Sınıra ekstra güvenlik geliyor
Abone olAK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve
Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik , Cilvegözü Sınır Kapısı'ndaki patlama
ile ilgili açıklamalarda bulundu.
"Böyle bir hadise meydana geldikten sonra sınırımızın başladığı noktadan sonra esktra tedbirler alınacak. Bu eksikse eksik tedbirler alınacak" diyen Çelik, "Failler kimlerdir? Bazı teşhis edilen şahıslar var. Bir başka gümrük kapısında sanırım Yayladağ'dan geri çıkmış. Kime yönelik yapıldığı tespit edilmeden, ana muhalefet partisi görüntülerin üstünde oynama yapılmış diyorlar" açıklamasında bulundu.
Çelik Ergenekon Davası nedeniyle tutuklu bulunan Genelkurmay Eski Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ hakkında ise "Sayın İlker Başbuğ 'un bir terör örgütü kurmadığını, bir terörist olmadığını hepimiz biliyoruz. İddia ne? Lav silahları ortaya çıktığında, 'bunlar borudur' diye Başbuğ'dur, ıslak imzaya 'kağıt parçası' diyende kendisidir, Samsun'da bir fırkateynin üzerinde kendilerini eleştiren herkesi adeta tehdit eder gibi konuşan da kendisidir" şeklinde konuştu.
CNNTÜRK'te yayınlanan Ankara Günlüğü programında Hande Fırat'ın konuğu olan Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Parti sözcüsü Hüseyin Çelik gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu 'nun Cilvegözü Sınır
Kapısı'nda ki patlama ile ilgli açıklamalarına ilişkin,
"Kılıçdaroğlu bu açıklamarı yapaken çok dikkatli olması
gerekiyor, danışmanlarının ona ciddi çalışmalar yapması gerekiyor.
Bildiği yere takılıyor ve oradan devam ediyor" diyerek
şöyle devam etti:
"Böyle bir hadise meydana geldikten sonra sınırımızın başladığı noktadan sonra ekstra tedbirler alınacak. Bu eksikse eksik tedbirler alınacak. Failler kimlerdir? Bazı teşhis edilen şahıslar var. Bir başka gümrük kapısında sanırım Yayladağ'dan geri çıkmış. Kime yönelik yapıldığı tespit edilmeden, ana muhalefet partisi görüntülerin üstünde oynama yapılmış diyorlar. Bunun kime faydası var. CHP'de bazı milletvekillerinin Beşar Esad ile gönül bağı olduğunu biliyoruz. CHP'nin Suriye konusunda kendi hükümetini karalayan bir anlayışı var."
"SURİYE'DE KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE BELLİ DEĞİL"
Çelik, "Türkiye sınırında evde bombalar olduğu iddia ediliyor, El Kaide ile de bağlantılar olduğu iddiaları var?" şeklinde ki soruya şöyle yanıt verdi:
"Kurt puslu havayı sever. Suriye 'de kimin eli kimin
cebinde belli değil. Bir otorite yok. Birileri orada art
niyetlerini gerçekleştirmek için çalışmaları olabilir. Şanlıurfa'da
ki olayları biliyorsunuz. Bizim tarafımıza düşen toplar var. Bizim
vatandaşlarımızın zarar görmesi söz konusu. Bu durumda bizim
askerimiz teyakkuz halinde. Nezaman bize yönelik bir tehdit söz
konusu olursa bunun karşılığı anında verilecek. Bugüne kadar
Türkiye'de 180 bini aşan mülteci var, Birde neredeyse 100 bine
yakın kendi olanaklarıyla gelen geçici olarak evlerde konaklayan
insanlar. Devlet mekanızması sürekli olarak teyakkuz
halinde.
