Şirketlerin güvenliği alarm veriyor
Abone olEn büyük tehdit ise halka açık bırakılan http, ftp, smtp ve dns hizmetlerinden kaynaklanıyor.
Koç.net'in geçen yıl Ağustos-Eylül ayları arasında ücretsiz
güvenlik denetimi kampanyası yaptığı 1.000 civarında küçüklü
büyüklü firmanın güvenlik risklerini belirlemeye yönelik raporuna
göre, denetimi yapılan şirketlerin yüzde 87'si farklı düzeylerde
güvenlik riski taşıyor. Yüzde 56'sının web sunucu bilgileri
kolaylıkla çalınabilir, ana sayfaları değiştirilebilir veya bir
başka adrese yönlendirilebilir. Yüzde 43'ünün DNS sunucularındaki
açıklardan dolayı şirket mail'leri ele geçirilebilir veya
çalışanların internet üzerinden eriştiği bankacılık gibi işlemlerde
kullanılan şifreler çalınabilir. Yüzde 28'inin güvenlik duvarları
konfigurasyonu kötü olduğu için by-pass edilerek her türlü bilgiye
erişilebilir. Yüzde 29'unun sistemlerinde çok yüksek seviyede
açıklar bulunuyor. Bulgulara göre, genel olarak bakıldığında en
büyük tehditlerin halka açık bırakılması zorunlu olan http, ftp,
smtp ve dns hizmetlerinden kaynaklandığı gözlendi. Bu servisler ile
şirketler iş ortakları ile haberleşmekte, ürünlerini müşterilerine
pazarlayabilmektedir. Şirketlerin iş süreçlerinin önemli bir
bölümünü içeren bu servislerdeki güvenlik açıklarının kötü niyetli
kişiler tarafından kullanılması durumunda firmaya telafisi mümkün
olmayan zararlar verecektir. Buna ek olarak halka açılması
sakıncalı olan servislerin filtrelenmesindeki en önemli unsur olan
güvenlik duvarlarında (firewall) da ciddi eksiklikler olduğu
görüldü. İncelenen firmaların yaklaşık olarak yüzde 30'unun
güvenlik duvarı konfigurasyonunda problem bulunuyor. Bu durumun
evin kapısının kontrolsüz ve kilitsiz olarak bırakılmasıyla eş
anlamlı tutulabileceğine işaret edilen raporda, ''Kısaca
şirketlerin tüm dosyaları, veritabanında tutulan tüm bilgileri
kontrolsüz bir şekilde tüm dünyaya açık durumda bırakılmıştır''
denildi. Symantec'in Amerika'daki şirketlerde güvenlik riskleri ile
ilgili 2003'ün ilk altı ayını kapsayan araştırmasının sonuçlarına
göre, şirketlerin yüzde 12'sinde web uygulama açığı bulunduğuna
dikkat çekilen raporda, web açıkları bölümü ile
karşılaştırıldığında Türkiye'deki şirketlerin Amerika'daki
şirketlerin 4 katı kadar güvenlik açığına sahip olduğunun ortaya
çıktığı vurgulandı. TEKSTİLDE CİDDİ RİSKLER Raporda öne çıkan diğer
bir önemli problem de internete açılmaması gereken servislerin
güvenlik duvarı (firewall) ile kontrol altına alınmamasından
kaynaklandığı bildirildi. Rapora göre, güvenlik duvarı konusunda
özellikle eğitim, perakende, kamu ve tekstil sektörlerinde çok
ciddi risklerin taşındığı gözlendi. Bu sektörlerde bulunan
şirketlerin Türkiye ekonomisindeki yerinin büyüklüğü ve eğitim gibi
stratejik öneme sahip olmaları, karşılaşılabilecek risklerin
boyutunun da çok büyük olacağını gösteriyor. Yüksek seviyedeki
açıkların sektörel dağılımına bakıldığında en az riskin enerji ve
sağlık sektöründe, en çok olasılığın ise eğitim, kamu ve perakende
sektörü firmalarında olduğu görülüyor. Genellikle bu açıkların
temeli, kullanılan uygulamalara ait güvenlik yamalarının düzenli
takip edilmemesinden kaynaklanıyor. Neredeyse her gün CERT,
Security Focus gibi kuruluşlar tarafından bilişim ürünlerinin yeni
