Sincar yeni Başika mı olacak Avrupa'nın kırmızı çizgisi

TÜRKİYE son yılların en hassas zamanlarını yaşıyor. Herşeyde ve heryerde geç kalmışlığımızın acılarını yaşayan Türkiye son yüz senesi ile hesaplaşıyor.

İsmail GÜZEL iguzel@nestech.net

TÜRKİYE son yılların en hassas zamanlarını yaşıyor. Herşeyde ve heryerde geç kalmışlığımızın acılarını yaşayan Türkiye son yüz senesi ile hesaplaşıyor.

Hesaplaşırken de arada ki yüz senelik açığı çok hızlı bir şekilde kapatmaya çalışıyor. Dile kolay koskoca bir yüz sene kayıp. Kaybetmişiz.

Güçlü iradeyle yavaş yavaş eski kodlarımıza geri dönmeye başladık. Bu dönüşümüzden rahatsız olan içdeki hainler ve patronları tüm kurgularıyla bize savaş açtı.

Adeta müttefiklerinin Türkiye değilde PKK'nın olduğunu söyleyen batılı siyasetçiler var.

Türkiye'ye saldıran küresel organizasyonlar küresel markaların içinde işleniyor. Devletimiz  küresel koalisyonun tezahürü olan terör örgütleriyle mücadele ediyor.

Almanya, HDP/PKK'lılar içeri tıkılınca elinden oyuncağı alınmış çocuğa döndü.

Hasta adam AB kendi hastalığını artık saklamıyor. Türk Devletinin aklıyla dalga geçtiğini sanan batıya kanser teşhisi koyan bu millet, batının has adamlarını dağlarda ve şehirlerde avlayıp içeri attıyor.

Günler sonra darbe girişimini yarım ağızla kınayan batı, konu Türkiye karşıtı teröristler olunca sözde "kırmızı çizgileri aşılmış" oldu. 

Nefes almadan ard arda anlık açıklamalarda bulunan batılı siyasetçilerin terör aşkı bir kez daha gün yüzüne çıktı. Ne denli kendi adamları olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. Terör örgütleriyle derin ilişkiler içinde bulunan birçok AB ülkesi, dünyaya terör ihraç etme konusunda diğer güç odaklarıyla yarış halinde.

ABD ve Avrupa eski alışkanlıklarından vazgeçmek istemiyor. Onların çıkarları adına çalışmadığımızı, onları dinlemediğimizi "zihinlerine kazıyoruz." Batı, Türk Devleti'nin 2023 vizyonuyla yüzleşmekten çekindiğini artık saklamıyor.

Terörle mücadele konusunda yanımızda durmayıp karşımızda terör örgütleriyle birlikte saf tutan ve üzerimizde baskı kuran sözde batılı müttefiklerimiz, bize ait olan herşeyi baltalamak için elinden geleni ardına koymuyor. Bazen kendi güdümündeki uluslararası kredi derecelendirme şirketleriyle, bazen de uzaktan yönetilen yeni nesil terör örgütleriyle üzerimize geliyor.

Almanya'nın başı çektiği tüm Avrupa ülkeleri ve diğer unsurlar şunu çok iyi biliyorki "bugün Türk'leri durduramaz ve önlerine setler koyamazsak şayet bu Avrupa dahil olmak üzere diğer güç merkezlerininde sonu olacak."

Dereyi geçerken bir çok at değiştirmek zorunda kalan batının ve güdümündeki Irak yönetiminin sabit bir planı yok. Nedeni ise tüm coğrafyada oyunları bozan askeri bir akıl var.

TSK'nın konuşlandırılacağı yeni alan Sincar mı?

Geçtiğimiz aylarda İran ve ABD'nin etkisiyle Irak Parlamentosu’nda bir karar alındı. Alınan kararda, Türkiye'nin sınır ötesi operasyon tezkeresini kabul etmediği ve bunu yedi maddelik bir bildiriye imza atarak, Türkiye’nin Başika’daki varlığını işgalci güç olarak tanımladı. Bizim için etkili bir mahiyeti olmasa da bu tavır, Türkiye-Irak ilişkilerini dolayısıyla Türk Devletinin Irak-Başika’daki askeri mevcudiyetini  tekrar gündeme taşıdı.

"Osmanlının rüyasını gören Türkiye'nin Musul hayaline izin vermeyeceğiz" diyen bir yayın her gün Irak resmi televizyon kanalından bant yayını olarak Irak halkına izlettiriliyor. Bu algı operasyonu ile Türkiye'ye karşı Irak halkının nefretinin arttırılması İran'ın Irak Şii yönetimi üzerinden Türkiye'ye oynadığı acem oyunlarından sadece biri.

Geçtiğimiz senelerde DAEŞ ile mücadele konusunda ve yalvarırcasına Türkiye'yi Başika'ya davet eden Irak merkezi yönetimi, bugün İran’ın ve ABD'nin siyasi emelleri doğrultusunda Başika’da ki varlığımızdan rahatsız olduklarını dile getiriyor.

Sincar'a olası bir operasyonun altında Türk'lerin Musul’u kurtarma planının bir kısmı olduğu, PYD'nin Sincar'dan çıkarılması ve daha önce DAEŞ'in kullandığı hat olan ve TSK içinde  yararlı olabilecek Suriye-Irak arasında iki lojistik destek hattından biri olması Sincar'ı daha önemli bir konum haline getiriyor.