Sınırda nöbet tutan vekiller tezkere için ne diyor?
Abone olIŞİD saldırıya devam ettiği Kobani sınırında 16 gündür 'nöbete' devam eden HDP Şanlıurfa milletvekili İbrahim Ayhan ve bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk yarın TBMM gündemine gelecek tezkere ile Kobani’nin Türkiye tarafından “işgal edileceğini” düşünüyor.
Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) örgütünün saldırıya devam ettiği Kobani sınırında 16 gündür 'nöbete' devam eden Halkın Demokrasi Partisi (HDP) Şanlıurfa milletvekili İbrahim Ayhan ve bağımsız milletvekili Aysel Tuğluk yarın TBMM gündemine gelmesi beklenen tezkere ile Kobani’nin Türkiye tarafından “işgal edileceğini” düşünüyor.
Türkiye – Suriye sınırındaki Kürtçe adı Dewşan, Türkçe adı Tavşanköy’de konuşuyoruz. Konuşmamız sırasında Kobani’ye birkaç kere havan topu düşüyor. Bugün bu seslerin yoğun olduğunu söylüyor Ayhan. İlerideki beyaz dumanları görebiliyoruz her sesin ardından.
Ayhan’a tezkere ile ilgili ne düşündüğünü sorduğumda yanıtı, “Biz tezkere ile tampon ve güvenlikli bölge tartışmalarını yan yana getirdiğimizde, tezkere ile aslında Rojava’nın ve Kobani’nin Türkiye tarafından işgal edileceğini düşünüyoruz” oluyor.
İşgal ile neyi kast ettiğini sorduğumda ise, tampon bölge ve güvenli bölge tartışmaları üzerinden bir yanıt veriyor ve “Tampon bölge oluşturulması şöyle olur: Bir yerde bir kriz yaratırsınız. O yarattığınız krizi seyredersiniz, beslersiniz, göz yumarsınız, yorarsınız, çatıştırırsınız. Sonra bir müdahale havasıyla oradaki çıkarlarınızı, menfaatlerinizi kabul ettirirsiniz” diyor.
Tuğluk ise, tezkerenin IŞİD’e karşı olduğunu düşünmediğini söylüyor. “Hayır IŞİD’e karşı değil. Türkiye zaten IŞİD’e karşı mücadele edebilir. Engel bir durum yok.”
'Koalisyon yeterli'
Peki IŞİD’i zayıflatacak bir hamle yapmasını hiç ihtimal vermiyorlar mı Türkiye’nin?
Ayhan, bu soruma “Bir koalisyon oluşturulmuş. Buna dahil olmuş Türkiye. Bunun içinde hareket etmesi için tezkereye gerek yok ki” diye yanıtlıyor.
Tuğluk da ekliyor: “Tezkere geçerse çözüm diye bir şey kalmaz”
Ayhan, Türkiye’nin Kobani ve Rojava’daki Kürtlere yardım etmek istiyorsa başka seçenekler üzerinde durması gerektiğini düşünüyor ve şöyle devam ediyuor:
“Türkiye hükümeti, tezkere çıkarmadan, oraya asker göndermeden oradaki halkın öz savunmasını gerçekleştirebilecek mekanizmalarla katkı sunabilir.”
Bunun ne yollarla olabileceğini sorduğumda ise, “Nasıl olacağı konuşulur tartışılır. Askeri seçenekler, sosyal siyasal seçenekler dahil olmak üzere adım atabilir. Örneğin Kobani’nin ve Rojava’nın statüsünü tanıyabilir” yanıtını veriyor.
Tuğluk’a ayrıca tezkerenin çıkması durumunda, bunun sonuçlarının Kürtler açısından ne olacağını soruyorum. Ayhan, “Çözüm diye bir şey kalmaz” diye yanıtlıyor ve devam ediyor:
“Türkiye’deki istikrarın geleceği de Rojava’ya bağlı. Rojava’daki böyle bir işgal girişimi olursa, tezkere çıkarsa çözüm biter, ittifak biter. Kürtlerin, bizlerin isteği Türkiye ile ittifak yapmaktır. Maalesef bunun işaretlerini göremiyoruz.”
Tezkerenin kapsamı ne olacak?
2 Ekim'de görüşülecek tezkerede "Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye’deki tüm terörist örgütlerden ülkemize yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı güvenliğinin idame ettirilmesini sağlamak” gerekçesi yer almıştı.
Tezkerede ayrıca, “Irak’ın Kuzey bölgesinde silahlı PKK terör unsurları varlığını sürdürmektedir, öte yandan Suriye ve Irak’ta diğer terör unsurlarının sayısı ve ortaya koydukları tehditte de önemli artış gözlenmektedir” deniyor.
Bunun yanında IŞİD ile ilgi Birleşmiş Milletler’in çağrısına atıfta bulunuluyor.
Başbakan Ahmet Davutoğlu, tezkere ile ilgili yaptığı ilk açıklamada, “Şimdi önümüzdeki dönemde tezkerelerin yenilenmesi zarureti var. Olağanüstü bir durum gibi yansıtmamak lazım. Biri 4 Ekim’de biri 17 Ekim’de dolacak 2 tezkere var. Yeni şartlar bu tezkerelere bazı yeni unsurlar eklememize yol açtı” demişti.