açıklarına karşı duyurulan korumaların şirketler tarafından düzenli
takip edilmesi gerektiği, aksi taktirde şirketlerin bu sistemlerini
hacker'lara ve son zamanlarda oldukça büyük zararlar veren ve çok
hızla yayılan worm saldırılarına karşı koruyamayacakları
vurgulandı. KOBİ'LERİN MÜŞTERİLERİ DE RİSK ALTINDA Rizikometre
araştırması sonuçları incelenirken tüm sektörlerde faaliyet
gösteren KOBİ'lerle ilgili de detaylı analiz yapıldı. Bu çalışma,
kampanyaya katılan şirketlerin yüzde 60'ını oluşturan KOBİ'lerle
ilgili şu bulguları ortaya çıkardı: -''KOBİ'lerin yüzde 70'inde
güvenlik duvarı kullanılmamaktadır veya konfigurasyonunda ciddi
eksiklikler vardır. -Yüksek seviyeli açıkların yüzde 40'ı web
servislerindeki açıklardan kaynaklanmaktadır. Bu durum e-ticaret
yapan KOBİ'lerin hem kendilerinin hem de müşterilerinin yüksek risk
altında olduğunu göstermektedir. -KOBİ'lerin yüzde 20'si
veritabanlarını tüm internet erişimine açmıştır. Bu şirketlerin
kritik verilerinin hepsine (ürün, müşteri bilgileri-kredi kartı,
müşteri ad/adres bilgisi, finansal bilgiler vb) kolaylıkla
erişilebilir. -KOBİ'lerin yüzde 15'i dosya sunucuları tüm
internetten erişilebilir durumdadır. Bu şirketlerin tüm kritik
bilgilerine kolaylıkla erişilebilir.'' Koç.net raporunda, özellikle
2004'te Telekom tarafından verilen rakamlara göre çok artması
beklenen genişbant hizmetleri ile internet erişimine sahip
KOBİ'lerin sayısının çok daha fazla artacağına işaret edilerek,
''Bu durum belirtilen riskleri gidermeden internete bağlanacak
KOBİ'lerin, internet erişimi ile yarardan çok zarara
uğrayabilecekleri aşikardır'' değerlendirmesine yer verildi. SONUÇ
İnternete açık sistemlerin yalnızca yüzde 13'ünde güvenlik açığı
doğurabilecek probleme rastlanmadığı, kalan yüzde 87 gibi büyük bir
kesimde belli oranda risk taşıyan güvenlik açıkları tespit edildiği
belirtilen raporda, şu uyarılarda bulunuldu: ''Halen birçok
şirketin ciddi risk altında olmaları, bilgi güvenliğinin
sağlanmamasından dolayı meydana gelebilecek kayıpların boyutları
hakkında fikir sahibi olmadıklarını göstermektedir. Buna ek olarak
kamu ve eğitim sektörlerinde görülen güvenlik eksikliklerinden
dolayı karşılaşılabilecek zararlar sonrasında zaten oldukça yavaş
hayata geçirilmekte olan e-devlet projelerinin yaygınlaşmasını daha
da geciktirebilecek boyuttadır. Belirtilen tüm güvenlik açıklarının
temel nedenleri şirketlerde ve kurumlarda bilgi güvenliği konusunun
önemine ilişkin bilincin yeterince oluşmamasıdır. Bilgi
güvenliğinin teknik bir sorun kabul edilmesi ve yönetimin bu soruna
özen göstermemesi de çözümü zorlaştırmaktadır. '' Risklerin doğru
saptanmaması veya göz ardı edilmesi, güvenlik yamalarının düzenli
takip edilmemesi, bilgi sistemleri güvenliğinin genel tasarımındaki
eksiklikler ve güvenlik sistemlerindeki ayarların düzgün
yapılamamasının güvenlik açığına yol açan problemleri doğurduğu
kaydedilen raporda, şirketlerin, güvenlikle ilgili olarak
belirtilen bu problemleri ortadan kaldırmak ve iş süreçlerini
korumak için güvenlik risklerini doğru saptaması ve yönetmesi
gerektiğine dikkat çekildi. Raporda, teknolojik gelişmeler
doğrultusunda şirketlerin güvenlik sistemlerini güncellemesi ve
oluşabilecek yeni riskler karşısında gerekli önlemlerin
alındığından emin olmaları önerildi.