Gazientep'te, Şanlıurfa'da ya da Kahramanmaraş'ta ev tutmuş bir Suriyeli... Bunların içerisinde art niyetli olabilir. Bizim kendi vatandaşlarımız arasında da art niyetli insanlar olabilir. Evi yanan komşunuz gelip size sığınmış. Sizin evinize gelen komşunuz hırsızlık yaparsa gereğini yaparsınız. Böyle birşey yoksa insanları peşinen suçlamak doğru değil. 2.4 kilometrelik yerde daha fazla güvenlik önlemi için çalışma var. Bugüne kadar olmuş birşey değil. Eğer bizim gümrüğümüzden geçseydi, bütün güvenliklerden geçseydi ve buna rağmen böyle birşey olsaydı bunun affedilir bir tarafı olmazdı. Ara bölgede yapılan bir ticaret var ve orası arı kovanı gibi işliyor. Demek ki orada çok daha fazla hassasiyet olması gerekiyor."
BİR TERÖRİST OLMADIĞINI HEPİMİZ BİLİYORUZ
Başbakan Erdoğan'ın Ergin Saygun'u ziyareti ve askerler ile ilgli yaptığı açıklamalar hakkında da değerlendirmelerde bulunan Hüseyin Çelik şunları kaydetti:
"Geçmiş olsun ziyaretinde bulunmak, mahkum olsa bile,
cenazesinde bulunmak çok insani birşeydir. Ancak CHP'liler başta
olmak üzere Ergenekoncuları masum ilan edenler baştan, 'Başbakan
kendini bir öz eleştiriden geçirdi. Bir pişmanlık duygusu
içerisindedir. Dolayısıyla Başbakan bir özür beyanında bulunuyor'.
Ak Parti, darbelerle, darbecilerle, darbeye zemin hazırlayanlarla,
5 yıl önce, 10 yıl önce ne kadar kararlı ve ciddi ise bugünde aynı
karalılık ve ciddiyettedir. Bu manada Başbakan kendini bir öz
eleştiriden felan geçirmiş değil, kimseyede bir özür borcu yoktur.
Darbeye zemin hazırlayanlarla, bu uğurda cinayetler işlemiş
örgütlere karşı bizim bir sempatimiz olamaz, onun mensuplarına
karşıda bizim bir sempatimiz asla olmadı, olamaz,
olmayacakta.
Herkes adil yargılansın. Masumiyet karinesi herkes için geçerlidir. Mahkeme tarafından Ergenekon bir terör örgütü olarak iddia edilmiş. Sayın İlker Başbuğ'un bir terör örgütü kurmadığını, bir terörist olmadığını hepimiz biliyoruz. İddia ne? Lav silahları ortaya çıktığında, 'bunlar borudur' diyen Başbuğ'dur, ıslak imzaya 'kağıt parçası' diyen de kendisidir, Samsun'da bir fırkateynin üzerinde kendilerini eleştiren herkesi adeta tehdit eder gibi konuşan da kendisidir. Ben CHP milletvekillerinin sözlerine çok itibar etmiyorum. Temenni ederim ki dün internet sitelerine yansıyan sözler Sayın Başbuğ'un ağzından çıkmamıştır. Benim Başbakanım asla zebunküş, ayağı kaymış bir insan tekme vuracak bir insan değildir. Biz zebunküş değiliz.
"BUNU CEMAATLE DE AÇIKLAYAMAZSINIZ"
Çelik, yargı konusuna da değinerek, "Yargı bağımsızdır diyorduk. Hükümetin talimatlarını harfiyen yerine getiren bir yargı bağımsız olabilir mi?" dedi. Çelik sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yargı karalarına katılmak zorunda değiliz. Eleştirmek hepimizin hakkın. Teoman Koman vakti zamanında Meclisi aşağılamış bir insandır. Ben olsam onu tutuksuz yargılarım. Adli Tıp 'kendi hayati fonksiyonları kendi yüretmez' diyorsa Cumhurbaşkanı bile bu halde olanları affediyor. Biz en olmaması gerektiğini söyleriz ama hiçbir zaman bu yargıya talimat olmaz. Yargı bizim de arka bahçemiz olmamalı, CHP'nin de arka bahçesi olmamalı. Milletin adalet bahçesi olmadı. Adaletin fiziki altyapısını, özlük altyapını düzelttik ama kimyasını düzeltemedik. 12 Eylül 2012'ye kadar bu yargı bizi kapatıyordu, bize dava açıyordu. Bizim adalet mekanizmamızın alması gereken daha çok yol var. Bunu cemaatle de açıklayamazsınız. "
"BU ÜLKENİN YARGI SİTEMİNDE ELEŞTİRİLECEKLER VARSA ELEŞTİRELİM"
4. Yargı Paketi hakkında da değerlendirmelerde bulunan Çelik, "Türkiye'yi AİHM'nde mahkum olmasından kurtamak için yapıldı. Türkiye'nin tazminat ödemelerinde kurtulması için hazırlanan bir yargı paketidir. Kişi gözetilerek kanun çıkarılmaz. Kanunların genel geçer tarafı vardır. Onun için askere farklı, şuna farklı bir tarafı yoktur. Darbecileri kimsenin masumlaştırma, sempatik gösterme hakkı yoktur. Bu ülkenin yargı siteminde eleştirilecekler varsa eleştirelim" şeklinde konuştu.
