Sinovac aşısının bağışıklığı yüzde 99 kuvvetlendirdiği kanıtlandı
Abone olSARS CoV-2 İnaktif aşısının bağışıklık yanıtı' araştırmasının sonuçları açıklandı. Araştırmaya göre ilk dozdan sonra antikor yüzde 25'te kalan antikor geliştirme oranı, ikinci dozun ardından yüzde 97'nin de üzerine çıktı.
Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon
Hastalıkları, Halk Sağlığı ve Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
öğretim elemanları tarafından yürütülen 'SARS CoV-2 İnaktif
(Sinovac-Coronavac) Aşısının Bağışıklık Yanıtı' konusundaki
bilimsel çalışma tamamlandı. Yürütülen çalışma, MCBÜ Bilimsel
Araştırma Fonu Desteği ile, Türkiye'de geniş ölçekte kullanılan
SARS-CoV-2 inaktif Sinovac (Coronavac) aşısının antikor oluşturma
yetkinliği konusunda yapıldı ve Türkiye'de sonuçları açıklanan ilk
kapsamlı çalışmalardan biri olma özelliğini taşıyor. Çalışmada,
SARS-CoV-2 Spike (Dikensi) proteininde virüsün insan hücrelerine
bağlandığı bölgeye (RBD) karşı oluşan nötralizan antikorlar
kantitatif ve kalitatif olmak üzere iki farklı testle
saptandı.
1053 sağlık çalışanı üzerinde denendi
Manisa CBÜ hastanesi gönüllü sağlık çalışanları üzerinde yürütülen,
Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Etik Kurulu tarafından onaylanan bir aşı
antikor yanıtı çalışması olan araştırmanın verileri 11 Ocak - 18
Mart 2021 tarihleri arasında toplandı ve aşılama öncesi tüm
katılımcılara antikor testi yapılarak, SARS- CoV-2 antikoru
saptanmayan 1053 kişi çalışmaya alındı. Yapılan araştırmada tüm
sağlık çalışanlarının birinci aşıdan en az 28 gün sonra (939
katılımcıdan) ve ikinci aşıdan en az 28 gün sonra (771
katılımcıdan) elde edilen özet sonuçlar ise şu şekilde
açıklandı:
"Genel bulgular: 1. aşıdan en az 28 gün sonra bağışıklık yüzdesi yüzde 25.3 (Yüzde 95 GA: 22.5 - 28.1), 2. aşıdan en az 28 gün sonra Nötralizan (Kantitatif) testi bağışıklığı yüzde 97.92 (Yüzde 95 GA: 96.91 - 98.93) 2. aşıdan en az 28 gün sonra Nötralizan (Kalitatif) testi bağışıklığı yüzde 97.79 (yüzde 95 GA: 96.75 - 98.23) olarak belirlendi."
Araştırmayı yapan uzmanlar konuştu
Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Tıbbı Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Başkanı
Prof. Dr. Sinem Akçalı, "Biz bu araştırmamızda Celal Bayar
Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri fonu desteğiyle bugün
Türkiye'de geniş ölçekte kullanıma giren halk arasında 'Çin aşısı'
olarak bilinen inaktif Covid-19 aşısının antikor oluşturma
yetkinliğini değerlendirmeyi amaçladık. Aşının oluşturduğu antikor
yetkinliğini saptamanın yanı sıra bir diğer amacımız da sağlık
çalışanlarında aşının oluşturduğu antikor düzeylerinin ne kadar
süreyle devam ettirdiğini takip etmeyi planladık. Bu nedenle aşı
antikor düzeylerini araştırmak için bize sayısal olarak değer
verebilecek kitleri tercih ettik. Sağlık çalışanlarından toplanan
kanlardan araştırmamızı yaptık. Ancak bu saptayacağımız
antikorların aynı zamanda nötralizan antikor denilen ve kişileri
Covid-19 ile hastalanmaktan koruyacak virüsün hücreye girişini
engelleyen antikorlar olup olmadığını görmek için de bir diğer
nötralizasyon testi dediğimiz bir başka testle de aşılanmış
bireylerden toplanan kanları çalıştık. Daha sonra her iki test
sonuçlarını bulduğumuz değerler üzerinden değerlendirdik. Bu
çalışma Türkiye'de sonuçları açıklanan ilk kapsamlı çalışmalardan
biri olarak kayıtlara geçti" diye konuştu.
