Sıradaki hedef İstanbul mu olacak?
Abone olSuriye Milli Konseyi Türkiye Temsilcisi Halid Hoca, Esad'ın muhtemel bir sonraki hedefini açıkladı.
Esed'in saldırılarının sürebileceğini ifade eden Hoca,"
Cilvegözü Sınır Kapı'sını bombalayan, Reyhanlı'da da benzer
saldırıyı gerçekleştirenler bunu Ankara veya İstanbul'da da
yapabilir." dedi.
Suriye Milli Konseyi Türkiye Temsilcisi Halid Hoca, Reyhanlı'da
gerçekleştirilen saldırının sadece Suriye istihbaratı El
Muhaberat’ın işi olmadığını belirtti. Halid Hoca, saldırının İran
ve Hizbullah'ın desteği ile gerçekleştirildiğini iddia etti.
Cihan Haber Ajansı’na (Cihan) konuşan Halid Hoca, Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan'ın ABD ziyareti, Reyhanlı saldırısı gibi birçok konu
ile ilgili önemli değerlendirmede bulundu.
Türkiye'nin Suriye halkına ve muhaliflere verdiği desteğin önemine
dikkat çeken Hoca, Türkiye'nin bu desteğinin ABD'nin de tutumunun
değişmesinde önemli bir etken olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin kararlı tutumuna değinen Hoca, "Son olarak ABD
Dışişleri Bakanı John Kerry , Esed'in Suriye'deki siyasi bir
çözümün bir parçası olmayacağını söyledi. ABD'nin bu tür bir tutum
ortaya koymasında Türkiye'nin önemli bir etkisi oldu. Buna benzer
açıklamaları ABD Başkanı Obama'nın İngiltere Başbakanı David
Cameron ile görüşmesinde duyduk. Aynı açıklamayı Cameron'dan Rusya
lideri Putin ile görüşmesinde yaptı. Biz bu tür bir tutumun
oluşmasında Türkiye'nin önemli ölçüde etkili olduğunu düşünüyoruz.
" diye konuştu.
ESED NUSAYRİ BİR DEVLET KURMAK İSTİYOR
Reyhanlı'da ondan önce de Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki patlamalara
değinen Halid Hoca, "Bu iki patlama arasında Banyas'ta bir katliam
yapıldı. Bu katliamda Esed yönetiminin kullandığı kimi Türkiyeli
şahıslar var. Esed, buna benzer eylemler ile Suriye'deki yangının
komşu ülkeleri de yakacağı mesajını veriyor. Esed, Humus ve sahil
belgelerinde mezhepsel bir çatışma başlatarak Nusayri bir devlet
kurma planını ortaya koydu. Tabii ki bu Türkiye içinde doğrudan bir
tehdit oluşturuyor." dedi.
Reyhanlı'daki patlamadan Türkiye’nin doğrudan Esed yönetimini
sorumlu tuttuğunu hatırlatan Hoca, Cilvegözü’ndeki patlamayı
yapanların aynı gruplar olduğuna dikkat çekti.
ERDOĞAN, ESED İLE İLGİLİ KABARIK DOSYALARLA ABD'YE
GİTTİ
Başbakan Erdoğan'ın ABD'ye elinde Suriye ile ilgili kabarık
dosyaların olduğunu söyleyen Hoca, "Erdoğan, özellikle son saldırı
ile Suriye'nin NATO üyesi ve ABD müttefiki olan Türkiye için
doğrudan tehdit oluşturduğunu anlatacak. Başbakan ayrıca, Esed
yönetiminin İdlib'te kimyasal silah kullandığı ile ilgili kesin
deliller sunacak. Esed yönetimi, bundan önce Halep, Humus ve Deyr
Ez Zor'da kimyasal silah kullanmıştı. Tüm bu deliller, ABD
yönetimini Suriye konusunda kararlı bir tutum ortaya koyarak
uygulamaya geçmesini sağlayacaktır." temennisinde bulundu.
ÖSO'YA SİLAH DESTEĞİ VERİLMESİNİ İSTİYORUZ
İstanbul'da gerçekleştirilen Suriye Halkı Dostları Toplantısı'nda
iki önemli somut kararın alındığını ifade eden Halid Hoaca,"İlk
olarak Selim İdris'in başkanlığındaki Özgür Suriye Ordusu'na destek
verilmesi kararı alınmıştı. Biz bu kararın uygulamaya geçmesini
istiyoruz. ÖSO'ya halkı korumak için askeri desteğin verilmesin
istiyoruz. Bu desteğin anti tank ve uçak savar gibi silahlarla bu
destek sağlanmalı." diye konuştu.