"KOCASAKAL DENİLEN ARKADAŞ TİPİK BİR ŞOVMEN"
İstanbul Barosu'nda son dönemde yaşana olayları ele alan Hüseyin Çelik, "Kocasakal denilen arkadaş tipik bir şovmen, şov yapıyor. Avukatlık kanunun bizim dönemimizde çıkmadı. Davayı Ak Parti mi açtı? Oradaki hakime savcıya hakareti biz mi yaptık? Bütün bunları yapan sensin hükümet faşist oluyor" şeklinde konuştu.
"AĞUSTOS AYINA KADAR BEKLENECEK"
Çelik, Şubat ayında gerçekleştirilmesi beklenen öğretmen atamamaları ile ilgili ise "Şubat atamasını meşru masum bir talep olduğunu her fırsatta söylüyorum. Şubatta atama yapıldı. Ben bu gençlerin avukatıyım, haklı oldukları noktada da 'evet siz haklısınız' diyeceğim. Bütün hesapları Ağustos'ta atama yapılacağı şekilde yapılmış. Eylem yaparak olmayan bir atamayı gerçekleştiremezsiniz. Ağustos ayına kadar beklenecek."
"SÜRECİN ÇOK UZAYACAĞINI SANMIYORUM"
İmralı'ya gidecek heyetin belirlenmesi klonusunda da açıklamalarda bulunan Çelik, "İki BDP'li İmralı'ya gidince mucize olacak gibi halkı beklentiye sokmanın anlamı yoktur. Hükümetin bazı hassasiyetleri var. BDP bazı isimler önerir hükümette bazı kaygılardan dolayı değiştirebilir. Ama sürecin çok uzayacağını sanmıyorum. 'Şu gidecek' diyemem, yetkim yok. Ahmet Türk BDP tarafından makul insanlardan biridir. Başbakan'ın Ahmet Türk'e olan bozukluğu şuradan; Diyarbakır'da o meydanda ki kalabalığı görünce coştu. Sayın Başbakan'ın ona şahsi bir kırgınlı söz konusu olamaz" şeklinde konuştu.
"SAYIN BAHÇELİ FUTBOL HOLİGANLARININ AĞZIYLA KONUŞMAYA BAŞLADI"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin genel af konusundaki açıklamalarını değerlendiren Çelik şunları söyledi:
"MHP hakaret etmekten, bölünme senaryosu yazmaktan başka birşey yapmıyor. Eğer Türkiye'de silahlar susarsa, her anlamda demokratikleşme olursa BDP kan kaybeder. Etnik Türkçülük yapan MHP'de kan kaybeder. Bir de diyorlar ki 'bizim dönemimizde terör sıfırlandı.' 1999'da Kenya'da Abdullah Öcalan yakalandı ve PKK moral bozukluğu içinde eylemsizlik kararı aldı. Bunu kendi marifetiniz gibi yansıtmak doğru değil. MHP'nin genel af söylemlerini ciddiye almıyorum. Bahçeli'nin son grup toplantısında hükümete, Başbakan'a söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil. Biz bu memleketi bir MHP'li ne kadar seviyorsa, o kadar seviyoruz. Sayın Bahçeli futbol holiganlarının ağzıyla konuşmaya başladı."