Sinanoğlu: Dilimiz kimliğimizdir
Abone ol“Dilimiz Kimliğimizdir” başlıklı bir konferans veren Prof.Oktay Sinanoğlu, “Tarihte adı sanı kalmamış milletler, topla tüfekle değil dili unutturularak tar
Roma İmparatorluğu döneminden örnek veren Sinanoğlu, Sezar’ın
isyanlarına karşı defalarca sefer düzenlemesine karşı baş edemediği
Keltleri dillerini unutturarak dize getirdiğini aynı yöntemin daha
sonra İngilizler tarafından İrlanda ve Hindistan’da uygulandığını
anlattı. İngilizlerin İrlanda’da zorla yaptığı yabancı dille
eğitimin bugün Türkiye’de velilerin gönüllü çabalarıyla ve üste
para vererek yapıldığını vurgulayan Sinanoğlu, “Dil, gönlü yüzdüren
gemidir. Toplumun gönlünün adı ise kültürdür. Kuru kalabalığı
millet yapan dil elden gitti mi, milleti bir arada tutan öğelerin
hepsi kaybolur. Dil yitince ne tarih bilinci kalır ne de o milletin
kendine güveni. Sonunda o millet kendi topraklarını kendi eliyle
teslim eder.” dedi. Kültürel genler önemli Türk olmayı bir zihin ve
gönül meselesi olarak tanımlayan Prof. Sinanoğlu, “Toplumda kültür
genleri, biyolojik genlerden daha önemlidir. Dile bağlı olan kendi
gönlüm ve toplumun gönlü dili kaybederse vatanını da kaybeder”
dedikten sonra dille ilgili tartışmaların 50 senedir kelime mi
diyelim yoksa sözcük mü tartışmasını aşamadığını bu esnada İngiliz
atını alanın çoktan Üsküdar’a geçtiğini anlattı; “Birer kelimeyle
bizi birbirimize düşürdüler. Bu yüzden on binlerce yıllık Türk
tarihinin en karanlık günlerini yaşıyoruz. Şu an durumumuz 1919’dan
bile geride Endülüs’ün son zamanını yaşıyoruz.” Ben son öten
horozum Kendisini son öten horoz olarak tanımlayan Prof. Dr.
Sinanoğlu, şunları söyledi: “Son dakikada bile olsa yanlışları
göstermek benim atalarıma bir borcumdur. Bazı şeyleri artık
konuşabilmemiz lazım. Hangi millette görülmüş ki, babanın 30 sene
önce yazdığını anlayamıyorsun. Peyami Safa’nın o güzel, o sade
Türkçe ile yazılan ‘9. Hariciye Koğuşu’nu bile sadeleştirdiler.
Bunlar babamın bir zamanlar beraber dergi çıkardığı Ömer
Seyfettin’i sadeleştirerek işe başladılar. Sonra da Ömer Seyfettin
hikâyelerinin İngilizcelerini okutmaya başladılar. Oysa bizden 30
yıl sonra kalkınma hamlesi başlatan Japonya, Japon kalarak değişip,
kendi kültürüne sahip çıkıp kalkındı. Aramızdaki farka bakın. Biz
neredeyiz, onlar nerede? Türkiye’de milli e ğitimde ne millilik var
ne de eğitim.” Nasıl bayram yapacağız? “Veliler ne zaman akıllarını
başına devşirir, çocuklarını da yanına alarak dünyanın parasını
verdikleri okullara giderek biz çocuğumuzun kimliksiz olmasını
istemiyoruz. Eğitim Türkçe olmalı. Gereken yabancı dil hangisi ise
o da öğretilir derse ve sadece bir okulda bile veli baskısıyla
yabancı dille eğitime son verilirse o gün herkes bayram etsin”
diyen Oktay Sinanoğlu, “Bunu yapmazsak tarihte var kalmaya layık
değiliz demektir. Ben Osmanlıca-Öztürkçe gibi ayrımlar kabul
etmiyorum” diyerek Türkçe’nin tarih ve coğrafyadaki her kullanımına
sahip çıkmamız gerektiğine işaret ederek bunların hepsinin
bilinmesi gerektiğini, herkesin dedesinin mezar ta şını
okuyabilmesinin şart olduğunu söyledi ve ekledi: “O zaman şanlı
tarihimizle olan yıkılmış köprüleri tekrar inşa edebileceğiz.” En
zengini Türkçe “Türkçe matematiksel bir dildir. Dünyada Türkçe’den
zengin bir dil yoktur. Bu dilin matematiğinin kurallarını
biliyorsan her şeye yeter” diyen Oktay Sinanoğlu, tarihten Türk
sözünün silinme tehlikesiyle karşı karşıya olduğu günlerde
yaşadığımızı söyledi. “Bizim tarihte kalmamız iç in planlı bir
şekilde yok edilen Türkçe’ye sahip çıkmamız gerekiyor. Bunun için
de aklı başında her ülkede olduğu gibi Türkiye’de yabancı dille
eğitime son vermemiz gerekiyor. Geçenlerde kaldığım otelde
Türkiye’de kaldığıma Türk olduğuma dair en ufak bir işarete bile
rastlayamadım. İnsanlar sadece maddiyatla yaşayamaz. Maneviyat da
lazım. Dil bizim manevi vatanımızdır. Ben İngiltere hariç hiçbir
Avrupa Birliği ülkesi üyede İngilizce kelime göremedim. İtalya’da
bilim adamları İtalyanca konuşuyor. Şüphesiz İngilizce biliyorlar
ama başka dilde konuşmak istemiyorlar. Avrupa’da herkes kendi
diliyle meşgul.” Kaynak: Türkiye