Sinan Engine bile vurmuşlar
Abone olBeşiktaş'ı karıştıran kavganın perde arkası aralandı. Toraman ve Üzülmez arasındaki kavgadan Sinan Engin bile nasibini almış!
Beşiktaş camiasına bomba gibi düşen - İbrahim Üzülmez ve
İbrahim Toraman arasında geçen - kavganın perde arkası
aralandı.
Fanatik Gazetesi'nin haberine göre: "Kavgaya tutuşan iki kaptanı, Sinan Engin de araya girmesine rağmen tam 20 dakika kimse ayıramadı. Yumruklar konuşurken, Engin bile vücuduna darbe aldı.
Öğlen saat 13.00’teki yemekte terlik yüzünden tartışan ikili, daha sonra odalarına çekildi. Akşam 18.00’deki idmana kadar, bu iki oyuncuyla ne kafile başkanı Kenan Öner, ne teknik direktör Ertuğrul Sağlam, ne de menacer Sinan Engin bir konuşma yapmadı, barıştırma yoluna gitmedi. İdman sonrası 21.00’deki akşam yemeğinin sonlarına doğru ise olay patlak verdi.
Toraman, gündüz sipariş ettiği şampuan ve duş jelini almak için yemek salonunun dışındaki kulüp görevlisinin yanına gitti. Siparişlerinin odasına bırakıldığı bilgisini alıp, oradan ayrılmak üzereyken, Üzülmez arkasından sinirli bir şekilde geldi. İkili arasında şu diyalog yaşandı:
Üzülmez:
Madem ayağında yara vardı, neden hocadan izin almadın?
Toraman:
İzin alacak durum mu var. Görmüyor musun ayağım yara içinde.
Üzülmez:
Ben anlamam, bu takımın kaptanı kim? Sen böyle yaparsan diğerleri ne yapar?
Toraman:
Ben de kaptanım. Sorumluluklarımı, nerede nasıl davranacağımı biliyorum. Ayakkabı giyemiyorum hepsi bu. Ayrıca hoca da gördü yemekte.
Tatışma sürerken, kulübün güvenlik sorumlusu Ahmet Ateş ve basın görevlisi Tuncay Yanık, hâlâ yemekte olan Sinan Engin’i uyarıp dışarı çağırdılar.
Engin:
Sizin derdiniz nedir? Takım kaptanları herkesin önünde tartışıp kavga eder mi? Sorununuz neyse kozlarınızı şimdi burada paylaşın olay bitsin. Ayrıca İbo, sen büyüksün ve birinci kaptansın, ama yangına körükle gidiyorsun.
Üzülmez:
Sen de sorgu sualsiz her olayda beni suçlu gösteriyorsun. Yeter artık.
Engin:
Sesini yükseltme. Ne suçlu göstereceğim. İkinizde de kabahat var. Oturun, adam gibi konuşup anlaşın, benim canımı sıkmayın.
Üzülmez:
O zaman Toraman’ın odasına gidip kozlarımızı paylaşalım.
Toraman:
İyi olur. Bence de en iyisi gidip konuşalım.
Engin:
Ne odası. Hemen burada. Dışarı çıkalım, neyse burada çözün bitsin bu iş
Bunun üzerine Üzülmez, Toraman’ı kolundan çekip, “Hadi gel bakalım dışarı” diye çekiştirir.. Toraman da “Çek elini” diyerek odasına doğru yönelir.
İşte tam bu sırada Üzülmez, arkadan Toraman’a yumruğu yapıştırır... Geri dönen Toraman da karşılık verir. Engin, Ateş ve Yanık kavgayı ayırmak için araya girer. Ama ikisini ayırmak neredeyse imkânsızdır. 5 kişi birden yerlerde sürüklenmeye başlar. Engin, hayalarına tekme alınca, yere düşer. Kalkmakta zorluk çeker. Yanık’ın parmağı ve kolu, Ateşin ise kafası ve yüzüne darbeler gelir. Bu üçlü yeniden toparlanıp, iki oyuncuyu ayırmayı başarsa da Toraman, Üzülmez’i uzun saçlarından yakalar. Toraman bütün uğraşlara rağmen dakikalarca Üzülmez’in saçlarını bırakmaz ve tam 20 dakika sonra kavga ancak son bulur."
