Sinan Ateş'in babasından son mektup: Oğlumu bile şehit ediyorlarsa...
Abone olSinan Ateş'in babası Musa Ateş, oğlunun Ankara'nın ortasında öldürülmesinin ardından yazdığı mektupta, "Benim oğlumu bile şehit ediyorlarsa sizin oğlunuza kimse acımaz" dedi. Musa Ateş, oğlunun şehadetinin üzerinden 1 yıl geçmesine rağmen katillerinin hala bulunamamasına ve adaletin yerini bulmamasına isyan etti.
Ankara, 30 Aralık 2022 - Ankara'da geçtiğimiz yıl silahlı
saldırı sonucu hayatını kaybeden eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı
Sinan Ateş'in babası Musa Ateş, 64 yaşında vefat etti. Musa Ateş,
oğlunun ardından kaleme aldığı ve geçtiğimiz günlerde hayatını
kaybetmesi üzerine gündeme gelen duygusal mektubunda, oğlunun
katillerinin bulunması ve adaletin sağlanması çağrısında
bulundu.
Sinan Ateş'in annesi Ayşe Ateş tarafından yayımlanan "Sinan Ateş / Yaşar Hatıralarda" isimli kitapta yer alan mektup, İsmail Saymaz tarafından köşesinde okuyucularla paylaşıldı. Mektupta Musa Ateş, "Ben Sinan’a ömrümde bir fiske vurmadım. Her nazını çektiğim, her sıkıntısına katlandığım kıymetlimi ellerimle toprağa verdim" ifadeleriyle başlayan satırlarla oğlunun ölümüne duyduğu derin üzüntüyü ve anlam arayışını dile getirdi.
Musa Ateş mektubunda, oğlunun öldürülmesine sebep olanların, ülkücü harekete, Türk milletine ve Müslümanlığa düşman kişiler olduğunu belirterek, oğlunun ölümünden sonra adaletin yerini bulması için ülkücülerin ve devletin harekete geçmesi gerektiğini vurguladı. "Benim oğlumu bile şehit ediyorlarsa sizin oğlunuza kimse acımaz" diyerek, herkesi duyarlı olmaya ve destek olmaya çağırdı.
Musa Ateş'in oğlunun yanına defnedileceği Emir Sultan Mezarlığı'nda gerçekleştirilecek cenaze töreniyle son yolculuğuna uğurlanacağı belirtildi.
İşte o mektup:
“Ben Sinan’a ömrümde bir fiske vurmadım. Her nazını çektiğim, her sıkıntısına katlandığım kıymetlimi ellerimle toprağa verdim. Dokunmaya kıyamadığım evladıma kıydılar! Neden? Aklım almıyor, yahu herkesi iyi şeyler söylediği Sinan kime ne kötülük yapacak ki onu öldürecekler! Karıncayı incitmeyen çocuk, öldürülmeyi hak edecek ne yapmış? 1980’den önce yanımda arkadaşım şehit edildi, ben yaralandım. Zor günlerdi. Keşke yaşanmasaydı. O zaman silahlar konuşuyordu, şimdi kafalar konuşuyor. Peki, oğlumu düşman belleyenler kimlerdi?
Benim oğlumu daha kafalı, daha zeki diye mi şehit ettiler. Sinan ağzına sigara koymazdı. Diyorlar ki uyuşturucu satan bir torbacı Sinan’ı vurmuş. Oğlumun torbacılarla ne işi olacak? Sinan, böylelerine selam bile vermezdi. Oğlum Türk milliyetçisiydi. Ömrümüzü adadığımız ülkücü harekete başkan oldu. Her sohbeti parti, ocak, Türk milleti ve Müslümanlık idi. Demek ki Sinan’ı şehit edenler partiye, ocağa, Türk milletine ve Müslümanlığa düşman. Kim bunlar?
1980 öncesi kendimizi en güvenli hissettiğimiz zamanlar cuma vakitleriydi. Sinan’ı şehit edenler nasıl insanlar ki cuma namazından çıkan evladımı vuruyorlar? Filistinli Müslümanları cuma namazından çıkışta şehit eden İsrail askerlerinden bunların farkı ne? Oğlumu kameraların önünde şehit ettiler. Ankara’nın merkezinde şehit ettiler. Ülkü Ocakları Genel Başkanı’nı kim hangi suretle şehit edebilir? Ülkücüler buna nasıl sessiz kalabilir? Peki devletimiz nerede? Neden Sinan’ı vurdurtanlar tutuklanmıyor? Bu kadar insanı bir torbacının bir araya getirdiğine devletimiz inanıyor mu? Sinan’ın mahkemesi neden hâlâ başlamadı?
Facebook’ta benim fotoğrafımla birlikte yazılan bir yazı gösterdiler. (Firavun’a karşı olmak yetmez, Musa’nın yanında olmak gerekir) yazıyordu. Çok doğru. Ben Musa Ateş. Oğlumun katillerini içinizden kazımanız yetmez, benim yanımda olun. Benim evladım Ülkü Ocakları Genel Başkanıydı. Oğlumu şehit ettiler. Benim oğlumu bile şehit ediyorlarsa sizin oğlunuza kimse acımaz.”