‘Kadınlarda antikor üretme oranı daha
yüksek’
Manisa CBÜ Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi
Şebnem Şenol Akar, “Çalışmamıza başlangıçta 1053 kişi daha önce
hastalığı geçirmemiş ve antikoru negatif olan sağlık çalışanları
katıldı. 1053 kişinin öncelikle hastalığı geçirmediği yaptığımız
antikor testleriyle kanıtlamış olduk. Birinci aşının ardından
ikinci aşıdan önce bir kan aldık. Bu kan alımında antikor
düzeylerini saptadık. İkinci aşıdan en az 28 gün sonra ikinci
kanlarımızı topladık. Bu durumda birinci aşıdan sonra 900'ün
üzerindeki sağlık çalışanında, ikinci aşıdan 28 gün sonra da 771
sağlık çalışanında kanlarımızı topladık. Çalışmanın sonucunda
gördüğümüz önemli durumlardan bir tanesi nötrolizan antikor ve
titreyle baktığımız antikor sonuçlarının uyumlu olmasıydı. Birinci
aşıdan sonra antikor geliştirme oranı yüzde 25'te kaldı. İkinci
aşıdan sonra antikor geliştirme oranı yüzde 97'nin de üzerine
çıktı. Bu da demek oluyor ki birinci aşıdan sonra yeterli
bağışıklık oluşmamakta, ikinci aşıdan sonra toplumun büyük bir
kısmında bağışıklığını oluşturmuş durumdayız’’ dedi. Akar,
şöyle devam etti:
"Antikor geliştirme oranı her iki cinsiyette de yeterli ve anlamlı bir düzeyde olmakla birlikte kadınlarda bir miktar daha yüksek antikor düzeyi saptadığımız doğrudur. Erkeklerde yüzde 97, kadınlarda yüzde 99 oranında bir antikor geliştirme oranı söz konusuydu. Bu oranı bir miktar cinsiyetle farklılık gösterebilir. Bunun kesinlikle cinsiyetle ilişkili olup olmadığını istatiksel alt değerlendirmeler sonuçlandığında söylemek daha doğru olacaktır. Burada vurgulamamız gereken şey bir doz aşının asla yeterli olmayacağı, muhakkak ikinci dozun olunması gerektiği, koruyuculuğun bu şekilde oluşabileceğini söylememiz çok önemli.
Akar, kurallarda dikkat edilmesi gerektiğine dikkat çekerek, "Çalışmamızda göstermiş olduğumuz yüksek antikor düzeyleri hastalıktan yüzde 100 korunacak oldukları anlamına gelmemektedir. Kesinlikle kişisel korunma önlemlerini aralık vermeden devam etmemiz gerekiyor. Maske kullanımına, kişisel mesafe kurallarına dikkat edilmesi mutlaka gerekiyor. Kapalı ortamlardan korunma, böyle ortamlarda maskemizi çıkarmama gibi önemli konulara dikkati çekmemiz gerekiyor" diye konuştu.
Aşının yan etkileri üzerinde de çalışma yaptıklarını ifade eden Akar, "Hastalığı geçirmektense aşılı olmak çok daha güvenli. Tereddütleri azaltmak amacıyla biz bu çalışmamızda yan etkileri de yakından takip ettik. Yan etkilerin son derece az olduğunu gözlemledik. Özellikle yüzde 25'in altında sadece aşı yerinde ağrı gibi ya da baş ağrısı gibi çok az yan etkiler görüldüğünü gözlemledik. Yüzde 1'in altında hastaneye başvurmayı gerektirecek ciddiyette yan etkiler olduğunu gözlemledik. Bu da aşının son derece güvenli olduğunu gösteren önemli bir kanıt" ifadelerini kullandı.
Çalışmaya, Dr. Öğr. Görevlisi Şebnem Şenol Akar, Prof. Dr. Sinem Akçalı, Prof. Dr. Erhan Eser, Prof. Dr. Pınar Dündar, Prof. Dr. Beyhan C. Özyurt, Dr. Öğretim Görevlisi Deniz Özer, Dr. Yunus Özkaya, Dr. Merve Gezginci, Dr. Gülizar Deniz ve Uzman Hemşire Ferya Karadağ Yalçın'ın araştırmacı olarak katıldı.