Fanatik Gazetesi'nin haberine göre: "Kavgaya tutuşan iki kaptanı, Sinan Engin de araya girmesine rağmen tam 20 dakika kimse ayıramadı. Yumruklar konuşurken, Engin bile vücuduna darbe aldı.
Öğlen saat 13.00’teki yemekte terlik yüzünden tartışan ikili, daha sonra odalarına çekildi. Akşam 18.00’deki idmana kadar, bu iki oyuncuyla ne kafile başkanı Kenan Öner, ne teknik direktör Ertuğrul Sağlam, ne de menacer Sinan Engin bir konuşma yapmadı, barıştırma yoluna gitmedi. İdman sonrası 21.00’deki akşam yemeğinin sonlarına doğru ise olay patlak verdi.
Toraman, gündüz sipariş ettiği şampuan ve duş jelini almak için yemek salonunun dışındaki kulüp görevlisinin yanına gitti. Siparişlerinin odasına bırakıldığı bilgisini alıp, oradan ayrılmak üzereyken, Üzülmez arkasından sinirli bir şekilde geldi. İkili arasında şu diyalog yaşandı:
Üzülmez:
Madem ayağında yara vardı, neden hocadan izin almadın?
Toraman:
İzin alacak durum mu var. Görmüyor musun ayağım yara içinde.
Üzülmez:
Ben anlamam, bu takımın kaptanı kim? Sen böyle yaparsan diğerleri ne yapar?
Toraman:
Ben de kaptanım. Sorumluluklarımı, nerede nasıl davranacağımı biliyorum. Ayakkabı giyemiyorum hepsi bu. Ayrıca hoca da gördü yemekte.
Tatışma sürerken, kulübün güvenlik sorumlusu Ahmet Ateş ve basın görevlisi Tuncay Yanık, hâlâ yemekte olan Sinan Engin’i uyarıp dışarı çağırdılar.
Engin:
Sizin derdiniz nedir? Takım kaptanları herkesin önünde tartışıp kavga eder mi? Sorununuz neyse kozlarınızı şimdi burada paylaşın olay bitsin. Ayrıca İbo, sen büyüksün ve birinci kaptansın, ama yangına körükle gidiyorsun.
Üzülmez:
Sen de sorgu sualsiz her olayda beni suçlu gösteriyorsun. Yeter artık.
Engin:
Sesini yükseltme. Ne suçlu göstereceğim. İkinizde de kabahat var. Oturun, adam gibi konuşup anlaşın, benim canımı sıkmayın.
Üzülmez:
O zaman Toraman’ın odasına gidip kozlarımızı paylaşalım.
Toraman:
İyi olur. Bence de en iyisi gidip konuşalım.
Engin:
Ne odası. Hemen burada. Dışarı çıkalım, neyse burada çözün bitsin bu iş
Bunun üzerine Üzülmez, Toraman’ı kolundan çekip, “Hadi gel bakalım dışarı” diye çekiştirir.. Toraman da “Çek elini” diyerek odasına doğru yönelir.
İşte tam bu sırada Üzülmez, arkadan Toraman’a yumruğu yapıştırır... Geri dönen Toraman da karşılık verir. Engin, Ateş ve Yanık kavgayı ayırmak için araya girer. Ama ikisini ayırmak neredeyse imkânsızdır. 5 kişi birden yerlerde sürüklenmeye başlar. Engin, hayalarına tekme alınca, yere düşer. Kalkmakta zorluk çeker. Yanık’ın parmağı ve kolu, Ateşin ise kafası ve yüzüne darbeler gelir. Bu üçlü yeniden toparlanıp, iki oyuncuyu ayırmayı başarsa da Toraman, Üzülmez’i uzun saçlarından yakalar. Toraman bütün uğraşlara rağmen dakikalarca Üzülmez’in saçlarını bırakmaz ve tam 20 dakika sonra kavga ancak son bulur."