KİMYASAL SİLAHLAR İLE İLGİLİ KESİN DELİLER OBAMA’NIN HIZLI
ADIM ATMASINI SAĞLAYACAK
ABD Başkanı Barak Obama'nın şu ana kadar Suriye halkına yönelik
katliamlar konusundaki kamuoyunun baskısını hissetmediğini ifade
eden Hoca, "Suriye'de kimyasal silah kullanıldığı yönündeki
belgeleri açıklamasının ardından Bosna ve Kosova'dakine benzer
baskı oluşacak. İnanıyorum ki Erdoğan'nın Esed yönetiminin kimyasal
silah kullandığı ile ilgili belgeleri, Obama'nın hızlı hareket
etmesini sağlayacak." değerlendirmesinde bulundu.
Esed yönetiminin komşu ülkeler için doğrudan bir tehdit haline
geldiğinin altını çizen Hoca, Suriye Dışişleri Bakanı Velid el
Muallim'in bir açıklamasında Türkiye ile Suriye arasındaki sınırın
900 kilometre olduğunu her hangi bir olumsuzluk durumunda
Türkiye'nin bunu koruyamacağı tehdidinde bulunduğunu söyledi.
Aynı tehdidin Esed yönetimine destek veren Hizbullah'ın lideri
Hasan Nasrallah'ın yaptığını aktaran Hoca,"Hasan Nasrallah bu ateş
topunun muhalifleri kabul eden komşu ülkeleri de yakacağını
söylemişti. Bu tehditler açık açık yapıldı. Daha önce Esed'e bağlı
savaş uçakları Lübnan sınırına saldırdı. Bununla beraber Ürdün
sınırını da bombaladı. Esed yönetiminin mevcudiyeti, komşu ülkelere
açık bir tehdittir. Bunların en önemlisi ve en büyüğü de
Türkiye'yedir " şeklinde konuştu.
ESED YÖNETİMİ ANKARA VE İSTANBUL'DA BENZER SALDIRILAR
YAPABİLİR
Esed'in mezhep kartını oynayarak mezhepsel bir çatışma çıkarmaya
çalıştığını kaydeden Hoca, "Esed bunun için aslen Türkiyeli olan
Mihraç Ural'ı kullanıyor. Mihraç Ural maalesef şu an Suriye'nin
Karadziçidir. Karadziç Bosna'da Müslümanları nasıl katlettiyse
Mihraç Ural da Suriye'deki katliamları yapıyor. Bu olay kendi haddi
zatında bölgede bir mezhepsel bir çatışmayı körüklüyor. Cilvegözü
Sınır Kapı'sını bombalayan, Reyhanlı'da da aynı saldırıyı
gerçekleştiren, başkent Ankara veya İstanbul'da benzer bir saldırı
gerçekleştirebilir. Çünkü maalesef Türkiye'de Esed yönetimiyle
işbirliği yapan çevreler var. Tehlikenin büyüğü burada" ifadelerini
kullandı.
“SALDIRILARIN ARKASINDA İRAN, HİZBULLAH VE ESED ÜÇLÜSÜ
VAR”
"Biz Esed yönetiminin tek başına tehdit oluşturamayacağına
inanıyoruz" diyen Hoca şöyle konuştu: "Biz içinde İran, Hizbullah
ve Esed yönetiminin oluşturduğu koalisyondan bahsediyoruz. El
Muhaberat'ın yalnız başına bu patlamaları gerçekleştirdiğine
inanmıyoruz. Bu patlamalar ortak bir akıldan geldi. Bunlar da İran,
Hizbullah ve Esed üçlüsü. Çünkü; Esed, İran ve Hizbullah'a
danışmadan hiç bir adım atmaz."
Hoca, Türkiye'nin Esed'in saldırılarına misillemede bulunmamasının
sebebinin ordu ile hükümet arasındaki görüş ayrılığından
kaynaklandığını savundu. SUK üyesi Hoca,"90'larda Abdullah
Öcalan'ın teslim edilmesi ile kriz ortaya çıkınca Türk Ordusu’nun
hükümet ile ortak bir görüşü vardı. Bunun için Suriye sınırına çok
sayıda asker yığıldı. Bu adımdan sonra Suriye yönetimi hemen
Öcalan'ı sınır dışı etti. Ancak şu anda Suriye'deki durum ile
ilgili Türk Ordusu’ndan her hangi bir açıklama duymadık. Tamamen
tarafsız kaldı. Hükümetin kararını desteklediği veya desteklemediği
ile ilgili bir şey söyleyemem. Ancak Türk hükümetinin tutumu, Türk
Ordusu ve Genelkurmay’ın tutumu ile doğrudan ve büyük ölçüde
bağlantılı olduğunu düşünüyorum." görüşünü savundu.