı, pek çok
flashback sekansının çekildiği Malta adasıydı. Kutsal Topraklar ve
İspanya sekansları da burada çekildi.
Eleştirmenler 'Da Vinci Şifresi'ni yerden yere
vurdu
Cannes Film Festivali'nin açılışında görücüye çıkan 'Da Vinci
Şifresi' büyük hayal kırıklığı yarattı. Yarın tüm dünyada gösterime
girmeden önce, dün Cannes'da izleyiciyle buluşan film;
eleştirmenler tarafından beğenilmedi. Filmi izleyen sinema
eleştirmenleri, özel gösterimin sonunda tepkilerini ıslıklayarak
dile getirdiler.
THE BOSTON GLOBE: KİTAP GİBİ KÖTÜ
'Da Vinci Şifresi', izleyiciler tarafından fazla gürültülü,
abartılı ve gösterişli bulundu. Filmin müziğini de beğenmeyen
izleyicilerden çoğu, filmin kilit noktası denen bölümlerde
kahkahalarla güldüler. The Boston Globe gazetesinin sinema
eleştirmeni Peter Brunette, film ile ilgili şunları söyledi: "Filmi
çok fazla beğenmedim. Bence en az kitap kadar kötü bir film olmuş.
Tom Hanks filmde zombi gibiydi." The Times of India gazetesinden
Gerson Da Cunha ise, "Filmin en önemli sahnelerini izleyen
gazeteciler kendi aralarında gülüyordu" dedi.
THE TIMES: FİLM BİR BAŞ YAPIT DEĞİL
Ünlü İtalyan televizyonu Rai 3'ün sinema eleştirmeni Margherita
Ferrandino ise, "Film insanların kafasını karıştırdı, gösterimin
sonunda alkış yerine sessizlik vardı" diyerek düşüncelerini dile
getirdi. İngiliz radyosu IRN'nin eleştirmeni Lina Hamchaoui ise;
filmin kendisini hayal kırıklığına uğrattığını ve filmin kitap
kadar iyi olmadığını belirtti. The Times gazetesi ise filmin kitap
kadar sert olmadığını ama bir baş yapıt olarak
nitelendirilemeyeceğini yazdı.
Kaynak:Sabah